Erdoğan’ın Türkiye’de artık geleceği kalmadı
Erdoğan, seçmenin yüzde 70’inin yaşadığı 23 büyükşehirde istikrarlı bir şekilde erimeye devam ediyor. 21 yıllık AKP iktidarının kilidi olan büyük kentlerde rüzgâr tersten esiyor. İlk 10 büyükşehirde durum çok daha vahim. Bu kentlerin toplamında seçmenin ancak yüzde 45’ini ikna etmiş durumda. Gençler ve kadınlar muhalefetin öncüsü konumunda.
AKP ve Erdoğan yıllardır erime içinde. Bu istikrarlı biçimde devam ediyor. Bu erime kadar önemli olan bir başka konu daha var ki o da büyükşehirlerin durumu.
AKP kurulduğu ilk yıllarda en büyük desteği şehirlerden aldı. İzmir dışında neredeyse bütün büyük kentler çok uzun süre AKP iktidarında kaldı. Seçmen Erdoğan’ı ve AKP’yi terk etmedi. Kırsaldan aldığı desteği gücünü pekiştirmekte kullandı.
Erdoğan’ı yukarıya taşıyan ve uzun süre iktidarda kalmasını sağlayan diğer bir dinamik de gençler ve kadınlar olmuştu. Muhafazakar kadını sistem içinde dahil etme girişimi ve nispeten yenilikçi olarak algılanan söylemi bu iki kesimde etkili oldu. Buna bir de ekonomide sıcak para döneminin altın yılları ile palazlanan beyaz yakalıları da ekleyince yenilmez bir armada görüntüsü verdi. Sanılanın aksine gücünü cemaat ve tarikatlardan değil esas olarak buralardan aldı.
Bu kesimleri oluşturulan sosyal yardım ağları ve verilen eğitimle belli oranda kendi ideolojisiyle dönüştürdü. Ama istedikleri tam olarak gerçekleşmedi. Erdoğan bu dönüşümün çok daha hızlı ve kalıcı olmasını bekliyordu. Öyle olmadı. Hatta tersi bir gelişme Erdoğan ve onun temsil ettiği zihniyet güçlü bir barikatla karşılaştı.
RAF ÖMRÜ BİTTİ
Kent merkezleri her zaman değişimin ilk habercisi olur. Bu anlamıyla Erdoğan karşısında verilen mücadele ilk olarak büyük kentler verdi. Türkiye’de nüfusu 1 milyonun üzerinde 23 kent var. Bu şehirlerin seçmeni 43 milyon 183 bin. Yani ülkedeki toplam seçmenin yüzde 70’nin üzerinde. 14 Mayıs’ta bu kentlerde 38 milyon 581 bin seçmen sandığa gitti. Bu sandıklardan Erdoğan’a çıkan toplam oy ise 17 milyon 911 bin. Bu iller arasında Maraş, Antep, Konya, Kayseri, Sakarya, Samsun ve Urfa gibi AKP’nin çok güçlü olduğu yerler de var.
İlk 15 büyük şehirde bırakın seçmenin yarısını ikna etmeyi Kılıçdaroğlu’nun da arkasında kaldı. İlk 10 büyük şehri ise detaylı inceleyeceğiz. Görünen şu ki ülkenin üretken ve genç kesimi kararını verdi ve Erdoğan rejimini istemiyor. Üstelik bu bugün de verilmedi. Her seçimde muhalefetin yetersizliklerine rağmen daha da güçlenerek devam ediyor.
Yarın yapılacak seçimde muhalefetin kazanma ihtimali hala çok güçlü. Ama aksi durumda bile gerçek çok değişmez. Erdoğan ve onun temsil ettiği her neyse çoktan kaybetti raf ömrü bitti. Hile hurda seçim alınabilir. Ama ülkenin geleceğini alamaz.
***
İKTİDARIN, GENÇLERLE BAĞI TAMAMEN KOPTU
Büyük kentlerde sandıktan çıkan en belirgin sonuç gençlerin tavrı oldu. Oy tercihlerinden anlaşıldığı kadarıyla işsiz gençlerin önemli bölümü umutsuz ve sandığın çözüm olmayacağını düşündü. Çalışan gençlerde sandığa ilgi biraz daha güçlü. İstedikleri işi yapamayan, yeterince ücret alamayan bu kesim tavrını koydu. Daha önceki seçimlerde sandığa en mesafeli duran üniversitelilerde bu durumun kırıldığı görülüyor. Özellikle yurtlarda ve öğrenci evlerinin yoğun olduğu semtlerdeki seçime katılım oranı hayli yüksek oldu. Burada da genç kadınlara ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Katılımı da Erdoğan karşında muhalefeti de güçlendiren işsiz, çalışan ya da öğrenci genç kadınlar oldu.
