Bugünlerde...
Yazıya ve yaşama duruşunu çok sevdiğim bir arkadaşımın iyi okuru olmanın mutluluğuyla, hep “bugünlerde” Murathan Mungan okumak üzere, 70. yaşını sevgiyle kutluyorum.

“Bugünlerde Melih’le ben aynı kızı seviyoruz” demesini severim Orhan Veli’nin “Oktay’a Mektuplar”ında. Onlar aynı kızı seviyorsa, bunu paylaşacakları üçüncü kişi de Oktay Rifat’tan başka kim olabilir?
“Bugünlerde”, ferah bir söyleyiş için iyi bir başlangıç, bahar geldi ya, herkes için hem günlerin hem de güllerin içinden yeni bir şeyler söyleme hem de bunu “bugünlerde” diyerek geniş zamana yayma arzusu baş göstermiş demektir.
Ülkü Tamer’e selamla, “yazın bittiği her yerde söylenir”se, “baharın geldiği de her yerde söylenir”, hele “bugünlerde”.
Bugünlerde söylenecek en güzel şeylerden biri de, Murathan Mungan okuyorum demektir.
Murathan Mungan okunuyorsa bugünler hiç geçmesin istenilen günlerdir. Size küçük bir sır vereyim, bugünler Murathan’sız geçmez hiç, geçtiği görülmemiştir! Mungan insana kendini genç hissettirir, böyle şahane bir his varken, hep okumak gerekir.
Aynı yaşlarda olduğun, Türkiye gibi askerî ve sivil darbesi bol olan bir ülkede, bunlar olurken genç olduğun, o nedenle de kuşak kavramının önemli olduğu bir yerde, üstelik tam da o yaşlarda aynı şehirde, “Güzel Ankara”da buluştuğun, tanıştığın, arkadaşlık ettiğin, ilk yazılarını, şiirlerini hevesle okuduğun, öykülerinde yepyeni bir dil bulduğun, ilk ödülünü onunla birlikte alıp ikinci olduğun, yine aynı yılda, Ankara’yı hiç unutmadan, “şimdilik” kaydıyla, 42 yıl olmuş ne gam, onun gibi İstanbul’a gelip kaldığın, sonra onu hep okuyarak yol aldığın, o şimdi 70, senin bir yılın daha var, sevdiğin, övdüğün ve ömrünün sonuna dek okumak istediğin bir armağan: Murathan Mungan.
Şiirde 80’ler diye anılan kuşaktanım, çok yazdım, bu “arkadaşlık kuşağı”dır, 12 Eylül 1980 askerî darbesinin de kıstırmasıyla, birbirlerine iyice yakınlaşan, yaslanan poetik ve politik karşılıkları da olan bir arkadaş kuşağı bu. Arkadaşlarımla hep övündüm ve pek çoğunun da okuru oldum.
Yaşama, edebiyata, şiire, sanata, politik olana ilişkin hemen her şeyde Murathan’ın etkisini, etkinliğini gördüm. Avangard, öncü diye nitelenebilecek atakları olmasına karşın, aynı politik görüşü paylaştığı çevreleri hiç unutmadı. “Bilincin uyanması” denilen şeyi yaptı ki bu “çerağ uyandırma”yla aynı iyiliğin sevincidir.
Yaşama programını gençliğinde oluşturan biri yazma programını da o günlerde oluşturmuş olmalı ki, her yıl şiirden öyküye, romandan denemeye, seçkiye, verdiği ürünlerle, Onca Yoksulluk Varken diyebileceğim bu perişanlığın ortasında, bir “umut ilkesi” olarak vaat ettiği yazıyı, şiiri var etti, ediyor.
Murathan Mungan, Türkçenin klasikleri arasına çoktan girmiş bir moderndir. Sevdiği, andığı ustaların yer aldığı “edebî pantheon”dadır artık o da. Her yazdığının lezzet taşımasının arkasında ustalar kadar okura ve kendisine duyduğu saygı da vardır. Her dizesinde, cümlesinde okuruz bunu.
Murathan Mungan yaşadığı ülkenin, zamanın bilincini en çok taşıyanların da başında gelir. Her türlü haksızlığa, zorbalığa, kötülüğe karşı hem yazısını hem varlığını öne sürer ki, kaybedecek çok şeyi olan biri için, bunu göze almak, yazı cesareti kadar yaşama cesareti de gerektiren bir şeydir.
Yazıya ve yaşama duruşunu çok sevdiğim bir arkadaşımın iyi okuru olmanın mutluluğuyla, hep “bugünlerde” Murathan Mungan okumak üzere, 70. yaşını sevgiyle kutluyorum.