Cumhuriyet'in şiirli 100'ü
Orfeus’tan Sonra (İşKültür) kitabıyla şiirde yeni denemelere girişen ve disiplinlerarası yetkin bir örnek veren şair, yazar, hoca Hasan Erkek’in Cumhuriyete borcunu nasıl bir cömertlikle ödediğini gösteren, üç yanı denizlerle çevrili ortası şiir olan kitabı, 100. Yıl Cumhuriyet Destanı, Cumhuriyet’in Şiirli 100’ü.

Cumhuriyet’in 100. Yılını ne yazık ki coşkuyla kutlayamadık. Bunun temel nedeni, başta 25 yıldır yönetildiğimiz gerici faşist yönetim olmak üzere, Cumhuriyetin nerdeyse tüm kurumlarının bir avuç azgın siyasal İslamcı tarafından ele geçirilmesi ve ülkenin de aynı güruh tarafından teslim alınmasıdır.
14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimini ikinci yüzyılına gireceğimiz cumhuriyeti yeniden kazanmak, sık kullanıldığı haliyle fabrika ayarlarına dönmek için hem tarihi bir fırsat hem de büyük bir umut olarak gördük ama çeşitli operasyonlar ve oyunlarla ne yazık ki bu gerici ve ırkçı ittifakla girmek zorunda kaldık ikinci yüzyıla. “Türkiye Yüzyılı” dedikleri bu dönemi de hiç zaman yitirmeden ‘maarif modeli’ dedikleri yeni ‘müfredat’la açtılar!
Cumhuriyet’in 100. Yılını kutlamak çoğunlukla CHP’li belediyelere kaldı. Bir de kültür kurumlarına ....... demek isterdim ama, ne yazık ki memleketteki kültürel yapının zayıflığı da burada iyice belli oldu. Ne sinema ne devlet ve şehir tiyatroları akılda kalıcı, hatırlamaya değer yapıtlar üretemediler kanımca. Yayın dünyası da öyle, Cumhuriyetin 100. yılında coşkulu, eleştirel, edebi, düşünsel yüzlerce yapıt kaplar ortalığı diye düşünüp beklerken, ne yazık ki dergi ve kitap yayımı da çok cılız kaldı!
Ayrıntı, Yordam, İletişim, Can, YKY görüp okuyabildiğim kadarıyla kitaplar yayımladılar. 50. Yıl ve 75. Yılı hatırlıyorum, o dönemlerde çıkan yapıtlar hâlâ kitaplığımda ve onlardan yararlanıyorum. Örneğin İş Bankası Yayınları’nın 75. Yıl anısına çıkardığı modadan müziğe, 75 yılı her bakımdan değerlendiren kapsamlı dizi.
Adettir eskiden yazarlar kendilerinden söz ederken, “bu fakir’ derler, ben de öyle yapayım, ‘bu fakir de 100. Yıl Cumhuriyet Alfabesi adıyla eleştirel bir deneme kitabı yayımladı.” Bir kez görebilmişiz madem büyüdüğümüz, övdüğümüz ama aynı zamanda eleştirimizi de eskiden yeniye hiç eksik etmediğimiz Cumhuriyetimizin yüzyılını!
Derya Bengi-Erdir Zat, Güçlü Ateşoğlu, Sungur Savran, Alp Yenen, Tanıl Bora, Mehmet Ö. Alkan, Kıvanç Koçak, Emrah Safa Gürkan’ın kitaplarını edindim, ilk hatırladıklarım bunlar. Hemen çoğu derleme yapıtlar. Bu yayınlarla ilgili kapsamlı bir inceleme gerekiyor, neler çıktı, içerikleri neler, vb...
Edebiyat dünyasından başka ne geldi, bilmiyorum ama çok güçlü bir şiir kitabıyla 100. Yıl kutlandı, Hasan Erkek 100. Yıl Cumhuriyet Destanı ile (Cem Yayınevi, Mayıs 2024) “Cumhuriyet’in Şiirli 100”ünü yazdı.

Hasan Erkek
Cem Yayınevi, 2024
Prof. Dr. Hasan Erkek Anadolu Üniversitesi’nden taze emekli, Fransa’da üniversitelerde de ders veriyor. Tiyatro hocası, onlarca çocuk ve yetişkin oyunu yazdı, pek çoğu dünyanın dört diyarında oynandı, çevrildi, ödüller kazandı. Ve ilginç, farklı, hep yeninin peşinde olan şiiriyle de tanınan Hasan Erkek, kişisel duyarlılığıyla toplumsal duyarlılığını buluşturarak Cumhuriyet Destanı’nı kaleme aldı.
Öncelikle bir cesaretin ürünü. Çünkü cumhuriyeti kutlamanın, hele bir de 100. Yılını kutlamanın, bu demektir ki cumhuriyet uğradığı tehlikelere karşın yaşayacak, hatta yaralandığı için daha da güçlenmiş olarak yüzlerce yıl yaşayacak, işte bunun korkusunu duyanların yarattığı korku rejiminden korkanların içlerinden gelmesine karşın kutlayamadıkları cumhuriyeti, bir destanla kutlamak cesaretin ta kendisi.
İkincisi kapsamlı bir çalışma, nerdeyse eksiksiz sayılır, titiz, hak bilir, değerbilir olmasıyla da cumhuriyet gibi kalıcı olmasına özen gösterilmiş bir yapıt. Sonunda bir adlar, yapıtlar dizini de olsaymış, hem kitabın yetkinliği hem de cumhuriyetin tüm karşıçıkmalara, karaçalmalara, olanaksızlıklara ve özellikle son 25 yıldır, nefes aldıkları yaşama alanını karartmak isteyen karanlık zihniyetlere karşın nice değerler yetiştirmiş olduğu daha iyi görülebilirmiş! Görmek isteyen görüyor elbette ve kitabı okuduğu zaman da görecek kuşkusuz!
Üçüncüsü Hasan Erkek’in iki uğraşını, tiyatro ve şiiri ustalıkla buluşturmuş ve epik şiirin en eski formlarından olan destanı yeni, güçlü, coşkulu bir soluk olarak adeta söyler gibi yazmasıyla, cumhuriyetin 100. Yılına kalıcı bir armağan sunmasıdır.
Dördüncüsü cumhuriyetin 125, 150, 200 gibi yıldönümleri için de arşiv olmanın ötesinde, müthiş bir bellek çalışması hazırlaması ve gelecek kuşaktan araştırmacı, bilim ve sanat insanı, yazar ve şairlerin bir anlamda miras da sayılması gereken bir belgedir.
Ve beşincisi, açık bir kitaptır, cumhuriyet açıklığı diyelim, daha açık, daha özgür olmasını dileyelim, herkes her şey vardır, ayrımsız. Yani bazılarının sola, sosyalistlere, Kemalistlere, demokratlara saldırdığı kavramla, ‘kültürel iktidar’ı oluşturan kişi ve kurumlarla sınırlı değildir ve şöyle bitirir: “Ama ben de bu yurdu en az senin kadar seviyorum/Ekmeğini, çiçeklerini öpüp başıma koyuyorum/Kalp kalbe karşı çiçekleri büyütüyorum şiirlerimde”
Özellikle Orfeus’tan Sonra (İşKültür) kitabıyla şiirde yeni denemelere girişen ve disiplinlerarası yetkin bir örnek veren şar, yazar, hoca Hasan Erkek’in Cumhuriyete borcunu nasıl bir cömertlikle ödediğini gösteren, üç yanı denizlerle çevrili ortası şiir olan kitabı, 100. Yıl Cumhuriyet Destanı, Cumhuriyet’in Şiirli 100’ü.