Dünya hepimize yetecek kadar büyük
Üstad Fuat Saka’nın “Göç Senfonisi“nin Köln’deki Avrupa prömiyeri göç olgusunun Avrupa’nın gündemini her zamankinden daha da yoğun olarak belirlediği bir döneme denk geldi. Köln Filarmoni’deki konser göçmenlerin çektikleri acıların, üzüntülerin ve umutlarının sesi oldu. Halklar arasında kardeşliği yüceltmesi umuduyla başlayan ama ırkçı sporcu ve taraftarlarca kirletilen Avrupa Kupası atmosferine iyilik ve dayanışma umutları serpiştirdi.
Günümüzde milyonlarca insan yoksulluk, işsizlik nedeniyle, iyi kötü var olan yaşam standartlarını tahrip eden savaşlar ya da özellikle tarımsal altyapıyı yok eden kuraklık gibi iklim değişiklikleri nedeniyle yaşadıkları ortamı bırakıp, ölümü göze alarak zengin batı ülkelerine göç etmeye çalışıyor. Böylece batı ülkelerindeki göç kökenli nüfusta gözle görünür bir artış yaşanıyor. Bu tabii ki ciddi sosyal, ekonomik ve siyasal sorunlara yol açıyor, daha doğrusu zaten öteden beri yaşanan sorunlara göçten kaynaklananlar da ekleniyor…
Batı ülkelerinde sağın son dönemlerdeki güçlenmesinin ardındaki en önemli nedenlerden biri de bu. Sağcılar, göçten bağımsız olarak var olan, önce pandemi sonra da Ukrayna savaşı gibi nedenlerle daha da derinleşen ekonomik krizden bunalmış olan geniş halk kitlelerini, karşı karşıya oldukları tüm sorunların buralara göç etmiş olan ve göç edebilmek uğruna yola çıkmak için hazırlanan insanlardan kaynaklandığı propogandasını yaparak, bu durumu seçimlerde oya devşirebiliyor.
Aşırı sağın bu nedenle başarılı olmasından dolayı paniğe kapılan sosyal demokrat ve sol güçler de göç ve göçmen karşıtı söylemleri devralıyorlar. Bu durum onların koalisyon ortağı olarak yer aldığı hükümetlerin politikalarına da yansıyor. Başta Almanya, kapitalizmin egemen olduğu birçok Batı ülkesinde durum böyle.
Ama asıl göç alan ülkeler sanıldığı gibi Batı‘da değil. Türkiye’nin durumu biliniyor. Konu son günlerdeki göçmen karşıtı olaylar nedeniyle daha da öne çıktı. Afrika’nın, Latin Amerika’nın, Orta Doğu’nın ve Güney Asya’nın birçok yerinde ya da Gazze’de olduğu gibi kendi ülkesi içinde milyonlarca insanın göçe zorlandığı bir dünyadayız. Göçün sorun olarak yaşandığı yerler aslında oraları.
Usta sanatçı Fuat Saka’nın “Göç Senfonisi – Karanlık Sular“ının Almanya’nın Köln kentindeki Filarmoni Konser Salonu’ndaki Avrupa prömiyeri göçün belki de tarihte en büyük bir sorun olarak görüldüğü bir döneme denk geldi ve çok iyi oldu.
Saka’nın bu eseri, dünyada göç konusunu senfoni tarzında ele alan ilk ve tek müzik çalışması. Usta sanatçımızın göç olgusuna, insanların göç yollarında, göçtükleri yerlerde çektiklerine, acılarına, üzüntülerine, cesaretlerine ve umutlarına dikkat çekmek için beslediği senfonin dünya prömiyeri iki yıl önce İstanbul’da yapılmıştı. O konseri “onur konuğu“ olarak izleyen İstanbul’un kardeş şehri Köln’ün Büyükşehir Belediye Başkanı Henriette Reker’in davetiyle bu eser şimdi de Almanya’da, bu ülkenin en eski orkestralarından Köln Gürzenich Orkestrası eşliğinde çalındı.
