Emeklilikte yeni bir adaletsizlik kapıda: Ne zaman emekli olmalı?
AKP’nin oluşturduğu ucube emeklilik sistemi daha da adaletsiz hale geliyor. 2024 yılının ikinci yarısında emekli olanlar 2025 yılında emekli olacaklardan yaklaşık yüzde 30 daha fazla aylık alacak. Aynı şartlara sahip emekliler arasında uçurum artacak. Ancak hükümet bu sorunları çözmek yerine emekliye bedava şezlong ve şemsiye müjdesiyle meşgul!
Türkiye’de emeklilik sisteminin adaletsizlikler bitmek bilmiyor. 2006/2008 yıllarında AKP hükümetleri tarafından çıkarılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK) ile emeklilik sisteminde büyük adaletsizlikler ve haksızlıklar yaratıldı. Zaman içinde yapılan yamalar ile bu adaletsizlikler giderilmedi. Tersine arttı! Şimdi emeklilikte yeni bir adaletsizlikle yüz yüzeyiz. Bir süredir kamuoyunda “ne zaman emekli olmalı” tartışması yapılıyor. Emekliliği hak edenler açısından 2024 yılında emekli olmanın 2025 yılında emekli olmaya göre ciddi biçimde avantajlı olduğu belirtiliyor.
Bu konu epeydir yazılıp çiziliyor ancak ne SGK ne de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bu konuda bir açıklama yapmadı. Anlaşılan emekliye halk plajlarında bedava şezlong müjdesi daha çok ilgilerini çekiyor. Çok soran oluyor. Ne zaman emekli olmak avantajlı? 2024'ün ikinci yarısında mı, 2025'in ilk yarısında mı? Önce özetle yanıtlayayım: Ucube emeklilik sistemi nedeniyle maalesef durum budur ve 2024 yılında emekli olmak çok daha avantajlıdır.
5510 sayılı SSGSSK’deki kurallar nedeniyle 2024 ve 2025'te işçi ve Bağ-Kur emeklileri için inanılmaz bir adaletsizlik ortaya çıkacak! Emekliliği hak eden ve aynı şartlara sahip iki işçiden biri 2024'ün ikinci yarısında diğeri 2025'in ilk yarısında emekli olduklarında aralarındaki yaşlılık aylığı farkı yüzde 30 civarında olacak! Bu fark enflasyon oranına göre birkaç puan yukarı veya aşağıda inebilir ama yüzde 30’luk fark kaçınılmaz ve bu fark daha sonra da korunacak büyük bir fark.
UCUBE VE ADALETSİZ SİSTEM!
2024'ün ikinci yarısında emekli olan 2025'te emekli olandan ömür boyu daha fazla emekli aylığı alacak. Hem de öyle böyle fazla değil! Emeklilik sistemi tepeden aşağı adaletsiz ve eşitsiz! 2024 ve 2025 emeklileri arasındaki fark bunlardan biri. O yüzden emekliliği hak edenler için 2025’i beklemeden emeklilik başvurusu yapmak yararlı olacak.
Eğer yaşlılık aylığı şartlarını bir hafta veya birkaç ay farkla tamamlayamamış iseniz ve 2024’te başvuru yapamıyorsanız büyük adaletsizlik ortaya çıkacak. Bir hukuk devletinde böyle saçmalık olur mu demeyin! Bu ucube sistemde oluyor. Gelin sosyal güvenlik hukuku labirentlerinde kaybolmadan bu fark nasıl ortaya çıkıyor yalın biçimde anlatmaya çalışayım.
5510 sayılı Kanunla getirilen yeni sosyal güvenlik (özellikle de emeklilik) sistemi çok sayıda adaletsizlik içeriyor. Aylık bağlama oranlarının (ABO) ve güncelleme katsayısının düşürülmesi ve emekli aylık artışlarının sadece enflasyona bağlanması bu adaletsizliklerden en önemlileri. 2024-2025 döneminde gündeme gelen aylık eşitsizliğinin sırrı aylık bağlama sisteminde yatıyor.
Yeri gelmişken söyleyeyim bu anlatacaklarım esas olarak işçi ve Bağ-Kur emeklilerini kapsıyor. Ekim 2008 öncesi memuriyete girenler eski sisteme göre emekli oluyor. Bu konu onları ilgilendirmiyor. 2008 sonrası memuriyete girenler ise henüz emekli olabilecek durumda değil. O yüzden onlar da bu konunun dışında. Ancak bir grup memur var ki onlar bu kapsama giriyor. Bu gruptakiler Ekim 2008 öncesi işçi veya kendi hesabına çalışan olup Ekim 2008’den sonra memur olanlar. Eğer bunlar 2024 yılı ikinci yarısı itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanma koşullarını taşıyorsa bu durum onlar için de geçerli. Kısaca bu mevzu asıl olarak işçi ve Bağ-Kur sigortalılarını, kısmen de memurları ilgilendiriyor.
