Erdoğan’ın kafasında tilkiler dolaşıyor
Yıkılan şehirler, hayatını kaybeden on binlerce insan, enkaz altında günlerce kurtarılmayı bekleyen canlar, dondurucu soğukta evsiz kalan milyonlar, devletin uzanmayan yardım eli…
Depremin ardından ortaya çıkan apokaliptik tablo, felaketi başından beri siyaset alanının dışına itmek isteyen iktidarın üstünde ciddi bir toplumsal öfke biriktirdi. Bugünlerde “Silivri soğuktur” barajını aşan yurttaşlar, sorumlulara oldukça sert eleştiriler yöneltiyor. Seçimlere “Güçlü Türkiye” algısıyla gitmek isteyen Erdoğan, şimdi “Yıkık Türkiye” gerçeği karşısında durumu kontrol altına almanın hesaplarını yapıyor.
Deprem bölgesine gittikten sonra Erdoğan’ın yaptığı her konuşmada “yağma” ve “hırsızlığa” karşı verdiği sert ve ısrarlı mesajlar dikkat çekiciydi. Erdoğan’ın sürekli vurgu yaptığı bu konuya özel bir büyüteç tutması, depremin gerçekleştiği andan sonra devletin sarsılan itibarını ve otoritesini “asayişi sağlama” söylemi üzerinden yeniden tesis etmeye dönük stratejisinin parçasıydı. Kentleri yeniden ayağa kaldıracaklarını iddia edip bunun için bir yıl süre istemesi ise üzerine yıkılan siyasi enkazdan inşaat kaldıracıyla çıkmaya çalışacağının işaretiydi.
Yaşanan yıkım ve ortaya çıkan toplumsal öfke düşünüldüğünde, Erdoğan’ın “Bir yıl istiyorum” ifadesini bir “seçim erteleme talimi” olarak okumak mümkün. Çünkü iktidar, tıpkı ekonomik krizde yaptığı gibi, halkta biriken tepkiselliği zamana yayarak sönümlendirmeye ve kendisinin neden olduğu yıkımın izlerini yine kendisi siliyormuş gibi görünerek potansiyel tabanında tekrar kredi kazanmaya çalışacak. İşte bunun için Saray’ın, seçime kadar olan süreden çok daha fazlasına ihtiyacı var.
Depremden üç gün sonra Reuters’a konuşan bir Türk yetkilinin, “Şu anda 14 Mayıs'ta seçim yapılması konusunda çok ciddi zorluklar var” yorumu kamuoyuna yansıdı. İktidarın seçime dair bakış açısı ise son zamanların “muhalifi” Bülent Arınç’ın kaleminden 13 Şubat akşamı dile döküldü. Enkaz altında cesetler varken seçim konuşmanın doğru olmadığını söyleyen Arınç, kendine has kurnazlıkla, Anayasa'ya aykırı şekilde seçimi erteleme önerisinde bulundu. Eski Meclis Başkanı, birinci tercihinin cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yerel seçimlerle birleştirilerek 2024’te yapılması olduğunu, ikinci tercihinin ise seçimlerin bu yılın Kasım ayına ertelenmesi olduğunu ifade etti.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Arınç’tan bir gün önce seçimler için, “14 Mayıs’ta yapılması zor görünüyor, zamanında, 18 Haziran’da yapılır. Biz siyasiler de bu seçimin kesinlikle yapılmasını sağlamakla yükümlüyüz” demişti. Dün de gazeteci Murat Yetkin’e konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Savaş olmadığına göre, seçim ertelenemez. Seçimden kaçmanın hiç kimseye bir yararı yoktur” görüşünü paylaştı.
Erdoğan sandıktan kaçmanın yolunu ararken muhalefetin seçim konusunda sağlam bir baraj kurması oldukça önemli. Erken seçimden sıyrılan AKP’nin bu felaketin atmosferinden ve halkın öfkesinden de sıyrılarak yeniden enerji biriktirme hedefiyle atacağı adımların önüne geçmek, muhalefetin yeni sınavı olacak. Çoktan istifa etmesi gerekenler, değil bir sene, bir saniye bile fazladan koltuklarında oturmamalı.