Google Play Store
App Store
Fransa: Birleşik mücadele ve sol politikanın zaferi

Yusuf Tuna Koç - Araştırmacı

Fransa’da erken seçimlerin ikinci turunda sol ittifak Yeni Halk Cephesi’nin birinci gelmesi ve Marine Le Pen liderliğindeki neofaşist Ulusal Birlik’in iktidarının önlenmesi hem ülkede hem dünya solunda mutlulukla karşılandı. Bundan sonraki süreçte Fransa parlamentosunda hangi grupların koalisyon hükümeti kurabileceği, sol ittifak içerisindeki partilerin nasıl davranacağı veya neyi değiştirebileceği artık büyük ölçüde ülkenin iç siyasetine dair bir tartışma. Bu seçimlere dikkate değer olan, sosyalistlerin birleşik mücadele ve sol politikalarda ısrarla nasıl hem faşist dalgayı kırıp hem de halktan bu denli karşılık bulabildikleri üzerine olmalı.

Yeni Halk Cephesi, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Le Pen’in Ulusal Birliği birinci gelmesine binaen Macron’un aldığı erken seçim kararı ile kuruldu. Cephenin ismi, kuşkusuz II. Dünya Savaşı dönemindeki faşizmle mücadele tarihine bir atıftı, bugün farklı bir biçimde yeniden Avrupa kapılarına dayanan faşizme karşı bir sorumluluk çağrısı idi.

Not etmek gerekir ki Yeni Halk Cephesinin bileşenleri olan Boyun Eğmeyen Fransa, Sosyalist Parti, Komünist Parti ve Yeşiller bir önceki seçimlerde de NUPES ismindeki ittifakla seçimlere girmiş, ancak Filistin konusundaki ayrışma bahane edilerek bu ittifak uzun sürdürülememişti. Bugün ise tüm Avrupa’yı esir alan neofaşizm tehdidine karşı sorumlu davranan ittifak güçleri, düzenden çıkışı hedefleyen, kapsamlı bir sol program etrafında birleşerek, ülkenin en çok desteklenen siyasi ittifakına dönüştü.

Yeni Halk Cephesinin, yükselen faşizm karşısında neoliberal merkezin adayı etrafında ortaklaşmak yerine kendisini hakiki bir seçenek olarak kurabilme iradesi göstermesi, bu seçime dair en önemli derslerden biri. Geçmişte cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron ve Le Pen arasında ehveni şer seçimi yapıp Macron’u destekleme stratejisini seçen ilericiler, bu taktiklerin faşizmi geriletmediğini, ancak gelişini ötelediklerini yaşayarak gördü. Düzen içi, liberal ya da merkez seçenekleri desteklemek, bugün neofaşistlerin ciddi bir tehdit oluşturduğu dünyanın tüm ülkelerinde en çok kanıksanan eğilimlerden biri, ancak başarı sağlayabildiği tek bir örnek yok. Aksi, yani neofaşizmin panzehri olarak neoliberalizm karşıtı solun seçenek haline gelmesi önerisi ise Fransa’da başarılı oldu.

Nitekim 4 ay sonra gerçekleşecek Amerikan seçimleri öncesindeki atmosfere bakarsanız, düzen dışı solun yokluğunda siyaset bunak bir soykırım destekçisi mi yoksa bir kasaba faşisti mi daha iyi sorusuna sıkışmış vaziyette. Tüm dünyada –özellikle Batıda ve siyasetin Batı örneğine göre dizayn edildiği ülkelerde– aşağı yukarı vaziyet bu. Dolayısıyla Fransa’da sosyalistlerin giderek faşistlerin çıkarına gelişen bu mevcut kısır duruma müdahalesi, faşistlerin kademe kademe merkez partilerin yerini almaya başladığı yeni statükoya karşı yegâne umudun da neoliberalizm karşıtı sol seçeneğin tüm dünyada büyütülmesi olduğunu gösterdi.

