Faşist parti FPÖ’nün kışkırtmaları
Avusturya’da eylüldeki seçimin birincisi aşırı sağcı FPÖ ile işbirliği yapmayacaklarını açıklayan ÖVP ve SPÖ, liberallerle birlikte koalisyon kurma yolunda. FPÖ siyaseti kızıştırırken sağcı gruplar sokağa inmeye hazırlanıyor.

Serdar Paulo ERDOST
Avusturya’da 29 Eylül 2024 tarihinde yapılan parlamento seçimlerinden radikal sağ, ırkçı Özgürlük Partisi (FPÖ) yüzde 28,85 oyla birinci olarak çıkmıştı. Hiçbir parti mutlak çoğunluğu elde edemediği için, yeni bir koalisyon hükümetine gerek duyulacaktı. FPÖ Başkanı Herbert Kickl bu seçim sonuçlarına göre geleneksel olarak hükümeti kurma görevinin partisine verilmesini bekliyordu. Seçim çalışmaları boyunca kendisini “Halkın Başbakanı” (Volkskanzler) olarak lanse etmişti. “Halkın Başbakanı” Nazi propaganda tarafından kullanılan bir tanımdı. Radikal sağın kuramcısı olarak görülen Herbert Kickl, Nazi terminolojisini bilinçli olarak günlük kullanıma yeniden adapte etme çabasıyla tanınıyor. “Volkskanzler” buna bir örneklerinden yalnızca biri.
BİRİNCİ PARTİ OLSA DA HÜKÜMET DIŞI
Fakat, Herbet Kickl’in “Halkın Başbakanı” olma isteği şu anda kursağında kalmış görünüyor. Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, demokrasinin temel kurallarına dayanarak çok akıllıca bir strateji izledi. Seçiminin galibi radikal milliyetçi parti FPÖ’yü değil, olası koalisyonlarda yer almaya aday tüm parti başkanlarını hükümet kurabilmek için ilk yoklama görüşmeleriyle görevlendirdi. Bunların arasında FPÖ Başkanı Kickl de bulunuyor. Lakin bu görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanı Van der Bellen, Herbet Kickl’in parlamentodan güvenoyu alabilmek için gerekli çoğunluğu elde edemeyeceğinin ortaya çıktığını ifade etti.
Seçim öncesi ve sonrası parlamentoda temsil edilen partiler, radikal sağcı FPÖ ve özellikle Herbet Kickl ile hiçbir koalisyonda yer almayacaklarını açıklamışlardı. Ve ilk yoklama görüşmelerinde de bu sözlerine sadık kalacaklardı. Parlamentoda 57 sandalyeye sahip radikal sağcı, ırkçı parti FPÖ, seçimden birinci parti olarak çıkmasına karşın, parlamentoda güvenoyu için gerekli 91+1 vekil sayısını elde edecek koalisyon ortağı bulamıyordu.
GÖREV HRİSTİYAN DEMOKRATLARDA
80 yaşındaki Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen stratejisinin devamında, seçimlerde 51 vekil kazanmış ikinci parti Hıristiyan demokrat Avusturya Halk Partisi’nin (ÖVP) Başkanı ve halen görevdeki eski koalisyonun Başbakanı Karl Nehammer’e ekim ayı sonunda hükümeti kurma görevini verdi. Hıristiyan demokratlar ile Sosyal Demokrat Parti (SPÖ), İkinci Dünya Savaşı sonrasında sıkça işbirliği yaptı. Klasik hükümet ortakları olarak zaten yeteri kadar koalisyon deneyimleri vardı. Bir de yanlarına, parlamentoda sorunsuz bir çoğunluk için Yeni Liberaller’i (NEOS) almaları gerekti. Halkoyu yoklamalarında, ÖVP, SPÖ ve NEOS’tan oluşabilecek bir koalisyon, yüzde 61 ile toplumun desteğini de arkasına alıyordu. Bunu hisseden Cumhurbaşkanı Van der Bellen yanılmamıştı.
Daha çiçeği burnunda olan ve Avusturya için bir ilki oluşturan bu üçlü koalisyon görüşmelerinin olumlu sonuçlanması üzerine bir yargıda bulunmak acelecilik olur. Fakat 18 sandalyeyi elde etmiş dördüncü parti NEOS’un ve 41 vekil ile üçüncü parti olan SPÖ’nin açıkça koalisyonda yer alma istekleri de gözden kaçmıyor.
RADİKAL SAĞDAN GÖSTERİ: HAZIRLAN
Radikal sağ parti FPÖ’nün şu anda devre dışı bırakılmasına, partiyi seçimlerde desteklemiş gruplardan hemen bir yanıt geldi: Sokağa çıkılmalıydı. Radikal sağcı örgütler, milliyetçi fanatikler FPÖ’yü özgürlüğün garantisi olarak görmüşlerdi.
