Bu ülkede din adamı var mı?
(IŞ)İD'in milyonlarca insanı yerinden yurdundan eden zalimliklerine, bu ülkenin dini kurumlarında görev yapan Müslüman din adamları, kanaat önderleri, cemaat liderleri…
(IŞ)İD'in milyonlarca insanı yerinden yurdundan eden zalimliklerine, bu ülkenin dini kurumlarında görev yapan Müslüman din adamları, kanaat önderleri, cemaat liderleri… hiç ses çıkarmayacak mı? Örneğin, (IŞ)İD konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamalar kınama anlamına gelecek doğru düzgün bir ifade bile içermiyor. Bu derin sessizliği nasıl açıklamalı? Kafa kesen, insanları vahşice katleden, kadın ve çocuklara tecavüz eden, yüzbinlerce insanı yerinden yurdundan eden, insanların can havliyle sığındıkları dağlarda açlık ve susuzluktan ölmelerine göz yuman bir örgüte yönelik açıklamaların, değerlendirmelerin böylesine cılız bir sesle dile getirilmesi nasıl mümkün olabilir. Ya da sınır boylarında perişan edilen insanlara bir parça ferahlık verecek bir açıklama yapılmaması. Ben Müslümanım diyen insanların yeri göğü inletmesi gerekmez miydi?
Zaman ayırıp bir süre televizyon ve radyo kanallarında dolaşıldığında dini yayınların ne kadar çok olduğu fark ediliyor. Bunda ne var ki? Denilebilir; kuşkusuz şaşırtıcı bir şey de yok. Ama bu kanallarda neler konuşulduğunu dinlemek veya izlemek için zaman ayırdığınızda biraz vicdan sahibi bir insansanız eğer epeyce şaşıracağınızı söyleyebilirim. Bu ülkede bu kanallara çıkıp konuşan din adamlarının, ilahiyatçıların ve akademisyenlerin dini konularda dert ettikleri şeylerin ya da ele aldıkları konuların toplumsal hayata ilişkin meselelerin herhangi birinin yanından bile geçmediğini göreceksiniz.
İş kazalarında her gün can veren insanlar ya da siyasal iktidara eklemlenip aleni haram yiyenler hakkında herhangi bir şey duyamıyorsunuz bu programlarda. Ya da ortalığa saçılan yolsuzluklar, halk sağlığını tehdit eden, bozan çeşitli konular ya da uzun vadede ciddi bir doğa tahribatına yol açacağı kesin olan uygulamalar hakkında bu ülkenin din adamları ne söylüyor? Toplumsal hayatın temel meselelerine ilişkin fikirleri ne bilmiyoruz?
Çok daha somut ve güncel bir örnek üzerinde durarak söylemek istediklerimi net olarak ifade etmem daha mümkün olacak. Soma faciası sonrasında oluşan kamuoyu baskısı nedeniyle kısmi iyileştirmeler içeren “Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” geçtiğimiz günlerde çıkarıldı. Ancak madenlerde yapılacak kısmi iyileştirmelerin bile işverenlere ek mali yükler getireceği gerekçesi ile yasanın yürürlüğe girme tarihi bir yıl ertelendi. Yani sağlıksız ve güvencesiz koşullarda çalışan işçiler açısından değişen hiçbir şey olmadı. Antikapitalist Müslümanlar gibi kamu önünde söz almaktan çekinmeyen ve bunu vicdanlarının bir gereği olarak gören insanları hariç tutarak, sabahtan akşama çeşitli programlara çıkan din adamlarının bu yasa değişikliği konusunda ne düşündüğünü ve ne söyleyeceğini çok merak ediyorum.
Amacım din adamlarına hakaret etmek değil. Yaşadığımız ülke dini açıdan çok büyük bir zenginlik ve farklılık içeriyor bunun da farkındayım. Bu konuda herkesi aynı potaya koyup genelleme yapmak sıkıntılı bir şey ve hiç kuşku yok ki mevcut durumdan, uygulamalardan rahatsız epeyce insan da vardır içlerinde. Ama ister istemez şunu sormak durumundayız: Nerede bu vicdanlı din adamları? Bu insanların televizyon, radyo, yazılı basın veya internet ortamında seslerinin gür çıktığını söyleyebilir miyiz? Açıkçası böyle bir şey yok.
Nedenleri her ne olursa olsun vicdan dediğimiz şey dini inancın içinden hızla buharlaşıyor. Üstelik dini değerleri referans alan bir siyasal iktidar ve sessizce ya da rıza göstererek bu duruma refakat eden din adamları eliyle. Hiçbir şey dini inançlara bundan daha fazla zarar veremezdi.