Deprem bölgesinde eğitim sürüyor mu?
Depremin üzerinden iki yıl geçti. Dile kolay. İki yıldan sonra Antakya sokaklarında değişen tek şey depremin yıldönümü için hazırlanan birkaç yolun asfaltlanması ve şehrin tamamen bir şantiye alanına dönüşmesi. Depremin ilk günlerinden bugüne yürütülmeye çalışılan algı kampanyası sürüyor. Gerçek gazetecilikten uzak haber yapanlar, asfaltlanmış yolları sayfalarında, ekranlarında gösterecek ve “deprem bölgesi normalleşti” diyecek.
Sabah daha gün ışımadan okullarına ulaşmak için yürüyen, otostop çeken çocuklar sokaklarda.
Deprem bölgesinde eğitim geçen iki yıla rağmen gerçek anlamda başlamadı. Yeterli derslik, okul, öğretmen yok. İkili eğitim deprem bölgesinin rutini haline getirildi. Sınıflar kalabalık. Az sayıda okula ulaşım imkanı yok. İnternet, yeterli ders materyali yok. Okulların ortak alanları laboratuvarlar, kütüphaneler, konferans, spor salonları yok. Yoklar arasında yalnızca okuldan, eğitimden kopmamak için çabalayan çocuklar ve gelecek umutlarından vazgeçmesinler diye emek veren öğretmenleri, aileleri var.
Depremden sonra Hatay’daki iki derslikten biri kullanılmaz durumdaydı. 210 okul binası deprem sonrasında yıkılmıştı. 180 okul binası orta hasarlıydı. İki yılın sonunda yetkililerin 100 okulun yeniden yapıldığına ilişkin açıklaması aynı zamanda bir itiraftır. İki yıl geçti çocukların okullarının inşası hala tamamlanmadı.
Çok sayıda okulun güçlendirme ihalesi depremden bir buçuk yıl sonra okulların açılmasına sayılı günler kala 1 Ağustos 2024’te yapıldı. Okul yetersizliğine rağmen 6 okul binası hala resmi kurumlarca kullanılıyor. Hatay ilinin tek güzel sanatlar lisesi var o da bir konteyner alanında. İskenderun Limanı’ndaki gemide eğitime devam etmeyen çalışan liseli çocuklar var.
Mustafa Kemal Üniversitesi için de durum farklı değil. Öğrencilerin yarısından fazlası için( 6 bin 535) eğitim halen uzaktan yapılıyor.
11 bir ilde 4 milyonu aşkın öğrenci 200 bini aşkın öğretmen depremden etkilendi. Ülke genelinde beş öğrenciden biri (%21,4) yaklaşık beş öğretmenden biri (%19,1) deprem bölgesinde. Ailelerle birlikte bu denli büyük bir nüfusun eğitim sorunlarından etkilendiği durumda yaşanılan sorunlar görünmez kılınıyor.
Deprem bölgesinde okul terkleri artıyor. Öğrenci sayısı deprem öncesi ile karşılaştırıldığında Hatay’da 65 bin 248, Malatya’da 29 bin 383, Kahramanmaraş’ta 29 bin 91, Adıyaman’da 18 bin 452 azalmış durumda. Çocukların okula kayıt olması okula devam ettikleri anlamına gelmiyor. Deprem bölgesi özelinde devamsızlık verileri paylaşılmıyor. Okuldan kopuşu devamsızlık verileri ile birlikte değerlendirmek gerekirken hakikat bir kez daha görünmez hale getiriliyor.
Okul öncesinin ülke genelinde %9 arttığı açıklanırken Hatay’da okul öncesindeki çocuk sayısı yüzde 14,41; Kahramanmaraş’ta yüzde 12,81; Adıyaman’da yüzde 7,21; Malatya’da yüzde 6,84 azaldı. Okul öncesi için binaların yetersizliğine rağmen sadece Ekim 2024’te Diyanet Başkanı’nın katılımıyla 9 tane 4-6 yaş Kuran kursu açılışı yapıldı. Parasız, bilimsel eğitim için kaynak yok denilirken Kuran kursları veya özel okullara teşvik söz konusu olduğunda halkın kaynakları sınırsızca akıtılıyor.
Özel eğitim gereksinimi olan, engelli ya da depremden sonra engelli kalan okul çağındaki çocukların verilerine e-devletten ulaşmak mümkünken bu sayı açıklanmıyor. Gerçek veri olmadığında ise çocuklar yine görünmez hale getiriliyor.
Deprem sonrası çok sayıda çocuk uzuv, yeti kaybı yaşadı. Engelli olarak yaşamına devam ediyor. Yalnızca Çukurova Üniversitesi’nin verilerine göre deprem sonrası 500 ila 700 çocuğa acil ampütasyon yapılması gerekti. Kaybedilen uzvun fonksiyonlarını protez ve ortezler yerine getirebilirdi ve oldukça masraflıydı. Mayıs 2023’te yayımlanan kararla bu giderler kamu idaresince karşılanacaktı. Ancak çocuklar bu kararın uygulanmadığı durumlarla karşı karşıya bırakıldı.
Deprem bölgesindeki iller, TIMMS (4. ve 8. Sınıf Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması) uygulamasından çıkarılarak yaşanılan eşitsizliğin, sorunların üzeri kapatılmaya çalışılıyor. Deprem bölgesindeki çocuklar aynı koşullara sahipmiş gibi ülkedeki tüm çocuklarla ortak sınava tabi tutuluyor. Her okula en az bir psikolojik ve danışman öğretmen ataması zorunluyken “Geleceğin İnşası Eğitim 2002-2024” kitabında deprem bölgesindeki çocukların yüzde 10’una psikolojik destek ulaştırılması bir başarı olarak sunuluyor.
Okul yemeği başta yoksulluğu en ağır boyutuyla yaşayan deprem bölgesindeki çocuklar olmak üzere tümünün en temel hakkı iken okul öncesi eğitimde olanların da elinden alınıyor.
Çocuklar gibi öğretmenlerde yalnız bırakılmış. Depremi yaşayan; evlerini, sevdiklerini, yakınlarını kaybeden tüm öğretmenlere koşulsuz tayin hakkı verilmedi. Kalıcı ve güvenli barınma, psikolojik ve ekonomik sorunlarıyla baş başa bırakılan öğretmenler bu halde çocukların yaşamına dokunmaya çalışıyor.
Hatay Depremzede Derneği barınma, eğitim, sağlık başta olmak üzere tüm sorunları ve gerçekleri hazırladıkları raporla kamuoyu ile paylaştı.
Hakikat son derece açık iken deprem bölgesinde yaşamın normalleştiğini, eğitim-öğretimin devam ettiğini söylemek mümkün mü?