EYT kimin fikri?
EYT’yi muhalefet ya da iktidar değil, EYT’liler çıkardı. Zamanın ruhunu kavrayan, enteresan bir mücadeleydi, şimdi kaybolup gittiler. Öyle ya da böyle dediklerini yaptırdılar, kendilerini emekli ettirdiler.
Kamuoyunun iki gözü iki TBMM Komisyonu’nda. Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu, kentlerdeki sahipsiz köpeklere ötanazi teklifini tartışıyor. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da yeni vergi paketi görüşülüyor. Paketin içeriğine en düşük emekli aylığının 12 bin 500 liraya çıkarılması da eklenince, komisyonun gündemine emekli maaşları da geldi. Muhalefet emeklinin durumunu gündem edince AKP Uşak Milletvekili İsmail Güneş kendisini tutamadı ve şunları söyledi;
“EYT ile insanları 48 yaşında emekli yaptınız şimdi de emekli maaşı düşük diyorsunuz. Siyaseten bozuyorsunuz sonra da o bozulan şeyi düzeltmeye çalışıyorsunuz.”
Evet, EYT’yi meğer iktidar değil muhalefet çıkarmış, şimdi EYT yüzünden para bitmiş, o yüzden emeklinin de durumu böyle olmak zorundaymış, muhalefet bozmuş, yine muhalefet ağlıyormuş.
EYT MÜCADELESİ KÜÇÜMSENMEMELİ
EYT’yi muhalefet çıkarmadı. Ama iktidar da çıkarmadı. EYT yasası bizzat EYT’liler tarafından çıkarıldı. Muhalefet mücadeleye kulak tıkamadı, iktidar da seçimlere giderken soruna duyarsız kalamadı. Günün sonunda zafer ne iktidarın ne de muhalefetindi. EYT’yi kazananlar EYT için mücadele edenlerdi. “EYT mücadelesi”, son yıllarda gördüğümüz en “kendiliğinden” ve buna rağmen organize kampanyaydı. 10 yıllık geçmişi olan bu mücadelenin ilk yıllarında ne muhalefetin ne de ekonomi gazetecilerinin ilgisini yoğun olarak çekmeyi başaramadılar. Ama derneklerini kurdular, kampanyalarını yılmadan sürdürdüler. Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kurulduğunda yıl 2015’ti. Kendi isimlerini kendileri koydular, “biz EYT’liyiz” dediler. Fakat yıllarca seslerini duyuramadılar.
KAMPANYALARI NASIL GÖRÜNÜR OLDU?
Ta ki 2020’ye dek…
Türkiye’nin sorunun adını EYT olarak bilmeye başlaması 2020’den sonra oldu. EYT’yi Türkiye’ye tanıtan pandemiydi.
Pandemiyle birlikte milyonlara ulaşan sayıda insan EYT’lilerin çağrısına kulak vermeye başladı. O günleri hatırlayalım; TÜİK verilerine göre 2020 Şubat’ta 27 milyon 81 bin kişi istihdam ediliyormuş. Mart ayında Türkiye’de ilk vakalar görülmeye başlıyor ve nisan ayında istihdam 25 milyon 96 bine geriliyor. Sadece 2 ayda istihdam yüzde 7,5 gerilerken, pandeminin ilk ayında 2 milyon kişi işini kaybediyor. İzleyen aylarda ücretli-ücretsiz izin ya da kısa çalışma düzeni adı altında istihdam kağıt üzerinde korunsa da gerçekte işsizlik tehdidi emek kesiminin ensesinde bekletiliyor.
Böyle bir dönemde insanlara gelir desteği sunmak yerine kamu bankaları eliyle borç dağıtıldı. Enflasyon patlamasa o borçlar da yük olacaktı.
2020 Şubat ayı itibariyle 4/A sigortalı sayısı 14 milyon 211 bin’di. Bunların içinde 4 milyon kadarının prim gün sayısını doldurmuş ve emeklilik için yaşı beklediği tahmin ediliyordu. Bu esnada pandemi tüm piyasayı kasıp kavuruyor 15 milyon emekçi işsiz ya da işsizlik tehdidiyle baş başa kalıyordu. Bu 4 milyon insan için eğer yapılan iş beden emeği de gerektiriyorsa yaşları gereği iş bulmakta da zorlanıyorlardı. 45 yaşındasınız, sanayi işçisisiniz ve işsizsiniz. Kimse de işçi aramıyor. Sadece bu da değil…
HANGİSİ AHLAKSIZLIK?
