İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi’nin düzenlediği 5’inci İzmir Uluslararası Mizah Festivali sürerken, mizahın işlevi ve farklı sanat disiplinlerine yansıması üzerine düşünmeye ne dersiniz?

Çürümeye karşı mizahla direniş

Mizah, neden bazı ülkelerde çok güçlüdür de, bazılarında zayıftır hiç düşündünüz mü? Cevabı çok basit, nerede sorun varsa orada mizah için elverişli bir zemin vardır da ondan… Hele, o ülkelerde baskıcı yönetimler iş başındaysa, mizahçı daha ne istesin? Balkan ülkelerinde, Rusya’da, Ukrayna’da, Çekoslovakya’da, Nazi Almanyası’nda mizahçı için malzemeden daha bol bir şey yoktur. Diyeceksiniz ki, Asterix’in, Red Kit’in yaratıcısı René Goscinny’yi, karikatür sanatının ustalarından Saul Steinberg’i nasıl izah ediyorsun?


Mizah sorunlardan kaynaklanır ama bunu becerebilmek için kültürden, sanattan nasibini almış yaratıcılar gerekir. Fransa’da, İtalya’da, Kuzey Avrupa’da, ABD’de yetişen entelektüellerin istisnalar arasında yer almasına şaşmamak gerek. Çünkü, kaba güldürüden söz etmiyoruz, mizahtan söz ediyoruz. Bunun için de, iyi yetişmiş bireylere ihtiyaç var. Yani, özgürlüğün kısıtlandığı ülkeler kadar, ifade özgürlüğünde birinci ligde olan ülkelerde de mizah için elverişli topraklar vardır. Sanat kuramcısı Mihail Bahtin, “Kahkaha korkunun üstesinden gelir, çünkü hiçbir engelleme, sınırlama bilmez. Onun şivesi asla şiddet ve otorite tarafından kullanılmaz” sözlerine (Terry Eagelton’un “Mizah” kitabından) katılmamak elde mi? Geçenlerde bir yazısında, popüler kültürümüzdeki şiddet olgusunu ‘toplumsal çürüme’nin bir yansıması olarak ele alıyordu, Belma Akçura. İşte, her akşam televizyon kanalları aracılığı ile maruz kaldığımız şiddet ve nefret saldırılarına karşı direncimizi artıran, kirlenmiş ruhlarımızı arındıran bir silahtan söz edeceğim bugün.

Mizah, sanatın tüm dallarında ürün veren sanatçılara sonsuz olanaklar sağlar. Açıkça ifade edilemeyen bazı konuları, mizahtan yararlanarak tartışmaya açmak sıkça başvurulan bir yoldur. Kara mizah, sanatçının dokunulması en zor konulara el atabilmesine olanak verir. Yabancılaştırma efektinden yararlanarak, olağan sanılanın olağan olmadığını, değişebileceğini gösterir mizahçı. Politik mizah, alacakaranlık dönemlerin en gözde türlerinden biridir. Gogol’ün “Palto”su, Beckett’in “Godot’yu Beklerken”i, Haşek’in “Aslan Asker Şvayk”ı, Charlie Chaplin’in “Büyük Diktatör’ü gibi mizah sanatının en güçlü yapıtları, kitleler üzerinde derin izler bırakmıştır. Diktatörlerin mizahtan böylesine korkmaları boşuna değil…

Ülkemizin, mizah sanatına güçlü yapıtlar kazandırmış sanatçılara sahip olması başka türlü nasıl izah edilebilir? Büyük usta Aziz Nesin’in sanatı, emperyalizmin boyunduruğundan bir türlü kurtulamamış bir ülkenin yoksulluğunu, direncini, yaşanan darbelerin bireyler üzerindeki etkilerini anlatır, umudunu hiçbir zaman yitirmeksizin... İroni, toplumsal eleştirinin en mükemmel silahıdır onun yapıtlarında. Rıfat Ilgaz’dan Muzaffer İzgü’ye, Şair Eşref’den Neyzen Tevfik’e, Haldun Taner’den Gani Müjde’ye nice mizah ustası yetiştirdi bu ülke. Ama, Nesin’in ‘Zübük’ü, “Devekuşu Kabare’nin oyunları gibi siyasal eleştiri içeren yapıtların sayısı bir elin parmaklarını geçmedi, geçemedi.

