Fakirlik kutsaldır, değerini bilin
Aile yılımız hayırlı olsun. Ailece hayırlı olsun. Zaten aile şirketi tarafından yönetilemiyoruz, bir de bu çukurun içinde çocuk yapalım isteniyor. Şaka desen şaka değil çünkü direkt hayatını etkiliyor. Dalga geçiyorlar desen dalga da geçmiyorlar. Hoş, ne dediklerini, ne istediklerini, ne biliyor, ne de önemsiyorlar. Tek amaç aman koltuk. Koltuğa yapışık bir şekilde en sonunda da bir piramitte tamamlanacak bir hayal onlarınki. Piramit yapacak kadar paramı mı var? Geçiş garantili yaparız olur biter. Ülkenin cebinden beş kuruş para çıkmaz, biz öderiz zaten…
2025 aile senesiymiş ya. İnanılmaz yaşanır. Ne yapacak acaba aileler 2025 yılında? Isıtamadıkları, doyuramadıkları çocuklarının yanında fön makinesi açıp, yan odada kendilerini mi asacak? Şaka gibi ama değil. Anlatılmaz ve yaşanmaz… Aile senesi… Maksimum bir akraba daha bakan filan olur bu senede saçma sapan ekonomik kararlar sayesinde iyice camura batar, çukurumuzda aşağılara doğru düşerken, çevremizdeki duvarların yükselişini izleriz ailecek.
∗∗∗
Aile senesi… Üçüncü çocuğa her ay 5 bin lira ateşlenecekmiş. Beş bin lira iyi para. Harca harca bitmez. Ayda 141 dolar, o da şimdilik, birkaç ay sonra o beşbin liranın yerlerde daha da süründüğünü görmeyiz inşallah. Zaten her şeyimiz Allah’a kalmış durumda. İnşallah deprem olmaz, inşallah…
Bizimkiler pek okuma yazma bilmez, sadece çalma konusunda muktedirler ama neyse ki buraları da okumayacaklarından, okusalar bile anlamayacaklarından, anlasalar bile umursamayacaklarından tarihe notumuzu düşelim en azından.
Türk-İŞ’e göre açlık ve yoksulluk sınırı diyelim mi? İki dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı (yani açlık sınırı) 20.432 TL. Tertemiz…. Sadece yemek yemek için döst kişilik bir aileye aç kalmaması için gereken para… Hadi gıda dışında da hayatta bazı şeyler var diyelim ve gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamalar için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı tutarına yani yoksulluk sınırına bakalım. Hoppacık o da 66.553 TL… Hadi yine iyisiniz ülkenin %50’sinden fazlası yoksul. O yüzden yoksulluk, açlık filan çekerken kendinizi yabancı hissetmeyeceksiniz. Herkes fakir diye düşünürseniz, biraz da seneye kadar sabrederseniz ve kerif gibi yıllardır sizlere söylenen yalanlara kanmaya devam ederseniz, seneye daha da fakirleşebilirsiniz. Ama üzülmeyin, sizin gibi keriz seçmen bulmak da kolay değil. Şükürler olsun, bizim de sınandığımız şey bu. Kimi ülkeler akılsız yöneticilerle, kimi akılsız yöneticiler de hakkını aramayan halklarla sınanırmış. Kimi aileler Maybach’larla dolaşırken kimi aileler marketten çöpe atılmış sebze meyvenin peşinden koşarmış. Vallahi biz sizi yönetenler olacak çok zor durumdayız. Hep sizin daha da fakir olduğunuzu görüp, üzülüyoruz ama koltuklarımızdaki ısıtma teknolojisi sayesinde zerre önemsemiyoruz.
∗∗∗
Durun bir saniye, şu kullanılmayan havalimanlarının, otoyollarının geçiş garanti miktarlarını biraz daha artıralım da cebimize yedi sülalemize yetecek kadar paramız yokmuşcasına daha çok para girsin. Gariban, fukara, fakir dünyanın her yerinde var. Şükretmeyi öğrenmeniz lazım. Yoksa böyle yaşayamazsınız. Ha yaşasanız ne olacaaaak, yaşamasanız ne olacak? Değil mi? Bakın iki yıl önce deprem oldu. Ah o deprem, onun yüzünden ekonomimiz battı. Biz yapmadık, deprem yaptı. Yaptı da deprem sonrasında size baktık mı? Yoo. Sizlere çadırları parayla sattık mı? Evet… Sonuçta ihtiyaç sahiplerine çadır sattık. E peki onca insan öldü, bir yetkili istifa etti mi? Yooo. Ne gerek var. Hala konteynırlarda yaşayan aziz milletimize selam olsun. En azından hayattasınız. Ama çok da şey etmeyin, bu sene aile yılı. Pırıl pırıl bir yıl olacak. Sizi kandırmak çok keyifli ya. Her şeye inanıyorsunuz. Yarın sabah kapınızda bir külçe altın bulamazsanız, bir sonraki gün bulacaksınız. Yeter ki şükredin, biz de konvoylarımızda rahat edelim.