***
HİLE HURDA İLE TOPLANAN OY YÜZDE 46
14 Mayıs seçimlerinde AKP 75 ilde oy kaybetti. Toplamda ise çoğunluk olamadığı 7 Haziran 2015 seçimlerinin de gerisinde kaldı. Cumhur İttifakı’nın ve doğalında Tayyip Erdoğan’ın da durumu AKP’den çok parlak değil.
Toplam seçmenin yarısını oluşturan 10 büyük il değerlendirildiğinde AKP ve Erdoğan için durum daha da vahim. Bu 10 ilde toplam 27 milyon 826 bin 39 oy kullanıldı. Erdoğan bu oyların 12 milyon 706 bin 776’sini alabildi. Bu rakam da kullanılan oyun içinde. Bir de tabi ki kullanılmayan oyları dahil ettiğimizde 30 milyonu aşan bir seçmen kitlesi görülüyor. Bu da Türkiye’nin en büyük 10 ilinde Erdoğan’a gitmeyen 18 milyon oy anlamına geliyor.
Büyükşehir’de alınan oylar ilçe bazında değerlendirildiğinde Türkiye geneline benzer bir manzara ile karşılaşıyoruz. Üretim sürecine dahil olanlarla birlikte, genç ve eğitimli seçmenin yüksek olduğu bölgelerde Erdoğan’ın varlığından bahsetmek mümkün.
Bununla birlikte son yıllarda başka bir gelişme daha da yaşanıyor. Kentleşme arttıkça, şehrin dış alanları merkeze doğru kaydıkça Erdoğan’ın oylarında da belirgin bir farklık yaşanmaya başladı. Ezici çoğunluğu olan illerin sayısı giderek azalırken mutlak bir galibiyetten de bahsetmek mümkün değil. Bursa, Balıkesir hatta Kocaeli bu illere örnek olarak verilebilir.
28 Mayıs seçimleri için söylenebilecek ilk şey büyük kentlerde hala sandığa gitmeye ikna edilmeyi bekleyen ve seçim sonuçlarını değiştirmeye yetecek ölçekte bir oyun varlığıdır. Protesto oyları ile birlikte geçersiz sayılan oyların varlığı da azımsanmayacak ölçekte.
Bu 10 büyük ilde yaşanacak yüzde 3-4’lük bir değişim tüm seçimin kaderini etkileyecek boyutta.
***
AŞAĞIYA DOĞRU İSTİKRALI GİDİŞAT
On büyük şehrin oy tablosuna bakınca en önemli nokta tamamında Erdoğan’ın bir önceki seçimlere göre oy kaybetmiş olması. İstikrarlı bir şekilde aşağıya doğru gidiş sürüyor. AKP’nin güçlü olduğu tüm illerde oy kaybı 5 puan civarındayken zayıf olduğu illerde bu oran 2-3 bandında kaldı. Bu illerin tamamında katılımın Türkiye ortalamasının biraz üzerinde ya da civarında olduğu görebiliyoruz. Yerel yönetimlerin el değiştirdiği Antalya, Ankara, Adana, İstanbul ve Mersin’in devreye girmesi kuşkusuz muhalefete pozitif etkiledi.
Erdoğan’ın oy kaybı küçük de olsa devam etti. Ama özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun aldığı oylara baktığımızda yerel seçimlerdeki performansın altında kalındığını görmek gerekiyor. Bu anlamıyla yarın yapılacak seçimlerde bu tablonun nasıl değişeceği çok önemli olacak. Erdoğan’ın oyunu artıramayacağı çok net görülen bu illerde düğümü Kılıçdaroğlu etkisinin ne kadar seçmeni bir kez daha sandığa götürecek olması belirleyecek. Sadece kendi semenini değil bu illerde güçlü olan Kürt seçmeninin de aynı iştahla sandığa gitmesi gerekiyor. Bu illerin bir başka ortak özelliği de MHP’nin Adana ve Mersin dışında zayıf olduğu illeri kapsıyor. Ama bununla birlikte aldığı oy oranıyla kilit parti olmaya devam edecek. Tabi ki MHP seçmenin sandığa ne kadar ilgi göstereceği de ayrı konu.