Saka’nın bu eseri Almanya’ya gelmeden önce bir Türk, Yunan ve Alman ortak projesiydi. Çünkü kendisi de Almanya’da uzun yıllar siyasi mülteci olarak yaşayan, Almanya vatandaşlığı da olan sanatçı, senfoniyle ilgili ilk adımları attıktan sonra, bunun büyük orkestra için düzenlenmesini Yunanlı dostları aracıyla bağlantı kurduğu Atinalı besteci Vangelis Zografos’la birlikte gerçekleştirmişti. On şarkılık senfoninin bir bölümünde solist olarak, bu çalışmada yer almak için Türkçe şarkı söylemesini öğrenen Ioanna Forti yer aldı. İstanbul’da Türk Müziği Konservatuvarı’nın öğretim üyelerinden Cihan Yurtçu kavalıyla, Girit’ten de Zacharias Spyridakis Girit kemençesiyle orkestraya Ege’nin iki yakasının müzikal zenginliğini taşıdılar.
Türkiye ve Yunanistan’dan sanatçılar, Almanya’nın en genç kadın orkestra şeflerinden Ustina Dubitsky’nin yönetimindeki 103 kişilik çok kültürlü orkestrayla, Almanya’nın en çok göç alan metropollerinden Köln’de göçmenlerin sesi oldular. Göçü ve göçmenleri suistimal ederek yükselen ırkçılığa karşı estetik boyutları olağanüstü güzel bir kafa tutuş eylemi gerçekleştirdiler.
Bu devasa buluşmanın ana fikrini Fuat Saka’nın göç olgusuyla ilgili defalarca dile getirdiği şu cümlelerde buluyoruz:
“Göçün nedenlerini ortadan kaldırmak lazım. İnsanların ülkesine, onların zenginliklerine saldırıp, resmen gasp ederek insanların yaşam alanlarını daraltıp, savaşlar çıkartarak yaşama alanı bırakmayan emperyalistlerinin yapması gereken savaş çıkarmamaktır. Savaş çıkartmayın, açlığa mahkûm etmeyin insanları. Yoksul, susuz kalmasınlar. Yaşadıkları yerleri bırakıp, yollara dökülmesinler. Dünya hepimize yetecek kadar büyük.“
Köln Filarmoni’deki konser “İstanbul-Köln kardeşliği“ kapsamında, Köln Büyük Şehir Belediyesi ve Almanya-Türkiye Kültür Forumu’nun işbirliğiyle gerçekleştirildi.
Emeği geçen herkese, usta Sanatçı Fuat Saka'ya, Üstad Vangelis Zografos'a, büyük besteci Mikis Theodarkis’in “öğrencisi“ solist Ioanna Forti'ye, Girit'ten kemençesiyle gelen Zacharias Spyridakis'e, İstanbul'dan kavalıyla katılan Dr. Cihan Yurtçu'ya, Köln'den Ṣef Ustina Dubitsky'ye ve Gürzenich Senfoni Orkestrası'na, Almanya Türkiye Kültür Forumu'na, Sözcüsü Gazeteci Yazar Osman Okkan'a, Köln Büyükṣehir Belediye Baṣkanı Henritte Reker'e ve dünyada ilk kez göçü konu alan bu muhteṣem senfoninin fikir babası Ahmet Yeṣilyaprak'a çok teşekkürler, tebrikler.
Not: Köln konserinin kayıtları yapılmadığı için internet ortamında izlemek mümkün değil. Ancak İstanbul’daki ilk konserin tamamı izlenebilir. Tabii bu muhteşem eseri canlı izlemek de mümkün. Almanya’nın diğer şehirlerinde ya da başka yerlerde, başka orkestralar eşliğinde çalınması için çalışmalar yürüyor. Bunlardan birinin tarihi de belli. Almanya’nın Münster kentindeki konser 28 Eylül’de gerçekleştirilecek.