Fransa kreş reformundan doğan umut

Deniz BUĞDAYCI - Psikolog
Dünyanın dört bir yanında kadınlar, eşit işe eşit ücret, sosyal haklar ve güvenli çalışma koşulları için mücadele ederken, çocuk bakım hizmetleri de bu mücadelenin merkezinde yer alıyor. Kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanması ve iş gücüne katılımı, çocuklarını güvenle bırakabilecekleri kreşlerin varlığına bağlı. Ancak Türkiye’de belediyelerin açtığı kreşler iktidarın baskısı ve kapatma tehdidi ile karşı karşıya. Fransa’da ise tam tersi bir süreç işliyor. Yerel yönetimlere daha fazla yetki ve sorumluluk verilerek kreş hizmetlerinin genişletilmesi teşvik ediliyor.
Peki, Türkiye’de neden bu konuda bir düzenleme ya da denetleme yapılması yerine kapatma tehdidi ortaya atılıyor? Bizdeki kreşlerin akıbeti tartışılırken bu konuda yakın zamanda bir reforma girişmiş olan Fransa devletinin düzenlemelerine bir göz atalım.
Yeni yılın gelmesiyle beraber Fransa’da kreşlerin işleyişiyle ilgili yeni yasalar yürürlüğe girmeye başladı. Yerel yönetimlerin, ailelerin ihtiyaçlarına göre bakım planları oluşturması, uzun vadeli stratejiler geliştirmesi, ebeveynlik destek programları yürütmesi ve eğitimli personel istihdamı sağlaması hedefleniyor.
Mevcut sisteme göre Fransa’da kreşler ve mikro-kreşler (butik kreşler) yarı özelleştirilmiş bir yapıya sahip. Kreşlerin bazıları devlet tarafından bazıları ise özel kuruluşlar tarafından işletilirken mikro-kreşlerin tümü özel. Kamuya ait kreşlerin az nüfuslu bölgelerde yok denecek kadar az olması ve özel kreşlerin de pahalı olması çoğu ailenin bu hizmetten yararlanamamasına neden oluyordu.
Büyükşehirlerdeki kreşler de maddi olarak adil olmamakla beraber bulundukları bölgelerdeki çocuklar için yeterli kapasitede değildi. Bu sebeple ana değişiklik; kreşlerin fiyatlandırmalarının düzenlenip, çocuk bakımından yararlanma hakkını her gelir grubundaki aileye eşit hale getirmek oldu. Buna ek olarak tüm kreşler için sorumluluk alabilecekleri çocuk sayısının artırılması şart koşuldu. Bu iki koşul toplumun her bireyinin, çocuğunun bakımı için yardım alabilmesini, bu konudaki fırsat eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasını amaçlıyor. Böylece durumu olmayan ailelerdeki ebeveynler, eğer ikisi de çalışmak istiyorsa çalışabilecek, biri evde kalıp çocuğa bakmak durumunda kalmayacak. Özellikle kreş yaşındaki çocukların anneye olan bağlılığı ve bizimki gibi bazı kültürlerde kadın ve annenin yerini düşünecek olursak, iki ebeveynden biri çalışmayacaksa genellikle anne evde kalıp çocukla ilgileniyor. Dolayısıyla bu tasarı, çalışmak isteyip çocuğuna bakmak zorunda olduğundan çalışamayan kadınlar için de fırsat eşitliği sağlıyor.
İkinci büyük değişiklik; kreşlerde çalışan personellere lisanslı olma zorunluluğunun getirilmesiydi. Mevcut durumda kreş çalışanları genellikle pedagoji ya da çocuk bakımıyla bağlantılı bir eğitim almamış olmalarına rağmen işe alınabiliyor. Bu durumun değişmesi amaçlandı. 0-3 yaş arası çocukların herhangi bir insana teslim edilmesi oldukça riskli bir durum olup en başta bu koşulun göz ardı edilmesi olağandışı diyebiliriz.
Ülkemizde kreşlerle bağlantılı sorunlar; gerek fiyatlandırma gerek kapasite gerekse verilen bakımın kalitesi ve çocukların güvenliği açısından Fransa’daki sorunlara benziyor. Bu sebeple yapılan değişikliklerden ilham alınabilir. Sonuçta bu yasa tasarıları 0-3 yaşında çocukların bakımının ve eğitiminin devlet tarafından üstlenilmesi, aile içi ve toplum içi eşitsizliklerin düzenlenmesi ve ülkenin çocuklarına güvenli bir alan sunulması konularında devrim niteliğinde.
YAŞANAN ZORLUKLAR VE UMUT
Fransa’da reform süreci sancısız ilerlemiyor. Eğitimli personel eksikliği, bazı kreşlerin kapanmasına yol açtı. Ancak sistemin kökten değiştiği göz önüne alındığında, bu tür geçiş dönemleri olağan. Yeterli personel yetiştirildiğinde ve kapasite artırıldığında hedeflenen sonuca ulaşılabilir.
Sonuçta 2 milyondan fazla 3 yaş altı çocuğun faydalanabileceği yeni bir kreş sistemi amaçlanıyor. Böylece toplumun her kesiminden aileler çocuklarını güvenilir ellere bırakarak profesyonel ve sosyal hayatlarını sürdürebilirler. Fransa kreş reformunun dünyanın dört bir yanındaki aile ve çocuklar için bir umut ışığı olduğunu söyleyebiliriz.