Daltonlar’ın yeni sezonu ne anlatıyor?
Organize suçun şirketleştiğini mi?
Yaratılan güvenlik endişesiyle burjuva hukukunun askıya alınmasının önünün açılmasını mı?
Sokağın boşluk kabul etmediğini mi?
Ya da yoksulluğun kriminalize edilerek tüm hak arayışlarının bu “çete” torbasına konmasını mı?
Manşetlerde bu denli mafya görmemiz, Narcos misali sezon sezon izleyip karakterlerin adlarını ezberlememiz normal değil.
Ama madem başladık bir kere, yeni bölüme bakalım: İddianame 1700 sayfadan fazla, 105 şüpheli var.
“Beratcan Gökdemir Liderliğinde Teşkil Edilen Silahlı Suç Örgütü” başlıklı, mesajlar ve sosyal medya paylaşımlarıyla dolu iddianamede magazin kısmını bir kenara bırakırsak, en dehşet verici kısım ‘silahlar’ tanımında: “…şüpheli şahısların eylemlerde tabancaların yanı sıra Uzi/Akrep olarak tabir edilen tam otomatik silah, Kalaşnikof AK-47 marka uzun namlulu silah ile bunların yanında el bombaları kullandıkları, Şüpheli Okan D. yakalandığı sırada üzerinde el bombası ele geçirildiği yine aynı şahıslar tarafından Ekrem Tır Garajı isimli işyerine el bombası atıldığı, yine Efsane Meyhane isimli işyerine yönelik patlayıcı madde atıldığı tespit edilmekle Daltonlar Suç Örgütünün ateşli silahların yanı sırada patlayıcı maddeleri de rahatlıkla temin ederek Suç Örgütünün eylemlerinde kullandıkları tespit edilmiştir.”
Şüpheli ifadeleri kısmında da iddianamede “vahim silahlar” diye tabir edilen AK-47 (kalaşnikof), ayrıca çeşit çeşit uzun namlulu otomatik silahlar, el bombası pimi, el bombaları, çelik yelek, MKE ibareli fişekler, tabancalar gırla…
İfadeler kısmında, silahlarla ilgili sorulara yanıtlar girdap gibi, herkes birbirini suçluyor:
Enes İ.: Silahlar, dipçikler ve fişekler Baran lakaplı Serdar O. isimli şahsa aittir.
İdris I.: Uzun namlulu silahlar ve fişekler Serdar O.’nun Muhammed E. ile Enes İ.’ye vermiş olduğu silahlardır. Benim silahlarla hiçbir alakam yoktur sadece fotoğraf çekilmiştim.
Serdar O.: Bahse konu materyaller hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Ancak Serhat Ş. isimli şahıs benim ikametimde kalırken yanında bir silah getirmişti. Bu silah otomatik silahtı ve siyah renkliydi. Hatta evde birkaç kez bu silahın videolarını çekerek bir yerlere selam gönderdi. Ben bu silahlara hiç dokunmadım ve resim çektirmedim.
Serhat Ş.: Bahse konu silahları Emirhan S. isimli şahıs bahse konu eve getirmiştir. Silahların herhangi birisi bana ait değildir.
Uğur Efe A.: Bahse konu araç ve içerisinde bulunan suç unsurları ile alakalı herhangi bir bilgim yoktur. (İddianamede, kaleşnikof ile fotoğrafı var.)
Ali S.: 13 adet fişeğin kime ait olduğunu bilmiyorum. 4 adet siyah renkli şapkayı bırakanın Uğur’u telefonla arayan Haso isimli şahıs olduğunu düşünüyorum. El bombası piminin kime ait olduğunu ve ne amaçla kullanıldığı bilmiyorum. MKE 9 P ibaresi yazılı kovan Uğur’un Yeni Bosna çevresinde motorcu şahıslara ateş ederken kalan kovandır. Araç plakaları biz araca binerken araçtaydı. Kime ait olduğunu ve ne amaçla kullandıklarını bilmem. Araçtan çıkan AK-47 Uğar’a ait olduğu ve bununla ateş ettiğini beyan etmiştim.
Ayrıca Halit F., Mert Nihat E. ve başka şüphelilere yöneltilen suçlamalar arasında direkt olarak silah ticareti de var.
İLK SIRADAKİ SUÇ
Adalet Bakanlığı’nın 2024 yılı istatistiklerine göre, geçen yıl Cumhuriyet başsavcılıklarında soruşturma evresinde gelen dosya, şüpheli ve suç sayılarında ilk iki sırada Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanunundan suçlar var. Yine geçen yılki karar türüne göre ceza mahkemelerindeki dosya, sanık ve suç sayılarında da ilk üç sıradan ikisi Ateşli Silahlar Kanunu ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında. Yani, silah ticaretinin suç ekonomisindeki yeri hem bakanlık istatistiklerine göre yükseliyor hem de uyuşturucu ticareti, gasp gibi diğer suçlarda da silah kullanıldığı için büyük bir silah kaçakçılığı ve silahlı suçlar sorunuyla karşı karşıyayız.
Bu dosyada da şu soru ortada duruyor: Silah ticareti yaptığı iddia edilen çete üyeleri bu silahları kimden aldı, İstanbul’un ortasına nasıl getirdi, daha kaç tane silah var, bu silahlar kimlerin elinde? Çünkü iddianamedeki örüntü, şüphelilerin birbiri arasındaki silah alışverişini anlatıyor, silahların en baştan nasıl ellerine geçtiği meçhul.
İddianamede, kesin delile ulaşılamayan bazı suçların tefrik edilerek soruşturulmaya devam edildiği belirtiliyor. Bu soruların yanıtları belki yeni bölümde gelir…