POLİTİKA ÜRETEN SOL

Yeni Halk Cephesi örneğinden çıkarılabilecek bir başka ders ise gündelik hayatın sorunlarından en yapısal krizlere kadar her konuda neoliberalizm karşıtı, sol-sosyalist çözüm önerileri üzerine kurulu bir programın, yani somut bir sol seçeneğin etrafında siyaset üretilerek başarı sağlanması. Son yıllarda neofaşist akımların yükselişi ve solun zayıflığına dair birçok tespit, solun siyaset üretme kapasitesinin zayıflaması ve söz ürettiği alanlardan çekilmesi ile bu faşist akımlar arasında bir paralellik kuruyor. ’80’lerden itibaren özellikle Batıda sosyalistlerin odağının ağırlıklı olarak kültürel alanlara kayması, sınıfın ve makro politikanın reddi, bağımsız ve egemen bir strateji yerine lokal, mikro, büyük iddialardan soyutlanmış bir sol, emeğiyle geçinen milyonların gündelik hayatına dair politika üretemedi. Fakat siyaset boşluk tanımadığı için, halkın sorunlarını göçmenler, azınlıklar, farklı cinsel yönelimler, sulandırılmış elit-egemen figürlerine yönelik bir öfke siyasetine dönüştüren neofaşizm alan kazandı. Bu paradigmayı, her seferinde ancak kendi çözümünü söyleyebilen, neoliberalizm karşısında somut bir seçenek üretebilen, solu gündelik hayatın sorunları içerisinde somutlaştırabilen örgütlenmeler değiştirebildi. Ancak Yeni Halk Cephesi tecrübesini 21. yüzyılın geçmiş sol deneylerinden ayıran bir fark var. Geçmişte, Güney Amerika’da pembe dalga deneyimi, emperyalizme bağımlılık ilişkilerinin görünür şekilde ayırt edilebildiği bir coğrafyada, düzenden tamamen kopmadan bağımsız, kalkınmacı bir strateji deneyimiydi. Neoliberalizmin çevre ülkeleri hedef alan dönüşüm planının bir tersine çevrilmesiydi. 2007 krizi sonrası, AB’nin çeperi denebilecek Yunanistan, İspanya, Portekiz ve İtalya’daki toplumsal muhalefet hareketleri ve deneyimleri de zayıf halkalarda neoliberalizme karşı gelişen öfkenin sol bir siyasete inancını gösterdi. Ancak ilk kez, Fransa gibi bir merkez ülkede, milyonlarca insan neoliberal düzen karşıtı, ondan kopmayı hedefleyen politikaları seçti. Tüm dünyanın eşzamanlı olarak yaşadığı, Batının görece daha hafif geçirdiği halk düşmanı dönüşüme karşı sol seçeneğin, böyle “kurumsal” bir kapitalist ülkede seçim kazandırabilmesi, geleceğe dair büyük bir umut. Ve bu, bugün, yarın Halk Cephesi bileşenlerinin yapıp edebileceklerinin ötesinde bir tartışmaya işaret ediyor.

FELAKETLER ÇAĞINI KAPATABİLMEK

Dünya çapında kritik bir eşiğe geliyoruz. 1990 sonrası dünyaya egemen olan, tek kutuplu neoliberal düzen artık kendi siyasi temsilcilerini yaratamıyor. 2007’de başlayan ekonomik kriz, sona erdirilemediği gibi kalıcı bir hal aldı. Ortadoğu’da soykırım, Doğu Avrupa’da açık savaş sürüyor, Pasifik’te Amerikan ve Çin donanmaları birbirine karşı hizalanıyor. Böyle bir süreçte tüm dünyada en görünür siyasal akım olan neofaşizm, neoliberal merkezin siyasi kısırlığı karşısında, merkezde ortaya çıkan boşluğu doldurmaya aday. Sistem de neofaşistlere geçmişe oranla daha ılımlı yaklaşılıyor. Tüm bu çoklu krizler ve açmazlar döneminde mevcut düzeni sürdürebilme çabası giderek Gordion düğümüne dönüşürken, çağımızın İskenderleri kılıçlarını biliyor.

Avrupalılar Meloni’yi yeni Merkel olarak hazmetmeye çalışırken, Beyaz Saray da ikinci Trump dönemine hazırlanıyor.

Bugün artık akademik çalışmalara dahi “Felaket kapitalizmi” olarak giren böyle bir dönemde, siyasetin felaketi olan yeni faşizme karşı birleşik halk cephesi stratejisinin bir örneği bu yüzden önemli. Kuşkusuz Fransa’nın iç dinamikleri de bu sonuçta önemli ve üzerine durulmalı. Ancak tüm dünya, bu felaket çağını, kendine özgü biçimlerde, çeşitli şekillerde deneyimliyor. Her durumda aynı olan ise düzenin kendisini hedef alan, bunu somut bir politika haline getirebilen ve tabandaki öfkeyi birleşik bir mücadele etrafında örgütleyebilen bir sol seçeneğin, bu felaketlerin panzehri olabileceği.