İktidar aklı sıra istihdamı korumak için işten çıkarmayı 2020 Mayıs’ta yasakladı. Fakat bunun tek istisnası İş Kanunu’ndaki Kod-29 denilen düzenleme oldu. Eğer işçi “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan” bir eylemde bulunursa patron tazminatsız işten çıkarma hakkına sahipti. Bu madde işten çıkarmaların bahanesi oldu. İşveren için de cazipti çünkü işverenlere de her türlü suistimale açık bir “çıkış kapısı” sunuluyordu. Yüzbinlerce insan ahlaksızlık suçlamasıyla işsiz kaldı. Telefonlarına gelen mesajlarla işsiz kaldığını öğrenen insanlar “hani işten çıkarmak yasaktı” diye gazetecilere yazmaya başladı. Öğrendik ki, yüzbinlerce insan ahlaksızlıktan işten çıkarılıyordu.
İşini ve gelirini kaybetmiş, bir daha ne zaman bulabileceği belli olmayan, tümüyle güvencesiz, 40’ın üzerinde yaşlarda birkaç milyon insan… Bunların birkaç yüz bini son işinden ahlaksızlıkla suçlanarak atılmış. Çoğunun genç evladı var. Gençler de iş bulamıyor. Bu kişiler de prim gün sayısını doldurmuş, emekli olmak için yaş şartını sağlamayı bekliyorlar.
Siz bu durumda olsanız “bizi emekli edin” demez misiniz? Bakın, soruna çözüm de bulmuş emekçiler. Madem ortada bir sorun var, kimsede de çözüm yok, sorunu duyan da yok, işte çözüm;
“Biz prim gün sayımızı doldurduk. Yaşa takıldık. Emeklilik hakkımızdır.”
EYT’LİLER HAKSIZ DEĞİLDİ
Argüman özetle buydu ama türlü türlü dile geldi. Bu insanlar, önce sosyal medyada bir araya geldiler. Sonra on binleri bulan mitingler yaptılar. Gazetecileri mesaj yağmuruna tuttular. Siyasetçilerin kapısını çaldılar ve görünür oldular. “EYT’lilerin haklarına sahip çıkmak gerekir” diyenlerin sayısı da böylece arttı. Çünkü milyonlarca insan veryansın ediyordu.
48 yaşında emeklilik olur mu? Sovyetler Birliği’nde dahi emeklilik yaşı 55 iken, ortalama yaşam süresi 80’e dayanmışken, 48 yaşında emeklilik olmazdı ama milyonlarca insanın sorunu da belliydi. İşsizlerdi, yaşları ilerlemişti, prim gün sayısını doldurmuş, emekli gelirine kavuşmak için yaşlarının dolmasını bekliyorlardı. Pandemide başlayan bu kampanya ritmini bulmuştu, bu sefer kampanyanın mazotunu enflasyon verdi. 2022’de yüzde 85’lik enflasyon şokunu yaşayan EYT’liler yeniden başladı;
EMEKLİLİK HAKKIMIZ
İşte bu ortamda genel seçimlere sadece 2 ay kala 3 Mart 2023’te Resmi Gazete’de yayınlandı EYT yasası. Şimdilerde seçim havuçları listesinin en başına bedava doğalgaz faturasıyla birlikte asılıyor.
AKP’li vekil bu haliyle oturduğu koltuğu EYT’lilere borçlu görünüyor. Bunun bir seçim rüşveti olduğunun muhtemelen kendisi de farkında. Bu rüşveti vermeye zorladıkları için muhalefeti suçluyor.
Halbuki işinden olmuş 4 milyon insana kızmalıydı.
Şimdi de EYT yasasını muhalefetin çıkardığını bu yüzden emekliye para kalmadığını anlatıyor. Sonra da ekliyor, 48 yaşında emekli ettiniz insanları…
Halbuki EYT’yi muhalefet de çıkarmadı, iktidar da… EYT’yi EYT’liler çıkardı. Zamanın ruhunu kavrayan, enteresan bir mücadeleydi EYT mücadelesi. Şimdi kaybolup gittiler. Öyle ya da böyle dediklerini yaptırdılar, kendilerini emekli ettirdiler.