AYLIKLAR NASIL HESAPLANIYOR?
Bilindiği gibi 5510 sayılı Kanun ile yaşlılık aylığı bağlama sistemi köklü biçimde değişti. Yasanın 29. maddesine göre işçi ve kendi hesabına çalışan sigortalılar ile Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra (Ekim 2008) ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayan memurların yaşlılık aylığı, ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır. Dolayısıyla yasaya göre karşımıza iki önemli unsur çıkıyor: Ortalama aylık kazanç ve aylık bağlama oranı (ABO).
Yasaya göre ortalama aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas kazancının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katıdır. Aylık bağlama oranı ise sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için yüzde 2 olarak uygulanıyor.
Ortalama aylık kazancın bulunması için ise güncelleme katsayısı önem taşıyor. Öyle ya 30 yıl önceki prime esas kazancın bugünkü değerinin bulunması gerekir. Peki güncelleme katsayısı nedir ve nasıl hesaplanır?
5510 sayılı Kanun’a göre güncelleme katsayısı her yılın aralık ayına göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel endeksindeki (TÜFE) değişim oranının yüzde 100’ü ile sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının yüzde 30’unun toplamına (1) tam sayısının ilâve edilmesi sonucunda bulunan değeri ifade eder. 2008 öncesinde büyümenin yüzde 100’ü hesaba katılıyordu. AKP bunu yüzde 30’a indirdi. Bir güncelleme katsayısı örneği verelim: İlgili yılda enflasyon yüzde 50 ve büyüme yüzde 5 gerçekleşirse güncelleme katsayısı 1,515 olur (% 50 TÜFE + %1,5 büyüme=51,5. Buna 1 tamsayısını eklersek güncelleme katsayısı 1,515 olur.
Her yılın pirime esas kazancı ile o yılın güncelleme katsayısı çarpılarak prime esas kazancın güncel değeri bulunur. Bu işlem her yılın prime esas kazancından başlayarak günümüze kadar getirilir ve böylece güncellenmiş toplam pirime esas kazanç bulunur. Bulunan güncellenmiş prime esas kazanç toplam prim gün sayısına bölünür (örneğin 9 bin gün). Ardından bu miktar 30 ile çarpılarak güncel prime esas aylık kazanç bulunmuş olur. Sonra da güncel prime esas aylık kazanç hak edilen aylık bağlama oranı (yüzde 50, yüzde 60) ile çarpılarak emekli aylığı hesaplanıyor. Bu karmaşık aylık hesaplama sistemini şöyle özetlemek mümkün:
Geçmiş prime esas kazançlar * güncelleme katsayısı= Güncel prime esas toplam kazanç
Güncel prime esas toplam kazanç/toplam prim gün sayısı * 30= Güncel ortalama aylık kazanç
Güncel ortalama aylık kazanç * Aylık bağlama oranı (ABO) = Aylık tutarı
2024-2025 FARKININ NEDENİ
Ancak bu hesaplama sisteminin önemli bir boşluğu var. Bu boşluk özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde ortaya çıkıyor. Sadeleştirerek anlatmaya çalışayım. Yılın ilk yarısında başvurduğunuzda bir önceki yılın TÜFE ve büyüme oranları bilindiği için güncelleme işleminin yapılması zor değil. Ancak yılın ikinci yarısında yaşlılık aylığına başvurduğunuzda ne olacak? Örneğin aralık ayı içinde başvurdunuz. İlgili yılın TÜFE oranı henüz belli değil. Son güncelleme katsayısı ne olacak? Özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde bu durum çok önemli. Buna mevzuatta bir çözüm bulunmuş (5510/29 son fıkra) ancak bu çözüm şimdi büyük bir soruna yol açıyor.
Kanuna göre yukarıda anlattığım şekilde hesaplanan aylığın başlangıç tarihinin yılın ilk altı aylık dönemine rastlaması halinde ocak ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranı kadar artırılarak, yılın ikinci altı aylık dönemine rastlaması halinde ise öncelikle ocak ödeme dönemi, daha sonra temmuz ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılarak sigortalının aylık başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır. Karmaşık gelmiş olabilir sadeleştirmeye çalışayım. Eğer yılın ilk 6 ayında emekli olduysanız bir önceki yılın güncelleme katsayısı belli olduğu için güncelleme işlemi yapılacak ve ardından emekli aylıklarına yapılan artış oranı kadar aylığınız artırılacak ve elinize geçecek emekli aylığı olacak.
