Karabük’te ölü bulunan 17 yaşındaki Gabonlu öğrenci Dina, bir taciz kuşatması altındaydı. İddiaya göre; kimi para teklif ediyor kimi oturduğu evin fotoğrafını ona gönderiyordu. Sürekli taciz mesajları geliyordu.

Gabonlu Dina taciz kuşatmasındaydı
Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnsiyatifi, Dina’nın ölümüne ilişkin Kadıköy’de basın açıklaması yapmıştı. (Fotoğraf: Depo Photos)

Karabük’te Filyos Çayı’nda 26 Mart 2023 günü ölü bulunan Gabonlu öğrenci Dina’yı (17) ölümünden kısa süre önce otomobiline alan Dursun A. (56) üç kez gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı. Gariplikler bitmedi. Dördüncü kez gözaltına alınan Dursun A. önceki gün tutuklandı. İki haftalık soruşturmada ilk tutuklama gerçekleşti.

Kent merkezi 132 bin nüfuslu Karabük’te çoğunluğu Afrikalı 12 bin 500 yabancı öğrenci var. Siyah kadın öğrencilerin fuhuş çetelerinin tuzağına düşürüldüğü iddiaları da kulaktan kulağa yayılmıştı.

Dina’nın da çetelerin tuzağına düşürüldüğü iddia ediliyor.

Arkadaşlarının ‘Dina’ dediği, Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga, sadece 3 ay önce Karabük Üniversitesi’ne kayıt yaptırmıştı.

Gabonlu genç kızın hayatının son bir haftasına bakınca bir taciz kuşatmasında olduğu görülüyor.

Dina, Karabük’te bir cep telefonu satın almıştı. Bu telefonu önce İstanbul’daki bir yakınına gönderecekti ve o kişi Orta Afrika ülkesi Gabon’a ulaştıracaktı.

20 Mart 2023 günü telefonu paketleyip PTT’ye gitti. Buradaki temizlik görevlisi İsmail Ç. (35) eleman eksikliğinden dolayı kargo gönderimi de yapıyordu. Dina’ya Türkiye numarası olmadığı için paketin takibini yapamayacağını söyledi, kaydı kendi telefon numarasıyla yaptı. Dina’ya barkodu verirken de yanına telefon numarasını yazdı. Daha sonra kargo ile gelen mesajların ekran görüntülerini alarak Dina’ya gönderdi. İfadesinde bunu yardım için yaptığını anlattı.

Ancak kargo İstanbul’daki adrese ulaşmamıştı. Dina 23 Mart günü tekrar PTT’ye geldi ve telefonun gitmediğini söyledi. Ertesi gün yanında ev arkadaşının sevgilisi Jaber ile geldi. Dina ağlamaklı, çok üzgündü. İngilizce bilen bir PTT çalışanı onların söylediklerini tercüme ediyordu. Ama kargo bulunamadı.

Dina bu sırada Gabon Cumhuriyeti’ndeki annesine gönderdiği mesajda şöyle diyordu:

“Telefonu geri almama izin vermiyorlar çünkü ben bir zenciyim. Bunaldım artık anne. Artık sadece ağlıyorum… Bırak Sakarya’ya gideyim. Sakarya’da ırkçılık yok.”

“CİNSEL İLİŞKİYE ZORLADI”

İddiaya göre; Dina bir arkadaşına PTT’deki kişilerin telefonu geri vermek için kendisini cinsel ilişkiye zorladığını söyledi. Hatta 10 bin TL teklif ettiklerini anlattı.

Dina’nın bir arkadaşı, onun PTT çalışanının arabasıyla eve geldiğini söylemişti. İsmail Ç., Dina ile kesinlikle PTT dışında görüşmediğini savundu.

Dina ile birlikte postaneye giden Jaber de ifadesinde telefonun kaybolması nedeniyle Dina’nın moralinin çok bozuk olduğunu anlattı, İsmail Ç.’nin onu oyaladığını söyledi ve şöyle konuştu:

“Karabük’teyken bana ‘Dina’yı getir, telefonu bulacağım’ dedi.”

Dina’nın ev arkadaşı, Jaber’in sevgilisi Warris ise bir soru üzerine ifadesinde şöyle diyordu:

“Bazı yerlerde Jaber’in kızları seks için pazarladığı söylenmiş. Bu ifadeler kesinlikle yalandır.”

PTT çalışanı İsmail Ç.’nin ifadesinde Jaber ile ilgili bir detay dikkat çekiyor:

“Dina’nın ölü bulunmasından 2-3 gün sonra PTT şubesine beyaz saçlı Fransızca bilen yaşlı bir Türk şahıs ve Dina’nın ‘Abim’ diye tanıştırdığı şahıs (Jaber) geldi. Şube çalışanlarından Dina’nın göndermiş olduğu telefonu istediler. Telefon verilmedi.” Jaber’in yanındaki beyaz saçlı kişinin kimliği soru işareti yaratıyor.

BAŞKA İSİMLER DE PEŞİNDEYDİ

Dina’yı taciz ettiği öne sürülen sadece PTT çalışanı değildi. Telefonu bulmak için yardım istediği başka isimler de peşine takılmıştı.

Polis, Dina’nın telefonuna mesaj atan kişileri tespit etmişti ve onların ifadesini aldı. Bu kişiler Dina’nın kendilerinin yanına geldiğini iddia ediyordu ancak bunun doğru olup olmadığını bilmemiz mümkün değil.  

