İnsanlığın Hitler faşizminden kurtuluşunun 78’inci yıldönümünü geride bıraktık. Sovyet Kızılordu 8 Mayıs 1945’te Berlin’e girerek faşist Nazi rejimini alt edip İkinci Dünya Savaşı’nı resmen sonlandırmıştı. Nazi Almanyası’nın teslim bayrağını çekmesi 8 Mayıs’ı 9 Mayıs’a bağlayan gece -saat 23.00- olduğu için saat farkı nedeniyle “Faşizme Karşı Zafer Günü” Avrupa’da ve Rusya’da farklı günlerde ve bağlamda kutlanır.

Kızılordu’nun korkusuz askerleri Reichstag’ın (Parlamento) tepesine kızıl bayrağı diktiklerinde tarih 30 Nisan 1945’ti. Bu kare İkinci Dünya Savaşı’nın en ikonik fotoğraflarından olacaktı. Bayrağın hikayesi ilginç. Reichstag’da dalgalanan kızıl bayrak 2 Mayıs 1945 günü Berlin Muharebesi sırasında Ukraynalı Yevgeniy Haldey tarafından çekilerek ölümsüzleştirilecekti.

***

On milyonlarca Sovyet yurttaşının yaşamına mal olan faşizme karşı savaşta en büyük bedeli kuşkusuz ki SSCB halkları ödedi. Batı ittifakı Normandiya Çıkarması üzerinden zaferi kendi hanelerine yazdırmaya çalışmak istese de Nazizm bugün tarihin çöp sepetine atılmışsa bu Sovyetler sayesindedir. Moskova Muharebesi, Stalingrad savunmaları olmasaydı bugün bambaşka bir gerçeklikten bahsediyor olacaktık.

SSCB 1 Eylül 1939-8 Mayıs 1945 tarihleri arasında yaklaşık 18 milyon gencini yitirecekti. Başka halklar, ülkeler de büyük bedeller ödese de Sovyetler’in kayıpları Nazizme karşı çarpışan ülkelerin toplamı kadardı neredeyse.

***

Aradan çok zaman geçti, köprünün altından çok sular aktı. Dün faşizmi alt eden Sovyetler bugün gelişen anti komünist histeri nedeniyle “şeytanlaştırılarak” tabu haline getirilmeye çalışılıyor.

Bu anti sol histeri Ukrayna Savaşı ile başlamadı kuşkusuz. Çok öncesinden başlayan bir karşı saldırı, anti propaganda söz konusuydu. Batı’nın propaganda mekanizması Rusya’nın 24 Şubat 2022’de başlayan işgaliyle aradığı fırsatı önünde bulacaktı. Putin’in Ukrayna işgali bu savaş aparatlarına istediği malzemeyi verecek, fatura da Sovyetler’e kesilecekti. Baltıklar’dan Doğu Avrupa’ya hemen her yerde Sovyet ve komünizm sembolleri yasaklanacak, Sovyet anıtları kaldırılacak, tarihsel miras yağmalanacaktı.

Baltık ülkeleri; Letonya, Estonya, Litvanya’da hemen her türlü Sovyet sembolü yasak. Almanya’nın başkenti Berlin’de Faşizme Karşı Zafer Günü’nde SSCB bayraklarının taşınmasına geçen yıldan bu yana izin verilmiyor. SSCB’nin orak çekiçli bayrağına getirilen yasağın gerekçesi, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıydı. Yasaklanan sadece bayrak değil, Kızıl Ordu ve Sovyetler’e ait her türlü semboldü.

Oysaki kızıl bayrak ve Kızılordu sadece Rusya’ya ait değildi, Ukrayna dahil SSCB bünyesindeki tüm cumhuriyetlere aitti.

Dün Kızılmeydan’daki törende “Batı, Nazilerin İkinci Dünya Savaşı’nda nasıl yenildiklerini unutuyor, her yere Rusofobi yaymaya çalışıyor” derken haklı olsa da Ukrayna işgali nedeniyle kendisinin bu duruma benzin taşıdığını unutmuş gibi.

***

Hitler faşizminden kurtuluşunun yıldönümünü geride bıraktık. Güncel durum Avrupa başta olmak üzere dünya genelinde neo faşizmin ayak seslerinin yükselişe geçtiğini gösteriyor.

Aşırı sağın, ırkçılığın, neo faşist, post faşist eğilimlerin arttığı bir süreçte dipten gelen faşist dalganın izlerini yaşamın her alanında görmek mümkün.

İtalya’da post faşist Meloni’nin iş başına gelmesi, Finlandiya’da Gerçek Finler Partisi’nin sandıktan zaferle çıkması, İsveç’te, Norveç’te, İspanya’da, Almanya’da yükselen aşırı sağcı hareketler yeni bir faşist dalganın habercisi.

Nefret söylemleriyle, yabancı düşmanlığıyla, ırkçı propagandayla beslenen bu faşist dalganın kırılması tarihsel bir zorunluluk. Faşizmin tüm türevlerine karşı amansız bir mücadele şart.

Nazizm 8-9 Mayıs 1945’te yenildi, ancak faşizm bitmedi. Faşizm farklı ton ve şekillerde yüzünü her alanda gösteriyor. Anti komünistliğin, sol değerlere, Sovyetler’e düşmanlığın pompalandığı günümüzde faşizme karşı mücadele dün olduğu gibi bugün de elzem. İnsanlığın bir kez daha faşizme esir düşmemesi için mücadeleyi yükseltmeli. Faşizmle uzlaşı olmaz, mücadele edilir.