CHP’nin “değişim” görevi
CHP, Genel Başkan Özgür Özel’in katılımıyla geçen pazar günü Rize merkezde başarı ile sürdürdüğü “konulu” mitinglerinden birini, çay mitingini, yaptı.
Rize ilginç; yıllardır birilerinin kalesi sayılan bu ilde, CHP, 2021 yerel seçimlerinde Fındıklı Belediye Başkanlığını kazanarak o çok güçlü sanılan kalede ilk büyük gediği açtı; 2023 genel seçiminde bir milletvekili çıkardı; 31 Mart Yerel Seçimlerde ise Fındıklı’ya, Ardeşen ve Pazar belediye başkanlıklarını da eklemeyi başardı.
Kısa bir süreliğine de olsa gözlemlediğim bir gerçeği belirteyim, Genel Başkan Özel, yeni bir siyaset biçimi ya da eski deyimle “tarzı” izliyor.
Diğer yönden Özel’in bu davranış biçimi tutuculuğu ile bilinen Rize’de bile çok güçlü bir toplumsal karşılık buluyor.
Bu ikilinin bir araya gelmesiyle şimdiye dek pek tanık olunmayan yeni bir siyasal duyarlılık oluşuyor. Bu duyarlılığın geliştirilmesi gerekiyor.
YANLIŞ YAPILANMA
CHP ve Özel’e gelmeden önce bir noktanın altı çizilmelidir: Partilerin ortak bir “yapısal sorunu” var.
Sorun, tüm partilerde genel başkan odaklı bir yapının varlığıdır. Partilerde genel başkana yakınlık derecesine göre çemberler ya da halkalar oluşuyor. Genel başkan ve oluşturduğu çok yakın çevresi, dikkatinizi çekerim, yalnız ülke için seçilecekleri değil, çoğu kez parti içinde kendilerini seçilecekleri de bire bir saptıyor; yerinde deyimiyle “seçmenlerini” ya da “delegeleri” seçiyor. Kimi zaman her türlü olumsuzluğu da neden olan aday saptama tekeli, siyasetin gerçek “güç kaynağı” oluyor.
Bu yapılanma biçimi bir taraftan parti sayısını seçmeni şaşırtacak kadar çoğaltıyor; bir taraftan da partiler “filancanın partisi” diye genel başkanın adıyla anılıyor. Bu süreçte partiler, özellikle iktidar partileri, “başkalaşarak” toplumun sorunlarından uzaklaşıyor. Siyaset, kadrolarının niteliği yönüyle de kısırlık, yoksunluk ve giderek çürümüşlük yaşıyor. Ülke siyasetinin öncelikle bu “hasta” denilebilecek yapıdan kurtulması gerekiyor.
CHP ÖZELİNDE
CHP Genel Başkanı Özel, “özgüveni” yüksek bir genel başkan ve bu özelliğiyle insanlara dokunmayı başarıyor. Kendisine çok kolay ve dahası “aracısız” ulaşılabiliyor.
Kanımca, Genel Başkan Özel’in bu “doğrudan politika” yaklaşımı, önemsenmesi ve desteklenmesi gereken bir “siyaset yeniliğidir.”
Özel’in bu yaklaşımının ilk “doğal” ya da olması gereken “sonucu” Cumhuriyet’in kuruluşunun siyasi partisi olan CHP’nin, geçmişte kimi zaman yaptığı ancak özellikle son on beş yıl boyunca iyice unuttuğu “Cumhuriyetin değerlerini” daha da içselleştirerek güçlendirmektir. Bu köşede sıkça özetlendiği gibi, Cumhuriyet’in değerleri, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ve kurumlaşma; egemenliğin kaynağının kaynağı güçlü meclis; bağımsız yargı ve meclisin ve yarının denetiminde laik bir kamu yönetimi; bilimsel eğitim, temel hak ve özgürlükler; ekonomik ve sosyal haklar, siyasal katılım, eşitlik ve barıştır.
Partinin bu değerlere dayalı düşünsel ya da ideolojik kimliğinin yaygınlaşması amacıyla yapılması gereken “ilk iş” siyasal “katılım kanallarını” ardına kadar açmaktır. CHP, öncelikle “üye yapısını”, sayı ve nitelik olarak çok ama çok güçlendirmeli, bunu, her seçim çevresinin ekonomik ve toplumsal yapısına göre oluşturmalıdır.
Bitmedi, CHP parti “üyelerinin eğitimine” özel bir önem vermeli, parti okulu uygulamasını, il, ilçe, giderek sandık bölgesi düzeyinde uygulamaya koymalıdır. Böylece ilerleyen günlerde her CHP üyesinin seçmene, özgüveni ve birikimiyle, genel başkan gibi “dokunuşu” sağlanmış olacaktır. CHP, bu bağlamda Eylül ayındaki Tüzük Kurultayını çok iyi değerlendirmeli, Tüzük’teki tüm antidemokratik hükümler temizlenmeli, parti içinde demokrasi ve hukuk işlemelidir.”
“Önce üye” konusunun çözümünden sonra, gerek parti içi seçimlerde, gerekse genel ve yerel seçimlerde adayların olabildiğince, giderek “tamamının” üyelerin oylarıyla saptanması amacına ulaşılabilecektir.
CHP’nin izleyeceği bu yaklaşım, özellikle “varlıklarını” genel başkandan alan parti yöneticileri tarafından, geçmişte hep yapıldığı gibi, şimdi de, iktidarın aşırı yoğunlaşan baskıların giderek “siyasetin gündemi çok sıcak gerekçesiyle “zamansız” bulunabilir.
Ancak, tüm “güncel olumsuzluklara” karşın, CHP’nin, Özel’in öncülüğünde gerçekleştireceği “katılımcı siyaset” uygulaması, bir taraftan ülkede demokrasinin bu sözcüğün anlamına uygun bir biçimde toplumsal olarak temellendirilmesini ve buradan “kalıcılaşmasını” sağlayacak, diğer taraftan öbür partileri de zaman içinde, benzer bir yapılanmaya gitmek “zorunda” bırakacaktır.
Çok sevdiğim bir Karadeniz türküsü “Hayde Gidelum Hayde” den esinlenerek, “değişim” diyerek işbaşına gelen Genel Başkan Özgür Özel’e ve elbette tüm CHP’lilere “haydi” diyorum.