Fidel
Tam 20 yıl önceydi; o sağdı ve ben de gençtim.
Şu dünyadaki yolculuklarımızda yollarımızın bir an bile olsa kesişmesinden hep mutluluk ve onur duydum.
***
Ölümünün ardından “nesnel” ve “tarafsız” haberciliğin örnek kurumu olarak görülen BBC’nin yayını tam bir rezaletti. Sürekli Miami’den kutlamalar yapan Küba kaçkınlarını göstererek, diktatör de diktatör diyerek ve Küba’da bulunmuş, Küba uzmanı gazeteci-yazarların övgü dolu sözlerini değersizleştirmeye çalışarak yayın yaptılar.
***
“Che 39 yaşında öldürülen, bizzat kendisinin infazlar yaptığı bir katil kişilik. Bir gerilla. Bolivya’da, Küba’da, Güney Amerika’da faaliyette bulunan bir eşkıya …”
Bunlar TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın Che için söyledikleri. Fidel’in ardından bir şey söyleyip söylemediğini bilmiyorum. Ne söyleyebileceğini tahmin ediyorum!
***
“Küba Devrimi’nin efsanevi lideri Fidel Castro’nun ölümü büyük üzüntü ile karşılanmıştır. Siyasi tarihe derin izler bırakan ve ülkesinde sağlıktan eğitime, sanattan bilime pek çok alanda köklü reformlar gerçekleştiren Fidel Castro, Küba’daki genç kuşaklara yol gösterecek değerleri ve idealleri miras bırakmıştır.
Hayatını adadığı mücadele sadece Küba’da değil, tüm dünyada yankı bulmuş ve farklı siyasi kamplarda dahi saygınlık uyandırmıştır. Küresel adaletsizliğe karşı çıkmış, daha eşitlikçi ve dayanışmacı bir dünya kurulması için çalışmıştır. ‘Başka türlü bir dünya mümkündür’ sözleri de, hangi siyasi görüşten olursa olsun, bugün Latin Amerika’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Afrika’ya, milyarlarca insanın ortak özlemini yansıtmaktadır.”
Bu da Kahraman’ın Meclis Başkanı olduğu ülkenin, Türkiye’nin, Dışişleri Bakanlığı’nın Fidel’in ardından yayınladığı taziye mesajı.
Dışişleri Bakanlığı benim de hislerime tercüman olmuş!