Google Play Store
App Store

BirGün Pazar’a konuşan bisikletçi ve gezgin Gürkan Genç "Bisikletle dünya turu demek “disiplin” demek. Disiplin yoksa bisikletle dünya turunu da ben dahil kimse yapamaz. Bu işin belli bir monotonluğu var ve ona uymak zorundasın" diyor.

"Disiplin olmadan bisikletle dünya turu olmaz"

Sine Aras Akten

Günümüzde dünyayı gezmenin pek çok yolu olduğu bir gerçek, ama hiç kuşkusuz aralarında en ilginçlerinden birisi bisikletiyle dünyayı gezenler. Bu hafta biz de 2010 yılında Türkiye’den Japonya’ya bisikletiyle giden bisikletçi ve gezgin Gürkan Genç ile söyleştik.

2010-2011 yılları arasında bisikletinizle Kuzey Asya yolculuğunu yaparak Türkiye’den Japonya’ya gitmişiniz. 2012 yılında da Türkiye’den dünya turuna çıkmışınız. Nasıl bir süreç sizi bu noktaya getirdi?
Aslında bu noktaya gelmeyi ben de beklemiyordum. 2010 yılında gerçekleştirdiğim Türkiye-Japonya seyahatinden sonra dünyayı bu kadar yavaş şekilde gezmenin muhteşem olduğunu fark ettim. Türkiye’den Japonya’ya 11 ayda gitmiş 12.000 km yol katetmiştim. Tabii ki böyle seyahatler için sponsorlara da ihtiyaç var. Bu ilk seyahatime kendi imkânlarımla gitmiştim fakat sonrasında dünyayı gezmeye karar verdiğimde kendime sponsorlar aramaya başladım.

Bu süreçte benim için çok sıkıntılı bir süreçti. Bisiklet ile dünya turu atacağımı söylediğimde birçok firma inanmamıştı. Zaman içinde yol aldıkça firmalar da inanmaya başlamışlardı. 
2012 yılında bisikletle dünya turuna çıkmaya karar verdim. Bugün de o yolculuğuma devam ediyorum. Fakat o ilk yolculuğumdan farklı olarak dünyanın en büyük firmaları ile birlikte çalışarak yoluma devam ediyorum.

www.gurkangenc.com sayfasında da düzenli olarak yol anılarımı paylaşmaya başlayınca bugünkü sürece kadar geldi. Şu an yetmişinci ülkedeyim, Amerika Birleşik Devletleri’nde 136.000 km geride bırakmış Alaska’ya doğru ilerlemekteyim.

Yaptığınız bu seyahatte gördüğümüz kadarı ile inanılması zor başarılar var. Biraz bunlardan bahseder misiniz? Ayrıca Gürkan Genç’in en çok gurur duyduğu başarısı hangisi?
Bisikletle dünya turunu yapmaya karar verdiğimde acaba böyle bir seyahat yaparken Guinness Rekorunu da kırma ihtimalim var mı diye araştırma yaptım. Varolan rekorları benim kırmam imkânsızdı. O zaman yeni bir rekor denemesi de yapmam gerekiyordu. Türkiye-Japonya seyahatimde Türkmenistan’da Karakum Çölü’nü, Çin’de Taklamakan Çölü’nü ve Moğolistan’da Gobi Çölü’nü bisikletle geçmiştim.  Bu arada buralar ince kum değil sert kum olduğundan bisikletle çölde pedal çevirebiliyorsun.

Anlattıklarınız için muhteşem bir motivasyon gerekiyor. Bunu nasıl sağlıyorsunuz?
Öncelikle bu sadece motivasyonla olacak bir olay değil, bunu söylemek isterim. İş hayatınızda da günü gününe uymayan süreçler yaşarsınız ve her zaman motivasyonunuz çalışmaya uygun olmaz.

Bisikletle dünya turunda öncelikle yediklerime dikkat etmem gerekiyor. Midem sağlam değilse yol alamam. Sonrasında giydiklerime dikkat etmem gerekiyor. İklim koşullarına ve değişimlere göre bu kıyafetleri doğru zamanlarda giymezsem hasta olurum. Yolda tek başıma ve arazideyim, pedallamayı bıraktığımda dört duvar arasında değil çadırdayım. Sağlığıma dikkat etmeliyim. Bisikletin her bir parçasını bilmem ve bu her parçasının tamirinden anlamam gerekiyor.  Ve o bisikletin üzerinde o kadar yükün ve eşyanın yanında bisikletle alakalı yedek parçaları da taşımam gerekiyor. Hangi parçanın kaç kilometre sonra bozulacağını veya eskiyeceğini bilmem de gerekiyor ki yanımda gereksiz şekilde ağırlık yapacak eşya taşımayayım. Çöllerden, şehirlerden, köylerden dağlardan, patikalardan, ıssız yerlerden bisikletle geçtiğimde her ortama göre kendimi kamufle edip, bisikletle halkın arasına karışıp veya halkın dışında durarak çadır kurmasını bilmem gerekiyor. Doğru noktayı seçerken zihnimdeki güvenlik kontrol sisteminin devreye girip çok hızlı bir şekilde hava kararmadan güvenli noktayı bulması gerekiyor.

