Nurcan Bilge Gökdemir
nurcangokdemir@birgun.netErdoğan normalleşti
“Normalleşme” süreci fiilen sona ererken Erdoğan kendi normaline döndü. Erdoğan, sandıkta kaybettiği yerel seçimin intikamını halkın hizmetsiz kalması pahasına CHP’li belediyeleri çalıştırmayarak alma peşinde.
31 Mart’taki yerel seçimlerden tarihi bir yenilgi ile çıkan ilk kez ikinci parti konumuna gerileyen AKP’nin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konforlu bir dört yıl için kurguladığı “Normalleşme/yumuşama” sürecinden sonuç alamadı. İktidar ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin itirazlarını açıktan göstermesi, CHP’ye oy verenlerin de bu süreçten duydukları hoşnutsuzluğu dillendirmesi ile bu süreç fiilen sona erdi.
ERDOĞAN BİLDİĞİNİZ GİBİ
Bunun ardından Erdoğan kendi normaline döndü. İlk ve en önemli adımı halkın desteği ile yerel yönetimleri AKP’den geri alarak göreve başlayan ve olası bir CHP iktidarı için önemli araç olacağını gördüğü yerel yönetimleri çalışamaz duruma getirmek için attı.
Kendisi de yerel yönetimlerdeki göreviyle parlayan, partisine 22 yıldır süren iktidarın yolunu açan yerel yönetimlerin siyasetteki belirleyici gücünü çok iyi bilen Erdoğan kurmaylarına düğmeye basmaları talimatı verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı yerel yönetimlere vermek zorunda oldukları ödenekler konusunda acele etmemeleri konusunda uyarıldı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da SGK prim borçlarını ödemeleri için bildirimler gönderdi.
"YOK ÖYLE…" DEDİ
İlgili kurumlar hazırlıkları belli bir aşamaya getirdikten sonra Erdoğan partisinin grup toplantısında yeni oyun planını açıkladı:
"Buradan Sayın CHP Genel Başkanı'na şunu söylemek isterim dürüst siyaset verilen sözlerin arkasında durmayı gerektirir. Gücünüz yetiyorsa belediye başkanlarına söyleyin bedava yapacağız diyerek milletten oy istedikleri ancak 3 ayda 3-4 kez zam yaptıkları hizmetlerin fiyatlarını düşürsünler. Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin, belediyeleriniz Sosyal Güvenlik Kurumu'na olan birikmiş borçlarını ödesin. Meydanlarda oy verene bedava traktör vereceğiz demek kolaydır zor olan sözünün eri olmaktır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız belediyelerin borçlarının kaynağında tahsiline başlayacak. Milletin varlığını değişik yerlerde harcamaya müsaade yok. Öyle 25 kuruşa simit yok."
Erdoğan bu alacakların Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kaynağından tahsili yoluna gidileceğini de söyledi. Bu, yerel yönetimlere genel bütçeden verilmesi zorunlu ödeneklerin verilmeyeceği, yani aslında nefeslerinin kaynağında kesileceği anlamına geliyor.
BORÇ VAR AMA KİMİN?
AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş da hemen ardından alacak bilançosunu 96 milyar TL olarak açıkladı. Bunun büyük bölümü 31 Mart öncesinden kalan ve AKP’li başkanlar tarafından yönetilen belediyelerden kaynaklanan, CHP’li belediyelerin büyük bölümünün ise yapılandırılan bu borçları ödediğini iyi bilmesine karşın Elitaş, “2019, 2021, 2023 yıllarında yeniden yapılandırma yaptık ve belediyelere de 10 yıllık süre verdik. Ona rağmen bu işi yapmıyorlarsa yaptıkları işlerde yanlışlık var. Bu, bir darbe değil, aslında devletin alacak tahsilat işidir. Belediyelerden neden tahsil etmeyelim? Ayrım yapmıyoruz. Hangi belediyenin borcu varsa tahsilat yapılacaktır" dedi.
Elitaş bununla da yetinmedi ve “İcra yoluyla tahsilat” olanağından da söz etti. Ama bu borçların büyük bölümünün uzun yıllardır AKP’li başkanlar tarafından yönetilen hatta aralarında Erdoğan’ın İBB döneminden kalanların toplamından oluştuğundan söz etmedi elbette.
Bir süre sonra makam odası, hizmet araçları haczedilen, kapılarına kilit vurulan belediyeler görmek sürpriz olmamalı.
Özellikle Kürt siyasetçilerin kazandığı belediyelere karşı “Kayyum” modeli ile siyasi darbe yapan AKP, 31 Mart’ta birinci parti olan ve bu yoldan iktidara yürüme olasılığı artan CHP’nin yolunu kesmek için de ekonomik darbe yöntemini kullanacak.
CHP Genel Başkanı Özel, Erdoğan’ın normalleşmediği gibi yumuşamayıp tam tersi sertleştiğinin daha doğrusu bilindik siyaset yapma tarzına geri döndüğünün belediyeler üzerinde oynanan oyunlarla görünür olmasından sonra konuştu: Şantaja boyun eğmeyiz, gerekirse çöpleri elimizle toplarız…
AKP bu oyunu ilk kez oynamıyor. Kürt partilerinden seçilen belediye başkanlarını görevden alıp bir kısmını da cezaevine attıran ve böylelikle sandıkta kazanamadığı belediyelerde kayyum yoluyla yönetimine gelen AKP şimdi de CHP’li belediyeleri parasız bırakarak boğma peşinde… “Çöpleri elle toplama” propaganda yöntemi olarak şık ama sonuç alıcı değil. CHP’nin bu faturanın doğrudan halka kesileceğini anlatarak halk desteğini arttıracak politikaları hızla uygulamaya koyması gerekiyor.