Google Play Store
App Store

“Beslenme koyamıyoruz, sabah evde olanları koyuyorum önüne, yiyip gidiyor, peynir zeytin sarelle, o durumlar bazen çok zor oluyor. 8’de kalkıyor, 9’da zil çalıyor. 2 buçuğa kadar okuldalar. Harçlık veremiyorum, geldiğinde anne karnım acıktı, diyor.”

“Okulda geçen sene anaokulunda veriliyordu bu sene verilmiyor. Evde ne varsa onu koyuyoruz, bakkaldan alıyoruz, yazdırıyoruz. Meyve suyu, ekmek, peynir bakkaldan alıyoruz. Elimize geçtikçe ödüyoruz. Harçlık koyamıyorum. 50 lira, 100 lira koyanlar var mesela zengin olanlar, biz koyamıyoruz. Suyu evden koyuyorum, bitince kalıyor.”

“Ayakkabıları yırtıktı, okuldan arkadaşı vermiş bir tane ayakkabı onu giyip gitti, beni ayakkabı derdinden kurtardı.”

“Kırtasiyelerini alamadık, okuldan bir çanta defter kalem verdiler o kadar. Biz hiçbir şey alamadık. Onları kullanıyor. Okuldan liste verdiler alın diye ama alamadık.”

“Kök dişi ağrıyor, götürdük hastaneye 11 yaşından küçük olduğu için bakamayız dediler. Özele param yetmiyor, nereye götüreceğimi bilmiyorum. Ağrı kesici veriyorum okula giderken.”

Ailelerin anlatımları, Açık Alan Derneği Derin Yoksulluk Ağı’nın Ekim 2023’te gerçekleştirdiği saha çalışmasının ardından hazırladığı rapordan.  Derin Yoksulluk Ağı’nın Kadın ve Çocuk Yoksulluğu raporunda da bir anne “Yalan söylememe gerek yok: Çok uzun zamandır et tarzı hiçbir şey yapamıyorum” diyor, bir diğeri de “Yeri geldi mi, yemin ederim bak oruçluyum, çocuğu parasızlıktan okula bile gönderemiyorum”…

Raporlardan özetle, ailelerin barınma sorunu var, çocuklar beslenemiyor, sağlıkları bozuluyor, tüm bunlar tabii ki eğitimlerini de etkiliyor.

Bu sözlerin üzerinden bir yıl geçmiş, ne değişti derseniz, onu da dün BirGün’den Mustafa Bildircin haberleştirdi: “Aile Destek Programı kapsamında, yoksul hanelerde yaşayan toplam 5,4 milyon çocuk için ailelere ödeme yapıldığı bildirildi. Veriler, toplam 22,2 milyon olan Türkiye’deki çocuk nüfusunun yüzde 25’inin yoksulluk içinde olduğunu ortaya koydu.”

Yani, çocukların (en az) dörtte biri, hayata gözünü yoksullukla açıyor.

Yukarıda bahsettiğim raporlarda çözüm önerileri de sunulmuş, hatta önerilerden biri epey trajik: “Okullarda öğrencilerin temiz içme suyuna ücretsiz erişimleri için çeşme ve sebiller inşa edilmelidir.”

Durum, temiz içme suyuna muhtaçlığa kadar gelmiş.

Öneriler bir yana bu yoksulluk sorununu çözmek için yapılacaklar belli ancak en önemlisi, irade eksik. Dolayısıyla aynı verilere gelecek yıl baktığımızda bugünden de kötü bir tabloyla karşılaşmamız olası.

Neydi, çocuklar geleceğimizdi, değil mi?