SİNEMADA MİZAH

Sinemanın ilk yıllarında daha çok kaba güldürü egemendir. Ama Charlie Chaplin, Max Linder, Buster Keaton, Harold Lloyd, Laurel ve Hardy, Marx kardeşler gibi ustalarda incelikli bir mizah kendini gösterir. Mizah duygusu güçlü yönetmenler arasında, Billy Wilder’dan Woody Allen’e, Frank Capra’dan Blake Edwards’a, Jacques Tati’den Yves Robert’e, Pietro Germi’den Aki Kaurusmaki’ye sayısız usta yer alır. Avrupa sinemasının ‘kült’ komedyenlerinden Toto, Fernandel, Bourvil, Louis de Funes gibi isimler sinema sanatına damgalarını vurmuştur.

Sinemamızda, Ertem Eğilmez’den Zeki Ökten’e, Kartal Tibet’ten Ergin Orbey’e, Umur Bugay’dan Kandemir Konduk’a, Sadri Alışık’tan Şener Şen’e, Yılmaz Erdoğan’dan Ata Demirer’e, Cem Yılmaz’dan Müfit Can Saçıntı’ya sayısız yazar, yönetmen yetişti. Komedyenlerimiz ise saymakla bitmez, bir bölümüne aşağıda değineceğim. Ama, sayıları o kadar çok ki, değinemediklerimden şimdiden özür dilerim. ‘Recep İvedik’ karakterinin mimarı Şahan Gökbakar’ın ‘kitch’ güldürülerinin sinemamızın en çok ‘iş yapan’ komedileri olması şaşırtıcı değil; güldürü kahramanlarını seyircimiz her zaman baş tacı etmiştir. Kemal Sunal’ın ‘Şaban’ı, Sadri Alışık’ın ‘Turist Ömer’i, Feridun Karakaya’nın ‘Cilalı İbo’su, Şener Şen’in ‘Züğürt Ağa’sı sinemamızın unutulmaz kahramanları arasındadır. Bu konuda daha geniş bilgi edinmek isteyen okurlarıma Oğuz Makal’ın “Gülmenin Sineması” (Hayalperest Yayınları) ve Soner Derse’nin “Türk Sineması’nda Mizah” kitaplarını önermek isterim.

İZMİR’DE MİZAH FESTİVALİ

İzmir kenti, beş yıldır bir Mizah Festivali’ne sahip. Bulgaristan’ın Gabrovo, Kanada’nın Montreal, İngiltere’nin Leicester, Avustralya’nın Melbourne Komedi Festivalleri gibi, insanlığa bir demet gülücük armağan ederken, mizahın farklı yönleri üzerinde düşünmeye çağırıyor. Başlangıcından bu yana yönetmenliğini sürdürdüğüm festivalde, bu yıl ‘Mizah Dünyasının Kahramanları’na odaklandık. Kahramanları derken, hem Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz gibi yazarlarımızı, hem de tiyatro, sinema ve karikatür ortamlarında yaratılmış karakterleri kastettik. Tabi, hepsine yer veremezdik aynı yıl içinde. İzleyicimiz arasında, peki şu isim niye yok diye soracak olanlar çıkacaktır, merak etmesinler, onlara da sıra gelecek önümüzdeki yıllarda…

