Darbenin gölgesinde aşk

HASAN RÜZGÂR KESEN
Kırk yıllık yazın yaşamında kaleme aldığı kırka yakın eserle Türk edebiyatının en üretken ve saygın yazarlarından biri olarak kabul gören Ayşe Kulin, yeni romanı “Dört Gün Üç Gece” ile okurlarını 1960 Türkiye’sinin kritik bir dönemine götürüyor. Roman, 27 Mayıs askerî darbesinin hemen öncesinde, İstanbul’da bir apartman dairesinde yaşanan olayları konu alıyor. Sevda ve Yusuf’un farklı kollardan akarken kısa bir süreliğine kesişen hikâyeleri, okura iç titreten bir aşk macerası sunmanın yanı sıra darbe öncesi dönemin toplumsal gerilimini ve siyasi belirsizliğini yansıtıyor.
Kulin, romanında karakterlerin iç dünyalarını ustalıkla yansıtarak okurun onlarla bağ kurmasına olanak tanırken bir yandan da dönemin ruhunu ve insan doğasının karmaşıklığını gözler önüne seriyor.
Ellili yaşlarını sürmekte olan Sevda, psikolojik olarak zorlu bir dönemden geçerken, kendini bir anda bir öğrenci yürüyüşünün ortasında bulur. Gösteriye yapılan polis müdahalesi sırasında yaralanan Yusuf’u evine almasıyla hayatında yeni bir pencere açılacağının farkında değildir. Bu zorunlu misafirliğin sürdüğü dört gün üç gece boyunca iki karakterin birbirleriyle ve kendi iç dünyalarıyla yüzleşmelerini sağlayan bir iç yolculuğa tanık oluruz.
Roman, darbe öncesi İstanbul’unun gerilimini ve insan ilişkilerindeki çatışmayı, Sevda ve Yusuf’un etkileşimleri üzerinden işlerken, yan karakterler aracılığıyla da dönemin toplumsal ve siyasi meselelerine ışık tutuyor. Sevda’nın kocası Sedat, iktidar partisinin milletvekili olarak siyasi arenada yer alırken, Yusuf Anadolu’dan gelen ve öğrenci hareketlerine katılan bir genç olarak farklı bir çevreyi temsil ediyor. Öte yandan Sevda’nın sık sık yardım istediği kuzeni Doktor Selçuk ve telefon görüşmeleriyle akışa dâhil olan arkadaşları da toplumun başka bir kesiminin o dönemdeki endişelerine ışık tutuyor.
Kulin’in, milyonlarca okurun kalbinde kalıcı bir yer edinmesinde önemli bir katkısı olan akıcı üslubu ve detaylara verdiği önem, romanın atmosferini güçlendiriyor. “Dört Gün Üç Gece”, darbe günlerinin kaosunu ve insan psikolojisini, kapalı bir mekânda geçen sınırlı zaman dilimi içinde ele alarak, okura hem tarihi bir dönemi hem de insan ruhunun derinliklerini keşfetme fırsatı sunuyor.
Tek mekânda geçen bu az karakterli roman, ilgi çekici konusu ve sürükleyici anlatımıyla bir solukta okunacak türden. Üstelik Türkiye tarihinin en karanlık dönemlerinden birini ele almasına rağmen iki karakterin de ruhunda aydınlanan kuytu köşelere odaklanması bakımından aydınlık ve mutlu bir roman.
Yazarın diğer kitapları gibi Everest Yayınları tarafından yayımlanan “Dört Gün Üç Gece”, Türkiye’nin siyasi geçmişinin bir bölümüne hızlıca bir göz atma imkânı sunarken aşk, umut ve insanlık gibi evrensel temaları da hikâyenin akışına güzelce yedirerek işliyor. Okurlarını 1960’ların Türkiye’sine götürerek, dönemin toplumsal ve siyasi atmosferini başarılı bir şekilde yansıtan Ayşe Kulin, kırk yıldır neden bu kadar çok sevildiğini bir kez daha gösteriyor.