‘Furiosa’nın epik olmayan başlangıcı
George Miller’nn ‘Furiosa’ filmi, gösterişli ancak vizyonsuz bir yapım olarak, kahramanın hak ettiği epikliği sunamadı. Film, ‘Mad Max: Fury Road’un üstünlüğünü daha belirgin hale getirmekten başka bir işe yaramadı.
'Furiosa: Bir Mad Max Destanı' filmi bende hayal kırıklığı yarattı. George Miller’ın kendisinden kopya çekmiş gibi duran filmi 'Furiosa' ile farklı bir hikâye anlatmaya çalıştığı açık, ancak 'Mad Max: Fury Road' gibi mükemmel bir filmin ardından, aynı başarıyı yakalayamamış. Furiosa karakterinin epik bir başlangıç yapması beklentisi, filmin vizyon olarak selefinin gölgesinde kalmasını beraberinde getirmiş.
MAD MAX EVRENİ
'Mad Max: Fury Road' serinin büyüleyici etkisini ve post-apokaliptik dünyanın çekiciliğini vurguluyordu. Baş karakter Max Rockatansky’nin 30 yıl aradan sonra yeniden sahneye çıkışıyla, Immortan Joe adlı zalim bir liderin baskısı altında yaşayan insanlarla karşılaşmıştık. Joe'nun güvendiği savaşçısı Furiosa, Joe'nun beş eşini alarak kaçmış ve Max de onlara katılmıştı. Diyalogların minimumda tutulduğu, aksiyon ve görselliğin ön planda olduğu film, çarpıcı steampunk unsurları ve görsel öğeleriyle dikkatleri çekmişti. Miller, geniş bütçeyle gerçekçi ve çok etkileyici bir dünya yaratmıştı. Filmin feminist bir yapıya sahip olduğunu, başrolünde Furiosa'nın yer aldığı ve kadın karakterlerin gücünü vurguladığını görmüştük. Eve Ensler'ın katkılarıyla feminist yönü güçlendirilmiş olan hikâyenin kesintisiz aksiyonuyla izleyiciyi adeta bir meteor yağmuruna tutan 'Mad Max: Fury Road'u, Mefaret, devrim ve kadın gücü temalarıyla tüm zamanların en iyi aksiyon filmlerinden biri olarak değerlendirmiştik. 'Fury Road' 2015'te ilk çıktığında, o yılın en sevdiğim filmlerinden biri olmuştu ve açıkçası hâlâ tüm zamanların en sevdiğim filmlerinden biri olmaya devam ediyor.
YARATICILIKTA BİR ADIM GERİ
George Miller’ın 'Fury Road' ve 'Furiosa' filmleri, hem bağlandıkları evren hem de yaratıcılarının kimliği dolayısıyla doğal olarak karşılaştırılmaya mahkûm. Ve bu iki film pek çok yönden farklılık gösteriyor. 'Fury Road', az diyalog ve az bilgi ile daha etkileyici bir dünya kurmuştu ve birkaç gün veya saat içinde geçen yoğun bir aksiyon serüveniydi. Film, izleyiciyi Immortan Joe'nun konvoyunun alevleri içine hızla çekerek yüksek tempolu bir anlatım sunuyordu. 'Furiosa' ise zaman dilimi açısından çok daha geniş. Furiosa'nın çocukluğundan yetişkinliğine kadar olan süreçte yaşadıklarını anlatan film yaklaşık yirmi yıl gibi uzun bir dönemi kapsıyor. Bu geniş zaman dilimi, daha yavaş tempolu ve geleneksel bir anlatım biçimini beraberinde getiriyor. 'Fury Road’da karakterler, özellikle Max ve Furiosa, aşırı hızlı gelişen olaylar içinde kendilerini bulup hızlıca filmin aksiyon odaklı hikâyesinin çarpıcı birer parçası oldular. 'Furiosa’da ise Furiosa'nın küçük bir kız olarak (Alyala Browne) kaçırılması ve yıllar boyunca Savaş Lordu Dementus (Chris Hemsworth) ile geçirdiği süreç, sonrasında, yetişkin olarak (Anya Taylor-Joy) Immortan Joe'nun (Lachy Hulme) gözdesi haline gelmesi anlatılıyor. Anya Taylor-Joy'un Furiosa karakterine ve Chris Hemsworth'un Dementus rolüne uyumsuzluğu filmin ciddiyetini benim için oldukça sekteye uğrattı. Hemsworth’un dev bir burun proteziyle canlandırdığı Dementus sadist, korkutucu, zalim olması gerekirken korkutucu etkiden dahi yoksundu. Alaycılığıyla onu izlerken Thor’u görmemek için zorlandım. Immortan Joe'nun yanında sönük kalan Dementus daha çok bir türlü ölmeyen tuhaf bir karikatür gibiydi. Sonuçta bu evrende herkes bir şekilde kötü.
İKONİK OLAMAYAN BİR KAHRAMANIN HİKÂYESİ
'Furiosa'daki aksiyon sahneleri, maalesef beklediğim heyecanı yaratmadı. Patlamalar ve bolca araba kullanımıyla dolu olan aksiyon sahneleri, gösterişten ibaret duruyor ve vizyon eksikliği göze çarpıyor. Furiosa karakteri, 'Mad Max: Fury Road’da izleyiciler tarafından çok sevilen ve güçlü bir figür olarak tanıtıldı bizlere. Zaten bu nedenle, 'Furiosa' filmi, karakterin epik bir başlangıç hikâyesi sunma beklentisi oluşturdu hepimizde. Ancak hayalimdeki Furiosa, Anya Taylor-Joy'un duruşu ve performansı ile hiç örtüşmüyor. O yüzden oyuncunun, karakterin ikonikleşmesine yardımcı olamadığını düşünüyorum. Chris Hemsworth'un Dementus karakterinin de yeterince korkutucu olmaması buna eklenince oyunculukları genel olarak hiç beğenmediğimi söylemek zorundayım. George Miller'ın vizyonunu ve her iki filmin tematik ve yapısal farklılıklarını ortaya koymak için 'Furiosa' ve 'Mad Max: Fury Road' filmleri arasında yaptığımız kaçınılmaz karşılaştırmada ortaya çıkan, 'Furiosa' filminin öncül filmin gölgesinde kaldığı. 'Mad Max: Fury Road’daki aksiyon, minimal diyalog ve yüksek tempo, filmi nefes kesici bir deneyim haline getirirken, 'Furiosa’nın daha yavaş temposu ve bilgisayarın kendini fazla hissettirmesiyle de aksiyon sahnelerinin benim gibi pek çok kişiyi heyecandan yoksun bırakacağını düşünüyorum. Sonuç olarak 'Furiosa', gösterişli ancak vizyonsuz bir yapım olarak, kahramanın hak ettiği epikliği ve derinliği sunamadı. Bu film 'Mad Max: Fury Road’un üstünlüğünü daha belirgin hale getirmekten başka bir işe yaramadı.