Google Play Store
App Store

Geçen haftaki yazımda müzik sektörünü bekleyen en büyük tehlikenin yapay zekâ olduğunu belirtmiştim. Bu hafta da bu konuyla ilgili hukuki düzenlemelerden söz edecektim ama yapay zekâ konusunu biraz daha açmanın faydalı olacağını düşündüm. Bu konuda bana destek veren gazetemizin eski Kültür Sanat Editörü Burak Abatay’a teşekkür ederim. Yapay zekâ sözcüğüyle bizler belki yeni karşılaştık ama ilk kez 1956 yılında bu terim kullanılmış. İlk dönemlerde problem çözme ve sembolik yöntemler gibi daha basit görevleri yerine getirirken, günümüzde konuşmayı, verileri ve görüntüleri tanımayı, tahminlerde bulunmayı yerine getiren bir yapı yapay zekâ.

∗∗

Yapay zekâ ile insan yetkinliklerinin geliştirilmesi ve bunlara katkı sağlanması amaçlanırken, özellikle müzik alanındaki kontrolsüz kullanımı çok büyük sıkıntılara yol açacak gibi duruyor. CİSAC (Uluslararası Yazarlar ve Besteciler Dernekleri Konfederasyonu) tarafından yapılan küresel bir araştırmaya göre, 2028 yılına kadar yaratıcı endüstrilerdeki gelirlerde müzikte yüzde 24’lük, görsel-işitsel alanlarda da yüzde 21’lik bir kayıp söz konusu olacak. Yapay zekâ müzik, görsel-işitsel pazarı şu anda 3 milyar euro civarı. Bu rakamın 2028 yılında 64 milyar euroya çıkması bekleniyor. Müzik sektöründe müzik kitaplığı pazarları yapay zekâdan güçlü bir şekilde etkilenecek. 2028 yılına kadar, Yapay zekâ müziğinin geleneksel müzik platformlarının gelirlerinin yaklaşık yüzde 20’sini ve müzik kütüphanelerinin gelirlerinin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturacağı tahmin ediliyor. Bu da önümüzdeki beş sene içerisinde gerçek yaratıcıların gelirlerinin ciddi bir kayba uğraması, teknoloji şirketlerinin gelirlerinin ciddi bir şekilde artması anlamına geliyor.

∗∗

CISAC Başkanı Björn Ulvaeus (dünyaca ünlü ABBA grubunun kurucularından, müzisyen, besteci) bu çalışmayı dünyanın dört bir yanındaki yasama tartışmalarında politika yapıcılara bir rehber olarak sunulmasını memnuniyetle karşıladı. “Şarkı yazarlarından film yönetmenlerine, senaristlerden film bestecilerine kadar her türden yaratıcı için yapay zekâ, yeni ve heyecan verici fırsatların kilidini açma gücüne sahiptir – ancak kötü bir şekilde düzenlenirse, üretken yapay zekânın aynı zamanda insan yaratıcılarına, kariyerlerine ve geçim kaynaklarına büyük zarar verme gücüne de sahip olduğunu kabul etmeliyiz. Bu iki senaryodan hangisi sonuç olacak? Bu, büyük ölçüde, şu anda dünya çapında devam eden yasama incelemelerinde politika yapıcıların yaptığı seçimler tarafından belirlenecektir. Bu düzenlemeleri doğru yapmamız, içerik oluşturucuların haklarını korumamız ve insan yaratıcılığını ve kültürünü koruyan bir yapay zekâ ortamının geliştirilmesine yardımcı olmamız çok önemli.”

Yapay zekâ bir şekilde hayatımıza girdi. Bunun yok sayılması, yasaklanması mümkün değil. Ama yaratıcı endüstrilerin ve sanatçıların zarar görmemesi için bir takım kurallar ve kısıtlamalar getirilebilir. Hep birlikte göreceğiz, teknoloji devlerine karşı müzik sektörünün gücünü. Umarım bu sefer kazanan bizler oluruz.

Kalın sağlıcakla…