Dina ölü bulunmasından iki gün önce, öğle saatlerinde üzgün bir şekilde 100. yıl Mahallesi’nde yürüyordu. Burada Samet Ç. (30) duruyordu. Onun ifadesine göre; Dina yorgun bir haldeyken kısık sesle ve zayıf Türkçesiyle kendisine bir şeyler anlatmaya çalıştı. Telefonundaki çeviri programından anlaştılar. Samet Ç.’nin iddiasına göre; Dina “Araban var mı, PTT’ye götürür müsün” diye sordu. Arabası yoktu. Samet Ç. ifadesinde Dina’nın arkadaşlarının kaldığı Has Apartmanı’na kadar birlikte yürüdüklerini söyledi. Ona yardım edeceğini söyleyerek telefon numarasını aldı. Samet Ç. ifadesinde daha sonra yaşananları şöyle anlattı:

“Eve gittikten sonra Whatsapp’tan kargosunu bulmak amacıyla mesajlaştık. Kendisi bana teşekkür etti. İftardan sonra ben babamın arabasını aldım. 100. yıl Mahallesi’nde bir süre turladıktan sonra Dina’ya ‘Arabayı buldum, gelecek misin?’ diye mesaj attım. Ayrıca Dina’nın girdiği apartmanın fotoğrafını çekerek ona gönderdim. Ancak Dina gelemeyeceğini, hasta olduğunu söyledi. Ben ısrar eden birkaç mesaj attım. Ancak gelmeyeceğini söyledi. Bir süre daha mesajlara yanıt vermeyince evime döndüm… Sabah işe gittim. Tam zamanını hatırlamıyorum ama bir kez daha ‘PTT kargoya gittin mi’ diye mesaj attım. Fakat bu mesaj Dina’ya ait telefona iletilmedi. Bunun dışında Dina ile yüz yüze ya da telefon ile görüşmem olmadı.”

Polisin “Dina’ya para karşılığında ilişkiye girmek için teklifte bulundunuz mu?” sorusuna Samet Ç. “Hayır, kesinlikle böyle bir teklifte bulunmadım” diye yanıt verdi.

Polis, Dina’ya Whatsapp üzerinden mesaj attığı belirlenen Bülent Y.’nin (33) de ifadesini aldı. O da Dina’nın kendisinin yanına geldiğini iddia ediyordu. Bülent Y., şunları anlattı:

“İngilizce telefon numaramı sordu. Ben de kendisine telefonumu uzattım. Telefonuma yabancı bir numara kaydetti. Herhangi bir isim yazmadı. Kız yabancı dilde konuşuyordu, bu nedenle pek anlaşamadık. Motoruma binip marketin önünden ayrıldım. Birkaç gün sonra kızın telefonuna Whatsapp’tan İngilizce “Adın ne, kaç yaşındasın” diye mesaj attım. Flört etmek istemiştim. Ancak kız mesajlarıma yanıt vermedi. Bunun üzerine GSM operatörü üzerinden aramaya çalıştım ancak telefon arama yapmadı. Kızı bir daha görmedim. Haberlerde öldüğünü gördüm.”

FUHUŞ ÇETESİNİN TUZAĞI

Dina’nın bir fuhuş çetesinin tuzağına düştüğü iddialarını güçlendiren bir tanık ifadesini önceki gün yazmıştık.

Karşı apartmandaki bu tanık, 25 Mart akşamı Dina’nın bağırdığını ve bir evden çıkmak için kapıyı tekmeleyip yumrukladığını anlattı. Bu tanık “Polis çağıracağım” diye bağırınca Dina evden bırakılmıştı. 17 yaşındaki kız sokakta yalın ayak kaçarken sokağa 4-5 kişi inmişti ve Dina’nın kaçtığı yöne doğru yürüdüler. Ancak apartmandaki Gabonlu arkadaşları, ifadelerinde bir gürültü duymadıklarını söylüyordu.

Bu tanık ifadesinde sokaktaki 4-5 kişiyi teşhis edemeyeceğini, karanlık olduğu için yüzlerini göremediğini anlatmıştı. Daha sonra tanığın Dina’ya mesajlar atan Samet Ç.’yi o gece sokağa çıkanlardan biri olarak teşhis ettiği öne sürülüyor. Samet Ç. ise o saatlerde bulunduğu lokanta ve Avcı Kulübü’nde kendisini çok sayıda kişinin gördüğünü söylüyor.  

Dina, 25 Mart gecesi sokakta bir süre koştuktan sonra caddeye çıktı. Burada durdurduğu lacivert otomobile arka kapısından bindi. Tutuklanan Dursun A. otomobili kullanıyordu. Kızı hastaneye götürürken kapıyı açıp atlamak istediğini, durunca kaçtığını söyledi. Olay anında oradan otomobiliyle geçen bir tanık ise siyah genç kızın arka kapıdan çıkıp koştuğunu, ondan sonra aynı kapıdan uzun boylu bir adamın indiğini anlattı.

Dina’nın ölü bulunmasının üzerinden 2 hafta geçti. Ancak halen çok sayıda soru işaretleri var. Ama 17 yaşındaki Gabonlu kızın bir taciz kuşatması altında olduğuna şüphe yok. Annesine gönderdiği ses kaydındaki sözler belki de bu yaşadıklarını özetliyor:

“Her şey iyi güzel dediğimiz zaman bile, bizim için her şey kötülük dolu burada.”