Google Play Store
App Store

Büyük sanatçı Fuat Saka, iki yıl önce yazdığı Göç Senfonisi’nin bu akşam Köln Filarmoni’deki konseri için gerçekleştirilen basın toplantısına Türkiye ve Yunanistan’dan müzisyen arkadaşları Vangelis Zografos, Ioanna Forti, Zacharias Spyridakis ve Cihan Yurtçu’yla birlikte katıldı.

Fuat Saka’dan Avrupa’ya mesaj: “Göç etmek zorunda kalan insanları anlamaya çalışın!”

Bestelediği “Göç Senfonisi – Karanlık Sular’ın Avrupa prömiyeri için Köln’e gelen Fuat Saka, Avrupa kamuoyuna “O insanları anlamaya çalışın!” çağrısında bulundu.

Köln Filarmoni’de bu akşam gerçekleştirilecek konser için Türkiye ve Yunanistan’dan müzisyen arkadaşlarıyla birlikte basına açıklamada bulunan usta sanatçı, bu eserle günümüzün en önemli sorunlarından biri olan göç konusuna müzik yoluyla dikkat çekmek istediklerini belirtti.

Kendisinin de yaşamının 20 yılını göçmen olarak geçirdiğini belirten Saka, “Keşke emperyalist güçler dünyanın çeşitli yerlerinde savaşlar çıkarmasalar. İnsanlar yaşadıkları yerleri terk edip, göç etmek zorunda kalmasalar. Biz de bu konularda müzik yapmasak. O insanları anlamaya çalışın. Onlar buralara yaşamlarını sürdürebilmek için zorunlu kaldıkları için geliyorlar. Sizin düzeninizi bozmaya değil!” dedi.

KÖLN’ÜN ORKESTRASI EŞLİĞİNDE

Saka’nın ilk kez iki yıl önce İstanbul’da sahnelenerek, “dünya prömiyeri” yapılan eserin, Kültürden Sorumlu Devlet Bakanı Claudia Roth’un himayesindeki Avrupa prömiyeri de yarın Köln Büyükşehir Belediyesi ve “Türkiye Almanya Kültür Forum” işbirliğiyle Köln Filarmoni’de gerçekleştirilecek. Büyük orkestra için Atinalı besteci Vangelis Zografos düzenlenen senfoni, Almanya’nın en genç kadın şeflerinden Ustina Dubitsky’nin yönetimindeki, Köln’ün 135 yıllık senfoni orkestrası “Gürzenich” tarafından icra edilecek. İstanbul’daki konser Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda, Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası eşliğinde gerçekleştirilmiş, şefliğini de Anastasios Symeonides üslenmişti. Köln’de Saka ile Atinalı şarkıcı Ioanna Forti’nin solist olarak sahneye çıkacakları konsere, İstanbul’da olduğu gibi Zacharias Spyridakis Girit kemençesiyle, Cihan Yurtçu da kavalla eşlik edecekler.

IRKÇILIĞIN YÜKSELDİĞİ DÖNEMDE

Konser öncesinde eserin tanıtımı için Köln Filarmoni’de gerçekleştirilen basın toplantısına Saka’yla birlikte Türkiye ve Yunanistan’dan gelen sanatçılar Zogfaros, Forti, Spyridaki, Yurtçu ile Gürzenich Orkestrası’nın Genel Müdürü Stefan Englert ve Türkiye Almanya Kültür Forumu’nun Kurucusu ve Sözcüsü, Gazeteci-Yazar Osman Okkan katıldı.

Englert’in selamlamasının ardından toplantıyı yöneten Osman Okkan, ırkçılığın Avrupa ülkelerinde giderek attığına ve son olarak da Almanya’da oynanan Avrupa Kupası turnuvasında çirkin yüzünü gösterdiğini vurgulayarak, bu konserin önemli bir döneme denk geldiğine dikkat çekti. Mikis Theodarikis ve Zülfü Livanelli’nin onur başkanı olduğu “Türk – Yunan Dostluk Girişimi”nin ilk konserinin de Köln Filarmoni’de yapıldığını belirten Okkan, iki ülkeden sanatçıların Almanya’nın en önemli orkestralarından Gürzenisch eşliğinde verecekleri böyle bir eserin göç konusundaki tatışmalar açısından çok anlamlı bir mesaj içerdiğini belirtti.

SADECE KAÇIŞ’IN DEĞİL GÖÇ’ÜN SENFONİSİ

Bir “Karadeniz Senfonisi” yapmak üzere hazırlıklarını sürdürürken, Almanya’dan arkadaşı Ahmet Yeşilyaprak’ın önerisiyle göç konusunu işleyen bu senfoniyi bestelemeye karar verdiğini belirten Fuat Saka, “Geçmişte göçmenlik yaşadığım için kolay oldu. Melodiler çabuk çıktı. Ardından Atina’da yaşayan Vangelis’le bağlantı kurdum. Pandemi döneminde uzaktan kumandayla 6-7 ay çalıştık. Bu sürenin sonunda benim yaşadığım yere, Datça’ya da geldi. Orada son düzenlemeleri de birlikte yaparak, eseri çıkardık” dedi. Bu eserin sadece mültecilik yoluyla göçü değil, işgücü göçü olgusunu da içerdiğini, yani göç olgusunu bütün boyutlarıyla ele aldığını hatırlatan Saka, bu nedenle de Almanca’ya çevrilirken kullanılan “Bir kaçış senfonisi” (eine Sinfonie der Flucht) kavramının yetersiz kaldığına işaret etti. Sanatçı, senfoninin göçün neden olduğu acı ve üzüntü yanı sıra umut ve cesaret de içerdiğini belirtti.

