Direnen liseliler anlattı: İktidar kadrolarını değil hocalarımızı istiyoruz

Y. Emre Ceren
Milli Eğitim Bakanlığının Proje Okul kapsamında yaptığı değişiklik ile birçok lisede öğretmenleri talepleri dışında yeniden görevlendirme ile okullarından ayırdı.
Birçoklarının iktidarın liselerde kadrolaşma hamlesi olarak gördüğü bu değişiklik ise lise öğrencilerini harekete geçirdi.
“Büyüklerimizden böyle gördük” şiarıyla liseli gençler, aynı üniversitedeki büyükleri gibi okullarını eylem alanına dönüştürdü, öğretmenlerine sahip çıkmak için direnişe geçti. Velilerin, mezunların hatta direnişteki üniversite öğrencilerinin de destek olduğu yeni bir mücadele başladı.
Yaşanan süreci eylemdeki lise öğrencileri ile konuştuk.
Lise öğrencileri E. S. ve K. O.: Liselerdeki bu eylemler iktidarın yıllardır süregelen gerici eğitim anlayışının lise sıralarında karşılık bulamadığını bize gösteriyor. İktidar yılardır liselerde ideolojik bir baskı kurmaya çalışıyor. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelini getirdiler. Ancak ideolojik dönüşümün yalnızca müfredatla olmayacağını da anladılar. Hocalarımızın yerine kendi ideolojilerine uygun öğretmenleri getirmek istiyorlar. Bu eylemler aslında spontane gelişen ve yalnızca öğretmenlere sahip çıkma içeriğine sahip eylemlerden daha fazlası. Üniversitelerdeki büyüklerimizin eylemleri de bizi etkiledi. Onların mücadelesi olmasa liselerde bu kararlılıkla tepki gösterilemezdi. Bu sürecin sonunda öğretmenlerimiz görevlerinden alınır ve yerlerine iktidarın atadığı öğretmenler gelirse, iktidarın eğitime kendi kadrolarını yerleştirmiş olacağını biliyoruz. Zaten kindar ve dindar nesil yetiştirmek için uğraşan iktidar, geleceğimizi bu yöntemlerle hiçe saymış olacak. Liselerde başlayan bu eylemler odağına iktidarın liselere yönelik saldırılarına ve gerici eğitim anlayışına karşı bilimsel, parasız, eşit, nitelikli eğitim taleplerini merkeze almalı. Burada biz liseli öğrencelere büyük bir görev düşüyor, sıra arkadaşlarımıza bu talepleri anlatmak bizim en acil görevimiz. Çünkü bu taleplerden vazgeçersek ve AKP’nin politikalarına karşı bir şeyler üretmezsek eğitim hakkımız da öğretmenlerimizin sendikal hakları da iktidarın insafına kalacak.
EĞİTİMİ HÜKÜMETİN KILIFINDAN ÇIKARMAK İSTİYORUZ
Lise Öğrencisi S. Ö.: Gençler, eğitim hakları dogma emirlerle engellenip hükümetin istediği kılıfa uydurulmak zorunda bırakıldığı için eylemde. Bir lise son sınıf öğrencisinin gözünden bakılırsa; senelerdir ders aldığı, zor durumda olduğunda yardım istediği öğretmenlerinin ne olduğu belirsiz bir kararla aniden farklı bir yere atanması durumunun rahatsız edici bir durum ve haksızlık olduğunu, öğrenciyi sınava bu kadar az zaman kalmışken daha çok stres yaşamasına neden olduğu yadsınamaz bir gerçek. Durum böyleyken üniversiteliler gibi liseliler de kendi haklarını savunmak üzere, seslerini çıkarmak için okul sınırlarından dışarı çıkmış, bu haksız müdahalelere son vermeye yönelik atılımlarını bizzat hükümete karşı yöneltmişlerdir.
Ayrıyeten şuna dikkat çekilmelidir ki, hükümet liselileri değil, şu an tehdit unsuru olarak algıladıkları gençlerin tamamını hedef alıyor. Bunun sebebi de zamanı geldiğinde gençlerin sesini gerçekten duyurup kayda değer şeyler başarabilme ihtimalinin hükümeti rahatsız ediyor olması. Hükümet gençleri siyasi bir tehdit olarak değil, her an politik ilerleyişe etki edecek gücü elde edebilecek bir nesil olarak görüyor. Bu sürecin geleceğimize etkisi –liseliler özelinde konuşacak olursak– izledikleri yol ile belirlenecek. Yani gençlik süreci nasıl yönlendirirse karşı taraftan o şekilde bir tepki gelecek diyebiliriz. O yüzden bu süreçte gençlerin adımlarını buna göre atıp politik bir süreçte oldukları gerçeğiyle barışmaları önemli. Bu durum, politik bir ülkede yaştan bağımsız, yaşam şartlarıyla ilişkili mecburi bir süreçtir. Dolayısıyla liseliler için önemli olan tek şey, daha garanti bir gelecek kazanmak ve daha somut örneklerle yaşamlarına şekil vermek. Eğer bu imkânlar sağlanır ve eğitim sistemi tekrar raylarına oturursa, yolsuzluk engellenir ve demokratik haklar sağlanırsa, bu demektir ki; gelecek nesiller etik anlayış, kültürel ve entelektüel birikim, refah seviyesi ve tabii ki bilimsel ilerlemeler kapsamında ciddi gelişmeler kaydedecek ve beraberinde birçok toplumsal sorun çözülecek.
Ankara Atatürk Anadolu Lisesi mezunu Taylan: Proje okullardaki öğretmen kıyımı aslında yeni bir durum değil ve daha önce de yaşanmıştı.
Bizim okulumuzda ise proje okul olurken bize bu gibi süreçlerin yaşanmayacağı, atama yetkisinin idarelerde olduğuna dair teminat verilmişti. Ama görüyoruz ki verilen sözler tutulmadı ve iktidar sendikasına üye olmayan öğretmenlerimiz norm fazlası olarak öğretim faaliyetlerinin dışında bırakıldı. Bu duruma karşı çıkan okulumuzun öğrencileri ve mezunları olarak Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi AAAiLemizde buluştuk ve yalnız olmadığımızı ve itaat etmediğimizi gösterdik. İlk başta bir basın açıklaması olarak planladığımız eylemimiz öğrencilerin öncülük ettiği ve mezunlarımızın da onlara katılmasıyla oturma eylemine dönüştü.