Bütün emekliler saflara

Zeynel Abidin Ergen

Ülkemizde emeklilerin sendikalaşma mücadelesi çok eskilere dayanmıyor. İlk emekli sendikası 1995 yılında kuruldu. Ancak kuruluşu ile birlikte Ankara valiliğince kapatılma davası başlatıldı. Sendika yıllarca var olup olmama mücadelesi verdi. Henüz, emekli sendikası nasıl olmalı? Çalışanların sendikasından farkı nedir? İş yeri olmadığına göre nasıl örgütlenmeli? Üretimden gelen güç olmayınca sendikalaşma ve mücadele nasıl yapılacak? Emeklilerin devasa ekonomik sorunlarının çözümü için emekli sendikası hangi araçlarla yoluna devam edecek? Yaşlılığa bağlı sorunları ve hakları, sosyal kültürel sorunları, gelecek kuşaklara yani çocuklarına ve torunlarına daha güzel ve yaşanabilir bir dünya bırakma sorumlulukları gibi bir dizi konu emeklilerin sendikal mücadele alanı kapsamında nasıl değerlendirilecek? Bu ve benzeri sorulara emekli sendikalarının açıklaması gereken sorulardı.


Üstüne üstlük, ülkemizde bürokratik sendikacılık veya iktidar güdümlü yandaş sendikacılık örneklerine her zamandan daha çok rastlanıldığı bir dönem yaşanıyordu. Haliyle bu hastalıklı anlayışlar kimi emekli örgütlülüklerine de sirayet etmişti. Halen emekli örgütleri bu çıkmazı aşmış değildir.

Tüm Emekli Sen'in ortaya çıkışı sadece emekli örgütlenmesine sirayet eden kimi hastalıklı anlayışlara karşı bir tepki değildi. Aynı zamanda sınıf ve kitle sendika anlayışıyla fiili ve meşru mücadele hattını birleştiren ve bu mücadeleyi demokratik hakların kullanılması hukukuna oturtan yeni sendikal anlayışıyla açıklanabilir. Aynı zamanda demokratik haklar ve özgürlüklerin giderek askıya alındığı bir dönemde sendikal mücadele sırf ekonomik taleplerle sınırlandırılamaz. Bu anlamıyla daima sendikalar aynı zamanda demokrasi mücadelesinin de bir parçasıdır. Tüm Emekli Sen'in varoluş nedenlerinden biri de budur.

Bilindiği gibi Anayasada önce "işçiler ve işverenler sendika kurabilir" ifadesi vardı. Kamu emekçilerinin mücadelesi sonucu anayasada "işçiler " yerine " çalışanlar" ibaresi değişikliği yapıldı. Oysa imzacısı olduğumuz uluslararası sözleşmelerin (gerek BMİHS'de ve gerekse de AİHS'de) ilgili maddelerinde "herkes sendika kurabilir" ifadesi yer almaktadır. İç hukukumuzda uluslararası sözleşmelere uygun değişiklik yapılmamış olması, sendika hakkının kullanılmasına engel değildir. Anayasanın 90. maddesinde mealen" uluslararası sözleşmeler ile iç hukukun çelişmesi durumunda uluslararası sözleşmeler esas alınır" der. Bu durumda ilk aşamada yapılması gereken; emekli sendikalarının tanınmasıdır. Devamında anayasada bir kelime değişikliği ile "çalışanlar ve işverenler sendika kurabilir" ifadesi yerine "herkes " veya en azında "çalışanlar, emekliler ve işverenler sendika kurabilir "değişikliğinin yapılmasıdır.

Bütün bu değişiklikler olmasa bile " haklar yasalardan önce gelir" hukuk ilkesi kimsenin itiraz edemeyeceği bir ilkedir. Ayrıca demokratik hakların kullanılması kimsenin tasarrufuna da bırakılamaz. Böyle düşünüldüğünde emeklilerin sendikalaşmasının engellenmesi demokrasi sorunu, aynı zamanda insan hakları sorunudur...

