Faili meçhul
“Nereden geldiği belli olmayan kurşun…”
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi öldüren kurşunun sahibi bulunamadı. Yargılanan sanıklar bu gerekçeyle geçen hafta beraat etti.
Silahla işlenen bir cinayetin, çözülmesi en kolay suçlardan biri olduğu düşünülür. Eh, reddedilemeyecek bir delil vardır ortada: Mermi çekirdeği.
Tahir Elçi cinayetinde bu delil bulunamadı, çünkü kitabına uygun bir olay yeri incelemesi yapılmadı.
2015’te öldürüldü, cinayeti halen faili meçhul.
Yani, hayatını faili meçhul suçları aydınlatmaya adamış bir avukatın cinayeti faili meçhul kaldı. Dava bitti ama hukuki süreç bitmedi, şimdi onun avukatları bu cinayetin cezasız kalmaması için itirazlarını yapacaklar.
Ancak bugünkü sonuç, hayli kabarık faili meçhul dosyalara bir yenisinin daha eklenmiş olduğu.
Tahir Elçi’nin, bu sonucun değişmesi için hukuk mücadelesi verdiği dosyalar:
Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köyleri 26 Mart 1994’te F-16’larla bombalandı, 38 kişi hayatını kaybetti. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, olayın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava açılmamasına karar verdi. Geride kalanların avukatı Tahir Elçi’ydi, davayla ilgili konuştuğumuzda şu yorumu yapmıştı: “Bu karar, devletin yurttaşlarına ve bireylere karşı hukuki ve ahlaki sorumluluğunun ihlalidir. Çoğu çocuk ve kadın 38 kişinin bombalanarak öldürüldüğü olayla ilgili, 20 yıl boyunca gerekli soruşturma yapılmadı, faillerin kimlikleri bile tespit edilmedi, tespit edilenler hakkında da gerekli işlem yapılmadı.”
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 1993-1995 yılları arasında yasa dışı şekilde alıkonularak infaz edilen 21 kişinin ölümüyle ilgili 2009’da dava açıldı. Eskişehir’e taşınan dava, 5 yıl sonra, aralarında dönemin Cizre İlçe Jandarma Komutanı, emekli Jandarma Kıdemli Albay Cemal Temizöz’ün de olduğu sanıkların beraatıyla bitti. Meşhur Beyaz Toros’ların detaylarıyla anlatıldığı yargılama süreci sonunda Yargıtay da bu kararı, “mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine” dayanarak onadı.
Tahir Elçi’nin açılması için çok uğraştığı davalardan bir diğeri de Lice davasıydı: Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993'te 16 kişi öldürüldü, çok sayıda ev ve işyeri yakıldı. Yüzlerce kişi göçe zorlandı. Öldürülenler arasında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın da vardı. Katliamla ilgili iddianame zamanaşımına bir gün kala kabul edildi, yargılama 21 yıl sonra başladı. İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada mağdur ailelerin avukatlığını yapan Tahir Elçi bir duruşma çıkışı yaptığı açıklamada, “mahkemeye, adaleti gerçekleştirme gibi bir niyetlerinin olmadığını, kendilerine karşı güvenimizi kaybettiğimizi söyledik” demişti. Tam da dediği gibi oldu, bu dava da beraat ve zamanaşımı kararıyla sonuçlandı.
Davanın tek sanığı Eşref Hatipoğlu bu karardan sonra hayatını kaybettiğinde, “Ordulu efsane komutan” diye uğurlandı, cinayetlerle bir bağının olmadığı savcılıkça da kabul edilen, ağır hasta mahpus Mehmet Emin Özkan ise halen cezaevinde.
Farklı davalar, farklı zamanlar, aynı sonuç. Galiba bazı şeyler hiç değişmiyor.