Heyecan dolu bir serinin ilk kitabı “Öteden Beri - Gözcü Kulesinde” ile, tarihin ve farklı coğrafyaların, maceranın kurgusunda harmanlanmasına şahit oluyoruz.

Eski ve sihirli bir harita

ECE KUTLUGÜN ARSLAN

Kim istemez ki masallarda, olağanüstü diyarlarda kaybolmak? Yolların, haritaların, hatta aklın rehberlik edemediği, bilinenin dışındaki rotalara ulaşmak?


Çocuk yaşımızda da olsak, ömrümüzün son demlerinde de hiçbirimiz “masal” kelimesine karşı koyamayız. Çünkü yıllar geçse de durmadan geriye dönüp hatırladığımız güvenli limanlarımız annemizin anlattığı masallar olmuştur hep. Yollarımız da hep o başlangıçta kesişir. Bebek kulaklarımız sihirli sözcüklerle dolduğundan, küçük gözlerimiz kitaplardaki büyülü ormanlardan çokça seyre daldığından, ömür boyu sihir arayışımız hiç ama hiç bitmez.
Masalların zamanı geçmişti artık. Kötü büyücüler, korkunç yaratıklar, sihirli periler, cadı kazanları ve daha birçoğu aklın ve bilimin çağında yok oldu, tükendi, bitti. Şimdi bunların hepsi saçmalık kabul edildi. Ancak günümüzde masal olanlar, eskinin de gerçekleri değil miydi?

Gerçek ve gizem arayışı insanı hiç terk etmedi. Çünkü insanın kendine doğrulttuğu en tehlikeli silahı da meraktan başkası değildi. Hal böyle olunca, geçmişin gerçeğini aramak, kimi meraklı insanlar için de kaçınılmaz olacaktı. Tıpkı kitabımız “Öteden Beri - Gözcü Kulesinde”de olduğu gibi.

Tarihin ve gizemin diyarı Ceneviz’de, büyünün sırrını aralamaktan korkmayan bir aile yaşarmış. İşte bu ailenin üyeleri Sinan, Simya, Arat ve Çay ismindeki dört çocuk, maceranın ve garipliklerin gölgesinden kurtulamamışlar doğduklarından beri. Aslında her çocuk, ebeveynlerini kızdırma pahasına da olsa, sihre ve maceraya açtır. Her küçük şeyde oyun ve gizem aramayı sever çocuk dediğimiz canlı. Ancak bu kitaptaki dört küçük kardeş, maceradan nasibini almış gibidir adeta. Başka bir deyişle, maceraya ve sihre gözleri doymuştur. Neden mi? Çünkü anneleri Ekaterina Pleizade, nadir mi nadir bir mesleğe sahiptir; o bir peri masalı yazarıdır.

Hal böyle olunca, anne çözemediği masal gizemleriyle uğraşırken, çocuklar da annelerinin gizemini çözmeye çalışmaktan kendilerini alıkoyamayacaktır. Sonuçta da bu ailenin başı büyüden, heyecandan ve tehlikeden kurtulamaz.

Her şey annelerinin bir gün mecburi iş seyahatine çıkmasıyla başlar. Ekaterina’nın işi normal bir iş olmayınca, iş seyahatinin de konferanslar, toplantılar ve seminerlerle dolu olmayacağını tahmin etmişsinizdir diye düşünüyorum. Aynı tahmine varan dört çocuğumuz da annelerinin giderken ardında bıraktığı kitabın sırrını aramaya koyulur beraberce.

Heyecan dolu bir serinin ilk kitabı “Öteden Beri - Gözcü Kulesinde” ile, tarihin ve farklı coğrafyaların, maceranın kurgusunda harmanlanmasına şahit oluyoruz. Delâl Arya’nın sıra dışı kurgusu, derinlikli ve çok yönlü karakterleri ayrıca da nazım ve nesirle bezenmiş keyifli dili bu kitabı bir solukta bitirmeye yetiyor. Cenova’dan eski İstanbul’a, çağlar ve kültürler arası bir geçişi büyüyle taçlandırmak kulağınıza hoş geliyorsa, bu kitabın size göre olacağına dair hiç şüphem yok.