Google Play Store
App Store

İzmir’in içme su ihtiyacının önemli bölümünü karşılayan Tahtalı Barajı’nda doluluk oranı yüzde 24,13’e indi. Kent için kuraklık uyarısında bulunan Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Doğa, İzmir için son uyarısını yaptı” dedi.

Doğanın İzmir’e son uyarısı: Suya ulaşmanın maliyeti artacak
Fotoğraf: İZSU

Halil ERTUNÇ

Artan sıcaklıklar ve yağış oranlarının düşmesi İzmir’in barajlarını kuruttu. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) tarafından açıklanan verilere göre, kentin içme suyu ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Tahtalı Barajı’nda geçen yılın temmuz ayında 37,55 olan su doluluk oranı bu yıl aynı dönemde yüzde 24,65’e düştü.

Öte yandan Balçova Barajı’nda ise aktif su doluluk oranı geçen yıl yüzde 45,58 iken, bu yıl yüzde 55,33 oldu. Gördes Barajı’ndaki doluluk oranı geçen yıl temmuz ayında yüzde 7,04 iken, bu yılın aynı döneminde yüzde 8,97 olarak kaydedildi. Ürkmez Barajı’nda doluluk oranı geçen yıl yüzde 39,02 iken, bu yıl yüzde 33,20 olarak kayıtlara geçti. Güzelhisar Barajı’nda doluluk geçen yılın temmuz ayında 69,02 iken bu yıl yüzde 77,02’ye çıktı. Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı’nda ise aktif su doluluk oranı yüzde 43,13 iken, bu yıl yüzde 26,07 oldu.

YÜZDE 12’LERE DÜŞECEK

Tahtalı Barajı’nın su seviyesindeki düşüşü değerlendiren Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’deki içme suyunun yüzde 25, hatta bazen yüzde 35 bandında Tahtalı Barajı’ndan karşılandığını vurgulayarak, “Tahtalı Barajı’nda aktif doluluk oranı yüzde 24’lere inmiş durumda. Bu seviye, 2008 sonrası en düşük seviye ve daha temmuz’un ortasındayız. Daha temmuz bitmeden bu seviyelere indi. Barajları dolduran yağışlar kasım sonunda başlar. Sanırım kasım ayına kadar Tahtalı Barajı yüzde 12’lere kadar düşecektir” dedi.

Kuraklık sorununun yanı sıra su sorunu başlamayacağını ifade eden Yaşar, ortaya çıkacak olan fazladan enerji ve fazladan maliyeti şu ifadelerle aktardı:

“Mutlaka yer altından kuyulardan çekilip su verilir ama daha derinlere gidilmek zorunda kalınacak. Türkiye’de suya en çok para veren illerin başında geliyoruz. Bunun nedeni suyu kuyulardan çekmemiz. Kuyulardan çok büyük enerjilerle su çekiyoruz. Eğer bu durum devam ederse, bu sefer çok daha derinlere ineceğiz, çok daha büyük enerjiler harcayacağız. Daha derinlerden daha çok ağır metal çekilecek. Dolayısıyla arıtma tesisleri gerekecek ve bu tesisler için de çok büyük enerjiler harcayacağız. İzmir’de suyumuz maalesef fiyat olarak üçe falan katlanacak.”

İZMİR, FAKİRİN DE FAKİRİ

Yaşar ayrıca 2020 yılında Tahtalı Barajı’nın yüzde 75 dolu olduğuna dikkat çekerek, “Su yalnızca Tahtalı Barajı’ndan alındığı takdirde 1,5 yıllık suyumuz vardı, öyle doluydu. Defalarca ‘Kuraklık geliyor, kapıda. Barajdan su kullanalım, yer altını rahat bırakalım’ dedik. Gördüğünüz gibi müthiş bir kuraklık geldi şimdi. Geçen yıldan beri ülkemizde bir ‘süper El-Nino’ vardı, yerini ‘La Nina’ya bırakacak ve soğuma başlayacak. İlerleyen günlerde de kurak geçme ihtimali yüksek bu yıl. O zaman ne yapılacak? Şu anda Manisa’da Gölmarmara da kurudu. Biz suyumuzun yaklaşık yüzde 30’luk gibi bir kısmını da Manisa’dan kuyulardan çekiyoruz. Artık tehlike çanları çalıyor. Zaten bu durum, doğanın İzmir’e yaptığı son uyarı. 2007 yılında nüfusumuz 3 milyon 750 bindi, şu an 4,5 milyon. Bir sonraki aşamada 5 milyon olacak. Türkiye’de kişi başı su potansiyeli 1340 metreküp ve fakirliğe yakın. 1000 metreküp fakirlik sınırı. İzmir’de ise 600 metreküp. İzmir zaten fakirin de fakiri. Suyun en dikkatli kullanılması gereken kentlerin başında geliyor fakat maalesef yönetimlerin bu konulara pek bir ilgisi yok” ifadelerini kullandı.