Festivalimiz, önceki akşamki açılış töreni ile başladı. Açılışın ardından, Cengiz Özek’in “Gelenekselden Çağdaşa Karagöz” başlıklı Karagöz tasvirleri, Turgut Çeviker’in küratörlüğünde “Çizgi Kahramanlar” ve “İzmir’de Bir İstanbul Beyefendisi: Abdülcanbaz” sergileri gezildi, “Abdülcanbaz”, Turhan Selçuk’un ünlü çizgi-romandaki kahramanları üzerine odaklanıyor. “Çizgi Kahramanlar” adlı sergimizde ise, karikatür dünyamızın ünlü isimlerinin yaratığı kahramanlar yer alıyor: Ramiz Gökçe’nin ‘Tombul Teyze’si, Cemal Nadir’in ‘Amcabey’i, Oğuz Aral’ın ‘Avanak Avni’si, Salih Memecan’ın ‘Limon ile Zeytin’, Haslet Soyöz’ün ‘Küçümen’i, İsmail Gülgeç’in ‘Ormangiller’i, Piyale Madra’nın ‘Ademler ve Havvalar’ı, Kemal Gökhan Gürses’in ‘Karga’sının yanı sıra, Ramize Erer, Tan Oral, Behiç Pek, Can Barslan, Mehmet Çağçağ, Tuncay Akgün, Tayyar Özkan, Kaan Ertem, Erdil Yaşaroğlu, Feyhan Güver, Kemal Urgenç, Güneri İçoğlu’nun bant karikatürleri…

curumeye-karsi-mizahla-direnis-957354-1.
Kemal Gökhan Gürses’in ‘Karga’sı.



Bugün, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde Cengiz Özek’in “Büyülü Ağaç” adlı Karagöz oyununun ardından, sanatçı ile bir söyleşi yapacağız. Ardından, iki söyleşi daha var: Sabri Koz ile “Halk Kültürümüzde Popüler Mizah Kahramanları”, Prof. Semih Çelenk ile “Sahnede Şair Eşref”. Ardından da Mehmet Esen’in “Meddah” oyunu. Pazartesi, İzmir Sanat’ta Eren Aysan’ın “Tiyatro Kuran Komedyenler” söyleşisi, sonra da İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın “Azizname” oyunu var. 21 Aralık, malum ‘En Uzun Gece’. A. Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde Gökmen Ulu’nun Müjdat Gezen belgeselini izledikten sonra, Müjdat Gezen ve Gökmen Ulu ile söyleşeceğiz. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Müjdat Gezen’e ‘Aziz Nesin Mizah Ödülü’nü takdim etmesinden sonra, gecemiz Chaplin filmleri ile devam edecek. İki kısa Keystone komedisi “Şarlo Otelde” ve “Şarlo’nun Müzik Kariyeri”nin yanı sıra, iki başyapıt, “Asri Zamanlar” ve “Şarlo Diktatör “ gösterilecek.

22 Aralık Çarşamba, sahne Balkan sanatçılarının olacak. İzmir Institut Français (Fransız Kültür Merkezi) salonunda ünlü Bulgar karikatürist Lubomir Mihailov’un “Balkanlarda Karikatürün Dünü, Bugünü”nü konu alan söyleşisi var. Söyleşiye, Ukraynalı karikatürist Oleg Gutsov, aşı olmadığı için, çevrimiçi katılacak ve ülkesindeki durumu anlatacak. Ardından, Romen akademisyen ve sinema yazarı Dana Duma’nın sunumuyla Romen canlandırma ustası, Oscar ödüllü Ion Popescu Gopo’nun dört kısa filmi gösterilecek. Gopo’nun ünlü çizgi roman kahramanı ‘Küçük Adam’ın serüvenlerini izleyeceğiz bu filmlerde. Festival, 23 Aralık’ta AASSM’deki eğlenceli bir konserle sona erecek. Borusan Quartet’in solistlerinden viyola sanatçısı Efdal Altun, “KomiKlasik” projesi ile katılıyor festivale. Müziğin mizahla buluşacağı bu gecede İbrahim Yazıcı şefliğinde AASSM’nin El Ele Senfoni Orkestrası Efdal Altun’a eşlik edecek. Ekonomik krizin zirve yaptığı şu günlerde ‘mizah’ ilacı ile şifa bulmaya ne dersiniz?