Gösterinin günü 9 Kasım olarak belirlendi ve slogan olarak da “Macht euch bereit” (Hazırlan) seçildi. Bu bir rastlantı değil. 9 ve 10 Kasım 1938’de, Avusturya’nın da dâhil olduğu Nazilerin 3. İmparatorluğu’nda, Yahudi vatandaşlara organize korkunç bir şiddet uygulanmış, acımasız bir kıyım yapılmıştı. Avusturya burada “kraldan daha kralcı” olduğunu göstermekten bir an bile çekinmemişti. Tarihe “Kristallnacht” (Kristal Gece) olarak geçen 9 ve 10 Kasım, savaş sonrası dönemin en önemli “anma günlerinden” birisi.
Bu provokatif gösteri planı, aynı zamanda büyük bir tepkiyle karşılaştı. Hükümeti kurma çalışmalarını üstlenmiş Hıristiyan demokrat Karl Nehammer, 26 Ekim Avusturya Cumhuriyet Bayramı töreninde inanılmayacak bir sertlikle oluşumu ve arkasındaki sahiplerini eleştirdi. “Hazırlan” sloganı ile radikal sağ gruplar Avusturya Parlamentosu’na saldırarak işgal etmeyi planlamış olabilirlerdi. ÖVP Başkanı Nehammer bu konuda FPÖ’yü uyarmış, FPÖ’nün gösteri düzenleyen örgütlere mesafeli durduğunu belirtmesini vurgulamıştı. FPÖ’den ise yanıt gelmedi. Böylece Nehammer ve FPÖ arasında var olan zayıf köprüler de tamamen yıkılmış oldu. Tepkiler karşısında radikal sağ gösteri 30 Kasım’a ertelendi.
ORBÁN MECLİSTE FPÖ’NÜN MİSAFİRİ
31 Ekim Perşembe günü Avusturya Parlamentosu, “istenmeyen kişi” Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’a kapılarını açtı. Haftalık İsviçre Gazetesi “Wochenzeitung’un” davetlisi olarak Viyana’da bulunan Orbán, Parlamento’nun FPÖ’lü yeni Başkanı Walter Rosenkranz’la buluşmak üzere parlamentoya geldi. Orada beklenmedik bir şekilde FPÖ Başkanı Herbet Kickl de bulunuyordu. FPÖ ve Orbán’ın partisi FIDESZ, Avrupa Parlamentosu’nda yeni radikal sağ “Avrupa Vatanseverleri” adlı fraksiyonu oluşturuyorlar.
Bu görüşmede Parlamento’da bulunan Avrupa Bayrağı kaldırılarak yerine Macaristan Bayrağı konulmuştu. Daha Parlamento Başkanlığı’na seçilmesinin üzerinden bir hafta geçmeyen Rosenkranz’ın, partiler üstü davranması gerekirken Orbán’la buluşmayı FPÖ’nün parti çalışmasına dönüştürerek görevini suiistimal etmesi eleştirildi. Ülkesinde, yozlaşmış elit bir grubun diktatörlüğünü yerleştiren bir kişiyi Avusturya Parlamentosu’nda ağırlayarak Rosenkranz’ın tarafsızlık ilkesini çiğnediği vurgulandı.
FPÖ’lü Rosenkranz, 24 Ekim’de Avusturya Parlamentosu Birinci Başkanı görevine getirildi. Bir gelenek ya da “fair agreement” olarak, Parlamento’daki en büyük fraksiyonun adayı Birinci Başkan olarak seçilir. Politik kimliğine karşı bir dizi çekince bulunuyor. Kendisi, bir dizi radikal sağ politik kişiler gibi, antidemokratik, antisemitist ve Alman milliyetçi öğeleri içeren “Libertas” adlı “Öğrenciler Birliği’nden” geliyor.
30 KASIM GERGİN BİR GÜN OLACAK
ÖVP lideri Karl Nehammer ve şu anda koalisyon görüşmelerini yürüttüğü SPÖ Başkanı Andreas Babler’i birleştiren olgu, FPÖ Başkanı Kickl ve Walter Rosenkranz gibi politikacıları barındıran parti ile “demokratik bir devletin” oluşturulamayacağı olarak ağırlık kazanıyor.
Şu anda 20’nin üzerinde sivil toplum kuruluşu ve bir dizi kamuda tanınan isimleri bir araya getiren “Agora” adlı Demokratik İttifak/Cephe, radikal sağ ve ırkçı yapılı FPÖ’nün yer almadığı bir hükümet için 5’inci toplantısına hazırlanıyor. 30 Kasım’da radikal sağcı, milliyetçi grupların düzenleyeceği, aslında FPÖ’ye siyasal olarak arka çıkan gösteriye karşı protesto biçimleri şekil almaya başlıyor. FPÖ’nün birinci parti olmak için çok iddialı olduğu 24 Kasım tarihinde yapılacak Steiermark Eyalet Seçimleri ardından, 30 Kasım kızgınlaşan siyasal havada önemli bir gün olacak.