Saka’yla birlikte çalışırken iletişim sorunu çekmediklerini, çünkü “ortak dil müzik” aracılığıyla anlaştıklarını belirten Vangelis Zogfaros da “Ortak yanlarımız, bizi ayıran şeylerden çok daha fazla. Günümüzün bu önemli konusunda Türk ve Yunan sanatçıların işbirliği yapabileceğini gösterdik” diye konuştu.

Senfonideki şarkılardan bir bölümünü seslendiren solist Ioanna Forti, geçmişte Yunanistan’ın dünya çapındaki büyük müzisyenlerinden Mikis Theodarakis’le birlikte çalışmış bir sanatçı. Göç Senfonisi’nde solistlik için Türkçe şarkı söylemeyi öğrenmeye başlayan Forti de “müziğin evrensel dilini kullanarak” göç konusunda birlikte çalışmanın kendisi için çok önemli olduğunu söyledi.

Ekibe Girit’ten katılan Zacharias Sypridakis de konsere Girit kemençesiyle eşlik edecek. “Biz komşu değil, kardeşiz” diyen Spridakis, müziğin Ege’nin iki yanındaki halkların birleştirdiğini vurguladı.

İTÜ’ye (İstanbul Teknik Üniversitesi) bağlı Türk Müziği Konservatuvarı öğretim üyelerinden Cihan Yurtçu da “Göç Senfonisi”ne kavalıyla katkıda bulunuyor. Göç kavranımını kendisi için dünya üzerinde coğrafi yer değişiminin ötesinde anlamı olduğuna işaret eden Yurtçu, bu dünyadan “göç”ü, yani “ölüm”ü de kapsadığını belirterek, senfoninin de bu açından daha bir anlamlı olduğunu belirtti.

REKER BİZİ ANLADI

“Göç Senfonisi”nin Türkiye’deki dünya prömiyerinden sonra, Avrupa’da ilk olarak Almanya’nın en çok göç alan metropollerinden Köln’de gerçekleşmesinin de kendisi için önemli olduğunu belirten Saka,  kendilerini Köln’e davet eden Büyükşehir Belediye Başkanı Reker’le ilgili olarak “Yapmak istediğimiz şeyi çok iyi anlamıştı” dedi.

İstanbul’daki konseri “onur konuğu” olarak izleyen Reker de, Köln konseriyle ilgili broşürde yer alan açıklamasında, sadece 2014 yılından bu yana yoksulluktan, savaştan kaçan 25 bin kişinin Akdeniz’in karanlık sularında yaşamını yitirdiğine işaret ederek, “Bu insanlar yaşamlarını barış ve güvenlik içinde yeni bir başlangıç umuduyla tehlikeye attılar. Fuat Saka, senfonisini çoğunun isimlerini bilmediğimiz bu insanlara adıyor. Bu senfoni insanı etkileyen bir ağıttır. Ama aynı zamanda bizi dayanışmaya, uyanık olmaya ve sorumluluk almamaya yönlendirecek güçlü bir çağrıdır” diyor.

Köln’ün buraya gelenlere bir “yuva” olmak ve onları “kollarını açarak karşılamak istediği”ni vurgulayan Reker’in açıklaması şöyle devam ediyor:

“Gürzenich Orkestrası, dünyaya açık, hoşgörülü bir kent olan Köln’de herkesin hizmetinde olan bir orkestradır. Bu konserle Gürzenich Orkestrası göç kurbanlarını ve göçmek zorunda kalanların acılarını anıyor. Bunu yaparken de müziğin evreni kapsayan dilini kullanıyor. Fuat Saka ‘müzik benim yaşamım ve ölümüm için yazılmıştır’ diyor. Ama bu müzik aynı zamanda teselli ve güven anlamına geliyor ki, bunu asla kaybetmemeliyiz.”

Göç Senfonisi’nin Almanya’nın diğer kentlerinde de sahnelenmesi için temaslar sürüyor. Köln’den sonraki ilk konser 28 Eylül’de bir diğer “göç şehri” Münster’de gerçekleştirilecek. Fuat Saka, Atina’da da bir konser için henüz bir girişim olmadığını belirti.

Köln Senfoni’de bu akşam saat 20.00’de başlayacak olan konserle ilgili bilgileri içeren internet sayfasında, konserde yer alacak tüm sanatçılarla ilgili bilgileri içeren, Başkan Reker’in müzikseverleri Almanca-Türkçe-Yunanca yayınlanan açıklamasıyla selamladığı program kitapçığını da indirmek mümkün.

https://www.guerzenich-orchester.de/de/programm/dark-waters/1239