Bir örnekle anlatayım: Diyelim 2025 yılı ilk yarısı içinde emekliliğe başvurdunuz. TÜFE tahmin edildiği gibi yüzde 38 olursa ve büyüme de yüzde 5 olursa (38+1,5 -yüzde 5’in yüzde 30’u-) 2024 yılında uygulanacak güncelleme katsayısı 1,395 olacak. Yılın ilk yarısında başvurduğunuz için ayrıca ilk altı aylık zammı da (tahminen yüzde 11-12) alırsınız.
Eğer Aralık 2024’te başvurursanız ne olur? Henüz 2024 yılı TÜFE belli olmadığı için hesaplanan aylığa 2024 yılı güncelleme katsayısı yerine emekli aylıklarına 2024 ocak ve temmuz döneminde yapılan artış oranları ayrı ayrı uygulanır ve başvuru tarihindeki aylığınız bulunur. Bilindiği gibi Ocak 2024’te emeklilere yüzde 49,25, temmuz ayında da yüzde 24,7 zam yapılmıştı. Böylece 2024 yılı için aylığınız yüzde 86,1 oranında artar. Aralık 2024’te bu aylığı alırsınız. Ocak 2025’te ise ayrıca tahmini yüzde 11-12 civarındaki 2025 ocak zammını alırsınız.
YÜZDE 30 CİVARINDA FARK!
Böylece eğer 2024 yılı için enflasyon yüzde 38 ve büyüme de yüzde 5 olursa Aralık 2024 ayında emekli olanlar yüzde 33, eğer enflasyon yüzde 40 ve büyüme yüzde 5 olursa yüzde 31 oranında daha fazla zam alırlar. Örneğin Aralık 2024’te emekli olan 20 bin TL emekli aylığı alabilecekken, Ocak 2025’te başvurursa 15 bin lira civarında aylık alabilir. Bu oranlar enflasyon ve büyüme oranlarına göre bir miktar değişir. Ancak her durumda 2024 güncelleme katsayısı 2024 yılında emeklilere yapılan artışların çok altında kalacağı için emekli aylıkları arasında yaklaşık yüzde 30 fark kaçınılmaz. Daha sonra yapılacak zamlar bu aylıkların üzerinde oransal yapılacağı için bu fark yıllarca devam eder.
Bu acayip fark her yıl ortaya çıkmaz. Bu farkın nedeni yüksek enflasyon dönemlerinde emekli aylıklarına yapılan zamlarla TÜFE oranları arasındaki farktır. Bu fark EYT yasası öncesi de ortaya çıkmıştı. EYT yasası Aralık 2022’de çıkarılsaydı EYT’liler daha yüksek emekli aylığı alacaktı. EYT yasasının Mart 2023’te çıkarılması nedeniyle önemli bir fark ortaya çıkmıştı. Bu konuyu 23.1.2023’te “Emeklilerin kaybı artıyor” başlıklı BirGün yazımda ele almıştım.
Kısa bir sürede ikinci kez ortaya çıkan bu ciddi fark emekli aylıklarındaki sorunları daha da büyütecektir. Bunun çözümü mümkündür. “Son yılın güncelleme katsayısı ile o yılın ocak ve temmuz döneminde aylıklara yapılan artış oranlarından hangisi büyükse o uygulanır” benzeri bir düzenleme sorunu çözecektir. Bu soruna kısa vadede emekliler lehine bir çözüm gelir mi? Bence çok mümkün değil. Bu yüzden siz siz olun emekliliği hak ettiyseniz 2024 yılı sonuna kadar başvurunuz yapın.
Aksi halde inanılmaz bir adaletsizlik ortaya çıkacak ve bu adaletsizlik yıllar boyunca devam edecek. Emekliği birkaç ay fark nedeniyle bir yıl sonraya kalanlara yapılan bu adaletsizlik kabul edilemez. Yaş, aylık ve statü farkları nedeniyle emeklilikte zaten devasa adaletsizlikler yaşanıyor. Bir gün geç işe girenler 17-20 yıl daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. Emeklilik koşullarını bir ay geç tamamlayanlar yüzde 30 daha az aylık alabiliyor. Memuriyete bir ay geç giren yeni memurlar (Ekim 2008 sonrası) eski memurlara göre büyük bir ayrımcılık yaşıyor. Emekli aylıkları yerlerde sürünüyor. SGK bir açıklama yapmıyor. Bakan Bey ise hâlâ “emekliler yılı” diyerek ve halk plajlarında şezlong-şemsiye emeklilere bedava müjdesiyle ortalıkta dolaşabiliyor ama emeklilerin sahici sorunlarından söz etmiyor. Emeklilik sisteminin sorunları kangren haline geldi. Öyle şezlong-şemsiye ile çözülemez! Bu ucube emeklilik sisteminde bir devrim şart!