Bütün bunlara rağmen Tüm Emekli Sen anti demokratik uygulamalara karşı fiili sendikal mücadeleyi zor şartlarda olsa da yürüttü. Tüm Emekli Sen mücadelesi kamu vicdanında haklı bir meşruluk kazandı. Özellikle emeklilerin ekonomik ve sağlık talepleri başta olmak üzere demokratik hakların kullanılması gibi bir dizi taleplerle Türkiye sathında kitlesel basın açıklamaları, imza kampanyaları düzenledi. Talepleri TBMM'ne taşıdı. Özellikle 16 Nisan'da Türkiye'de ilk defa emekli mitingini gerçekleştirdi. Yine bütün emeklilere çağrı yaparak birleşik bir sendika kurma girişimi başlattı. Üzülerek belirtmeliyiz ki örgütsel birleşmeler çok kolay olmuyor. Tüm Emekli Sen emeklilerin birleşik sendikasını oluşturmak için kapısını hep açık tutma kararındadır.

Öte yandan örgütsüz emeklilerin sayısı, örgütlü emeklilerin neredeyse 700 katı olduğu biliniyor. Bu durumda örgütsüz (sendikasız) emeklilerin örgütlenmesi öncelikli hedef olmalıdır. Birleşik sendika mücadelesinin adresi daha çok buralarda aranmalıdır.

Emeklilere doğal olarak yaşam alanlarında, yani mahallesinde, sokağında vb. yerlerde veya sosyal medya aracılığıyla ancak ulaşmak mümkündür. Haliyle emekliye ulaşmak çalışanlara göre daha zordur.

Aynı zamanda birçok emeklinin yaşlı olduğu da düşünülürse durum daha da karışık bir hal alıyor.

Yaşlılıkta bakım hizmeti almak zorunda olan yaşlılarımızın devasa sorunları vardır. Kaliteli yaşlanma bilinci ekonomik olarak da desteklenmedikçe ne kalite kalıyor ne de bilinç. Bütün bu olumsuzluklar çözülmeden 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü avuntudan öteye bir anlam taşımıyor.

Ekonomik olarak ölüm sınırında yaşamaya çalışan emekliler, bir de yaşam biçimlerine müdahale edildiği, okullarda bilimsel ve laik eğitim öğretim ortamının kalmadığı için ebeveynlerin çocuklarına ister istemez seçenek aradığı düşünüldüğünde paralı eğitim emekliye bir yük daha bindiriyor. Hastanelerde randevu almak günleri, haftaları bazen ayları bulabiliyor. Bazı tetkikler için ise bu süre daha da uzuyor. Bir emekli bir tıp fakültesi hastanesinde yazın eşi için göz randevusu başvurusunda bulunduğunda 2023'ün mayıs ayına randevu verilebileceği belirtilmiş. Haliyle özel hastanelere gitmek zorunda kalan emekli, aldığı üç kuruş maaşla oralara da gidemiyor.

Özetlersek: Emeklilerin acil olarak çözüm beklediği sorunlar vardır ve bunlar çözülmelidir.

1) Emekli maaşları yükseltilmelidir. En düşük emekli maaşı açlık sınırına çekilmelidir.

2) İki dini bayramda ödenen 1100 lira yetersizdir. Bunun yerine yılda 4 kez asgari ücret düzeyinde ikramiye ödenmelidir.

3) Sağlık güvenli ve kolay erişilebilir olmalı, sağlıkta katkı payları kaldırılmalıdır.

4) Yaşlı hakları uluslararası normlarda uygulanmalıdır.

5) Emeklilerin örgütlenmeleri engellenmemelidir. Emeklilerin sendika hakkına dokunulmamalıdır. Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır.

6) Emeklilerin sorunlarının çözümü için , siyasi iktidar emekli sendikalarıyla masaya oturmalıdır.

Tarihin bize öğrettiği ;taleplerimizin- sorunlarımızın çözümü ancak emeklilerin birleşik güçlü sendikal örgütlülüğünden geçer.

Tüm Emekli Sen bu amaçla sendikal yenilenmeyi de hedefleyen inşasını Kasım ayının sonunda tamamlayacaktır. Örgütsel yenilenmeyle birlikte emeklilerin demokratik taleplerini, yine demokratik mücadeleyi yükselterek kazanıma dönüştürecek yegane organ Tüm Emekli Sen olacaktır. Bütün emekliler saflara...