Edebiyatın iyileştirici gücü
Rana Melek AKBAŞ
Bijal Shah’ın Mona Yayınları tarafından dilimize kazandırılan “Bibliyoterapi: Kitap Okumanın İyileştirici Gücü” adlı eseri, modern yaşamın karmaşasında edebiyatın ruhumuza bir sığınak olmanın ötesinde şifalı bir merhem olduğunu çarpıcı örneklerle gözler önüne seren bir kitap. Yalnızca edebiyatın keyifli dünyasına bir giriş değil, aynı zamanda onun iyileştirici gücünü derinlemesine inceleyen bir kişisel gelişim ve farkındalık yolculuğu olarak tanımlanabilir.
Shah, bibliyoterapi kavramını anlatarak başlıyor bu yolculuğa. Bibliyoterapi nedir, nasıl çalışır, ilk olarak ne zaman literatüre geçmiştir gibi genel bilgiler verdikten sonra ise kendi bireysel deneyimleri ve danışanlarından derlediği hikâyelerle anlatısını derinleştiriyor. Edebiyatın yalnızca bir kaçış aracı değil, aynı zamanda derin bir içsel dönüşüm ve kendini keşfetme sürecinin anahtarı olduğunu göstermenin yanı sıra o anahtarı nasıl kullanacağınızı da öğreten bir eser “Bibliyoterapi”. Yazar, kederle başa çıkma, ilişkilerde iyileşme, hatta kronik hastalıklarla mücadele gibi örnekler üzerinden hayatın zorlu dönemlerinde doğru kitapların nasıl bir kurtarıcı olabileceğini anlatıyor.
Kitap, özellikle belirli ruh halleri ve ihtiyaçlar için hazırlanmış geniş kapsamlı okuma listeleriyle de dikkat çekiyor. Bu listeler, depresyondan ilham arayışına kadar pek çok duruma hitap eden edebi eserlerden oluşuyor. Hemen her yerde bulunabilecek klişe önerilerden uzak kişiselleştirilmiş öneriler sunmasının yanı sıra her okur tipine göre alternatif türler içermesi de bir başka artısı. Her ihtiyaca yönelik hazırlanan bu listelerde kurgu, kurgu dışı gibi kategorilerin yanı sıra romandan öyküye, biyografiden şiire, kişisel gelişimden bilimsel kitaplara geniş bir yelpaze sunuluyor okura. Shah, bu seçkileri oluştururken yalnızca klasiklerden değil, çağdaş edebiyatın ilham veren eserlerinden de faydalanmış. Virginia Woolf’un psikolojik çözümlemeleri ya da Markus Zusak’ın insan ruhunu derinden etkileyen karakterleri gibi örnekler farklı bakış açıları ve farklı okuma deneyimleri olan danışanlara hitap ediyor.
Öte yandan Bijal Shah, bibliyoterapi deneyiminin yalnızca kitaplarla ve okuma eylemiyle sınırlı olmadığını da vurguluyor. Kitap okumanın yanı sıra mektup yazma, şiir yazma gibi yaratıcı yazma aktivitelerini de terapinin bir parçası olduğunu dile getiriyor. Kendi deneyimlerini, edebi günlük adını verdiği okuma notlarından çeşitli örnekleri de açıkyüreklilikle okularıyla paylaşıyor. Okumaktan ziyade yazma eylemiyle ilintili bu yöntemler, kişilerin duygularını anlamalarına ve ifade etmelerine yardımcı oluyor.
“Bibliyoterapi”nin bir diğer özelliği ise okurlara kendi okuma alışkanlıklarını sorgulatması ve bu alışkanlıkları dönüştürerek daha anlamlı ve bilinçli bir şekilde okumaya teşvik etmesi. Bu yönüyle, Shah’ın eserinin yalnızca bir rehber değil, aynı zamanda bir dönüşüm aracı olduğunu söylemek mümkün.
Bijal Shah’ın yatırım bankacılığı deneyiminden edindiği disiplin ve psikoloji alanındaki eğitimi, kitaptaki bilgi ve önermeleri daha sağlam bir temele oturtuyor. Hem pratik hem de teorik bilgi birikimini kitabına yansıtmayı başaran Shah’ın deneyimleri, okurun onu yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda bir rehber olarak da görmesinde etkili.
Bijal Shah’ın “Bibliyoterapi” adlı çalışması, kitaplarla kurulan bağın çok daha derin bir boyuta ulaşabileceğini gösteriyor. Edebiyatın iyileştirici gücünü keşfetmek isteyenler için şahane bir başlangıç noktası.