Yukarıda saydıklarım ve saymadığım dışında daha birçok etken var. Bu iş sadece “ah ne güzel bisikletle dünyayı geziyorum, gezmek görmek çok güzel” temelinde motivasyonu artıracak etkenlerden oluşmuyor.

Bisikletle dünya turu demek “DİSİPLİN” demek. Disiplin yoksa bisikletle dünya turunu da ben dahil kimse yapamaz. Bu işin belli bir monotonluğu var ve ona uymak zorundasın. Uymazsan ya turu yapmazsın, ya da hayatta kalamazsın.

Bisiklet sürmek dışında yolculuğunuzda ilgilendiğiniz konular?
Bisiklet sürmenin dışında gittiğim ülkelerde sosyolojik gözlemler yapmayı seviyorum. Toplumun her kesiminden bireyle birlikte olup sohbet etmek hoşuma gidiyor. Bu sayede onları daha iyi tanıyorum.

Bir ülkeye gitmeden önce ülkenin tarihini okuyorum. Sonra o ülkeyi metre metre geziyor halkı ile bir araya geldiğim yetmiyormuş gibi üretim, sağlık, eğitim, spor, ticaret, şehir planlaması, sanat ve daha birçok alanı da yakından inceliyor ve gözlemliyorum sonra da bu gözlemlerimi okuduğum tarihle sentezleyip bugünün tarihini yazıyorum. Kendimce tarih yazıyorum ve bu da hoşuma gidiyor.

Bisikletle dünyayı gezerken imkânlarınız doğrultusunda topluma katkıda bulunmaya da çalışıyorsunuz. Bu konuda biraz bilgi verir misiniz?
Günümüz dünyasının istediği ve arzuladığı şekilde bunu yapmadığımı söyleyebilirim. Kendime zaman yarattığımda bunu kısıtlı görsellerle sosyal medya sayfalarımda paylaşıyorum veya internet sayfamda daha fazlasını yazıyorum. Kendimce paylaşılması gerektiği kadarının sosyal medyada paylaştığımı düşünüyorum.

Üniversite öğrencileri için “Genç Kâşifler” gezgin bursunu 2012 yılında kurdum ve bugün başkanlığını Prof. Dr. Nüzhet Türker yapıyor. Proje içinde birbirinden değerli hocalarımız var. 12 yıldır her yaz tatilinde devam ettirdiğimiz bir projedir. Yörüklerle birlikte yaşayan gençler aynı zamanda doğada eğitmenler sayesinde çeşitli aktivitelerde uzmanlaşıyorlar ve doğa ile iç içe yaşadıkları 10 gün geçiriyorlar.

14 senede 70 ülkede içinde 39 yerde bisiklet yolları ve bu yollara bağlı uygulamalar, işaretlendirmelerle bisikletli yaşamı gördüm. Bu ülkelerin bisiklet yolları ve kullanıcıları ile alakalı kanunlarını inceleyerek de 14 farklı ülkede bisiklet kültürünü inceledim. Avrupa’nın Euro Velo yani kıtayı birbirine bağlayan bisiklet yolu ağlarındaki numaralandırılmış yolların tamamında bisiklet kullandım yolları inceledim. Gene Güney Amerika, Kuzey Amerika ve Asya kıtasının bisiklet kültürleri ile nasıl harmanladıklarını veya neden başarısız olduklarını inceledim.

Bana izin ve imkânlar verilirse Türkiye’nin kendi kültürüne göre bisiklet yolunu başkent Ankara’da 4 ay içinde inşa eder. Değil Türkiye’nin dünyada bile bir başka ülkede eşi benzeri olmayan bir bisiklet yolu ağını başkent Ankara’da kazandırır ve Ankara’yı bisiklet şehri yaparım. Neden Ankara derseniz Ankara’da şu durumda bile her yerine bisikletle gitmiş gezmiş pedallamış ve şehrimi iyi bilen biriyim. Dünyayı da gezdikten sonra nasıl bir bisiklet yoluna ihtiyacımız olduğunu çok iyi biliyorum.