Deprem bölgesinde sağlıksızlık halleri
Yerle bir olmuş kentlerimiz, sayılar muhtelif, 50 binin üzerinde can kaybımız, yüz binin üzerinde yaralımız ile 6 Şubat 2023’de yaşadığımız felaketi yeterince kavrayabildik mi? Yaralarımızı sarabiliyor muyuz? Bir daha yaşamamak için ne yapıyoruz?
TTB ve SES ikinci yılın sonunda deprem bölgesindeki sağlıksızlığın fotoğrafını Hatay ve Adıyaman’da düzenlediği basın toplantılarında kamuoyu ile paylaştı. “TTB-SES Şubat 2023 Depremleri 2’nci Yıl Raporu Yönetici Özeti” yayımlandı.
BARINMA VE SAĞLIK
Barınma temel bir insan hakkı ve düzgün barınma koşulları olmadan sağlıklı olmak mümkün değil. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 26 Ocak 2025 tarihli bülteninde deprem bölgesinde teslim edilen konut oranları Adıyaman’da yüzde 88,9, Gaziantep’te yüzde 81,9, Maraş’ta yüzde 45,2, Malatya’da yüzde 36,4 ve Hatay’da yüzde 30,4 olarak veriliyor. Yüzbinlerce insan 21 metrekarelik konteynerlerde yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor.
“Dünyanın en büyük şantiyesini kurma” söylemleri ile devam eden inşaat sürecinde pek çok sorun var. Rapor durumu şöyle tarif ediyor: “Olabilecek en hızlı biçimde sadece bina inşaatına yönelinmesi; altyapı, ulaşım gibi temel planlamalara dikkat edilmemesi; eğitim, sağlık gibi hizmetlerin yeni konutlarla bağının kurulmaması; kısaca toplumsal ilişkilerle kenti yeniden inşa etme yerine meta olarak inşaat yapılması tercihi, deprem bölgesinde barınmayı bir kriz haline getirmiştir.” Ne acı, insanlara başını sokacak evler yapıyoruz derken, yaşamı ve toplumsal ihtiyaçları değil rantı önceleyen yaklaşım yeni sorunlar üretmeye başlamış bile.
Molozların döküldüğü alanlarla ilgili sorunlar büyük. Örnek olsun, Hatay Narlıca moloz döküm alanı taşkın riski yüksek olan dere yatağına yapıldı, derenin akışı engellendi. Adıyaman İndere bölgesindeki şantiye alanı köylülerin merası ve badem bahçelerinin bulunduğu bir yer. Gölbaşı gölü ve tabiat parkının dibine toprak ve suyun kirlenmesi pahasına molozlar döküldü. Hatay’da boş alanlar dururken en değerli zeytinlikler sökülerek şantiyeye dönüştürüldü. İnşaat sahalarında kullanılmak için şantiyelere yakın yerlerde açılan taş ocakları ve beton santralleri havayı kirletiyor. Temmuz 2023-Ocak 2025 tarihleri arasında 58 beton santrali projesine (Hatay’da 26, Adıyaman’da 11, Kahramanmaraş’ta 17 ve Malatya’da 4 adet) “ÇED gerekli değildir” onayı verildi.
Temiz Hava Hakkı Platformu ve TTB’nin 7-25 Ocak 2025 arasında Antakya’da yaptığı hava kalitesi izleme çalışması 24 saatlik PM2,5 ortalamasını Dünya Sağlık Örgütü kılavuz değerinin 2,8 katı olarak gösteriyor. Basın açıklamasında halk sağlığı hocalarının dediği şu: “Açıkça kanser soluyoruz. Henüz doğmamış bebeğin etkilendiğini, yaşlıların sağlık sorunlarının büyüdüğünü, kronik hastaların yatış sürelerinin arttığını, solunum hastalıklarının çoğaldığını görüyoruz. Daha önemlisi, 5-10 yıl sonra çok daha ağır sonuçlarla karşılaşacak olmamızdır. Deprem sonrası alınmayan önlemler, bizi ikincil afetlere götürüyor.”
Deprem bölgesindeki inşaatlarda işçi ölümleri ve trafik kazalarındaki ölümler katlanarak arttı. Çocuklar beslenemiyor. Enerji sorunu ve sık elektrik kesintileri var.
SAĞLIK HİZMETLERİNDE SORUNLAR
Rapor sağlık kurumlarının sayı ve kapasitesindeki sorunların giderilmediğini gösteriyor. Hatay’da 56 aile sağlığı merkezi (ASM) yıkılmışken depremden sonra sadece üç ASM yapıldı. Yeni ASM yapılmasındaki sorunlar bir yana, yakın zamanda 10 ASM’nin yıkımına ve konteynerde hizmet vermesine karar verildi. Adıyaman’da deprem sonrası yapılan ASM sayısı dört. Malatya’da 59 aile hekimi konteynerde çalışıyor. Bölgede çok sayıda aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı eksikliği mevcut. Adıyaman’da 22, Hatay’da 50 aile hekimliği birimi boş. Sağlık çalışanlarının özlük haklarında, yaşam ve çalışma koşullarında gerekli iyileştirmeler yapılmadı. Deprem için yapılan bunca yardıma rağmen en temel sağlık hizmetlerinin, birinci basamağın durumu iyi değil.
Hastaneler de benzer durumda. Hekim ve sağlık çalışanı sayılarında, poliklinik ve yataklı tedavi birimi sayılarında azalma var. Mezuniyet öncesi ve sonrası tıp ve sağlık eğitimi de etkilendi. Akademisyen sayıları ve eğitim alt yapısında bozulma var. Hocaların yaşam ve çalışma olanaklarını iyileştirecek ek çabalar yeterince gösterilmedi.
Bölgedeki yurttaşların yaşadığı psikososyal sıkıntılar büyük. Adıyaman’da travma sonrası stres bozukluğunun deprem sonrası ikinci ayda yüzde 44,8, altıncı ayda yüzde 30,4, birinci yılda ise yüzde 19,6 olduğu, Kasım 2023-2024 tarihleri arasında 187 kişinin intihar girişiminde bulunduğu belirtiliyor. Hatay’da çocuklarda uyuşturucu madde bağımlılığı oranının yaklaşık iki kat arttığı, tüm deprem bölgesinde ebeveyn kaybı yaşayan yaklaşık 5 bin çocuk bulunduğu bildiriliyor. Hatay’da huzurevi, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezi, çocuk destek merkezlerinin yokluğu, Defne ve Antakya’da toplum ruh sağlığı merkezi olmaması dikkat çekiyor.
Siyasal iktidar iki yılda yapılanları “asrın ihyası” olarak tarif ediyor. İhyadan ne anlaşıldığına, ya da kimin, neyin ihya edildiğine artık siz karar verin.