‘Canımız istediği zaman tutuklayabiliriz’
Hukuk tarihinde bir eşik daha aşıldı. Yargı, merdivenleri üçer beşer çıkarken geride kalanlar şaşkınlıkla arkalarından bakıyor.
Kanuni veya hukuki değerlendirmeler bir yana, somut gerçekliğe bile yetişemiyoruz. Örneğin Pazar sabahı, gözaltında tutulanların dört günlük gözaltı süresi çoktan bitmiş olmasına rağmen, bir açıklanan bir geri çekilen sonra bir daha açıklanıp gazetecilere “Kesin değil, yazmayın” denilen hakimlik kararları arasında kaybolduk.
Ardından okuduğumuz kararlar da bu sürece uygundu.
İstanbul Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, hukuk tarihinin en ilginç kararlarından biriyle serbest bırakıldı: “Şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun her ne kadar Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçundan tutuklanma istemiyle Hâkimliğimize sevk edilmiş ve dosyada bulunan MASAK Raporları, tanık beyanları, HTS raporları, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı uyarınca kuvvetli suç şüphesi bulunsa da, Hakimliğimizin 23.03.2025 tarihli 2025/347 sorgu sayılı kararı uyarınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2024/228233 sayılı soruşturma kapsamında Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek, Rüşvet Almak, Kamu Kurum veya Kuruluşlarının İhalesine Fesat Karıştırmak ve Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma suçlarından tutuklanmasına karar verildiğinden bu aşamada tutuklama tedbirine gerek bulunmadığı anlaşılmakla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tutuklama yönündeki talebinin reddine…”
Yani diyor ki, bu dosya kapsamında kuvvetli suç şüphesi bulunsa da zaten başka (alakasız) bir dosyadan tutuklandığından, bu dosyadan tutuklamamıza gerek yok…
Memleketin en önemli ceza avukatlarından Hasan Fehmi Demir ile konuştum, müvekkili Ekrem İmamoğlu ile ilgili İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği kararını şöyle değerlendirdi: “Bir yargıç üslubu olarak utanç verici. Çünkü objektif bir yargıçsanız, iki ayrı suçtan sorgu yapıyorsanız ve bir suçta tutuklanma koşulları varsa tutuklama kararı verirsiniz yoksa da reddedersiniz. Ama asla şunu gözetmezsiniz, söylemezsiniz: ‘Başka bir suçtan nasılsa tutuklu, ikinci suçtan da canımız istediği zaman tutuklayabiliriz. Şimdilik sorun yok.’ Bu kararla, kamuoyuna karşı adil bir yargılama yaptığımız izlenimi verebiliriz, düşüncesi oportünist bir düşüncedir.”
Yargı bize hep ilkleri yaşatıyor dedim ya, gerçekten öyle mi, diye sordum Hasan Fehmi Demir’e, “Bir kişinin tutuklama istemine yönelik yargı faaliyetinin bütün İstanbul’un sokaklarına yayılması, öte yandan adliyenin polise teslim olması, ülkemiz tarihinde görülmüş bir şey değil. Böyle bir sahneyi hayatım boyunca ne ülkemizde ne dünyanın başka yerinde gördüm” dedi.
Müvekkili, Ekrem İmamoğlu kararda belirtildiği üzere diğer suçlamadan tutuklandı, Silivri (Marmara) Cezaevinde...
100 LİRALIK DOSYA
Bu sıralar “Ya hep beraber ya (da) hiçbirimiz…” dizeleriyle hatırlanan B. Brecht’in, hikayesi hapishaneden geçen Üç Kuruşluk Opera eserinden mülhem, soruşturmaya ve ileride başlayacak kovuşturmaya 100 liralık dosya desek yeridir. Çünkü, Mahir Polat’ın aynı dosyadaki sorgusunda önüne getirilen “delillerden” biri gerçekten de 100 liralıktı.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı, Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Mahir Polat’a ait MASAK’ın Mali Analiz Raporu’na göre, Polat, iki kişiye toplam 150 lira “transfer” yapmış. Bahsi geçen kişiler, zamanında örgüt üyeliğinden yargılanmış, hangi örgüt, ne zaman, neden? Belirsiz. Zaten önemli de değil.
Polat konuyu şöyle açıkladı ifadesinde: “O.İ. isimli şahsı sosyal medyadan Trabzon Spor taraftarı olması sebebi ile tanımaktayım. Kendisi sosyal medyasından maddi yardım mesajları atması üzerine ben de kendisine sadaka niyetine yukarıdaki tespit edilen 100 TL’yi gönderdim. Tarihini tam olarak hatırlamamakla beraber kadın bir şahsın sosyal medya üzerinden yardım talep etmesi üzerine sadaka niyetine yukarıda tespit edilen 50 TL’yi hesabına göndermiştim. S.K. isimli şahıs benim yardım etmiş olduğum bayan şahıs olabilir.” (Bağışların tarihi yok.)
Diğer bir delil de A.B. adlı kişiyle telefon görüşmeleri. Ancak, bu görüşmeler, suçlandıkları ‘Kent Uzlaşı’sından 5 yıl önce gerçekleşmiş…
O da tutuklandı, şimdi tutuklanan diğer 49 kişiyle birlikte Silivri’de.
Bunlar, gizli ve yarı açık tanıklar, MASAK raporları, sadece baz bilgisi veren HTS kayıtları, her internet sitesinin kullandığı ‘çerezlerden’ çıkarılan kişisel verilerden oluşan suçlamalar gerekçe gösterilerek tutuklanan kişilerle ilgili iddialardan sadece birkaçı. Hepsini bilahare yazacağız. Belli ki her şey daha yeni başlıyor…