Gazeteciliğe yeni “suç”
Ajanlık ağır bir suçlama olmanın ötesinde, aşağılayıcı da. Klasik ve popüler suçlamalarımızdan, “hedef gösterme”, “halkı kin ve nefrete teşvik”, “suçu ve suçluyu övme” gibi değil… Kimse “ajanlıkla” yargılanmak istemez. Ancak yakın gelecekte gazeteciler başta olmak üzere birçok kişi bu suçlamayla hâkim karşısına çıkacak gibi görünüyor.
“Etki ajanlığı” denilen düzenlemenin bugün Meclis’e gelmesi bekleniyor.
Yasa Meclis’ten geçerse Türk Ceza Kanunu’nun “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” bölümüne, “Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma” başlıklı 339’uıncu maddesinden sonra, “Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme” adlı “339/A” maddesi eklenecek.
Maddeyle yeni bir suç ihdas edilerek “devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonunun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasıyla” yargılanacak. Fiil, devletin savaş hazırlığı veya savaş sırasında işlenmesi halinde ceza 12 yıla kadar çıkacak.
Yasa kapsamında “iktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji gibi alanlar” devletin iç veya dış siyasal yararları kavramı içinde kabul edilecek.
Yani konular muhtelif...
∗∗∗
Maddeye göre suçun oluşması için “failin, yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda hareket etmesi” gerekecek. Bu suçtan kovuşturma yapılabilmesi de Adalet Bakanı’nın iznine tabi. Peki, kimin, hangi talimata göre hareket edip etmediği nasıl belirlenecek, kim, neye göre belirleyecek? Muğlak...
AKP, yasayı “casusluk faaliyetleriyle daha etkin mücadele” diye gerekçelendiriyor.
Esas amaca dair açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ise “Bu madde ile neyin ve kimin cezalandırılacağı asla belirlenemeyecektir. Toplumda infial yaratan, şok eden, rahatsız eden bilgi ve düşüncelerin susturulması bu yolla da mümkün olabilecektir. Düzenlemenin ne olduğu, neyi cezalandırdığı belli değildir. Açık ve anlaşılır değildir. Düzenleme basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü zedeleyecektir, gazeteciler açısından yeni bir sopa olarak kullanılabilecektir” dedi. Yasanın, Anayasa’ya aykırı olduğunu da eklediler tabii.
∗∗∗
Çağdaş Hukukçular Derneği de yasanın, “siyasal iktidarın yeni yargı sopası olduğunu” açıkladı: “Bu düzenlemeyle, muğlak bir zeminde yapılacak yargılama faaliyetlerinin önünün açılması planlanmaktadır. Öngörülebilir olmayan, yargı mercilerinin keyfi ve subjektif değerlendirmelerine mahkûm edilen bu düzenlemenin, başta ifade ye örgütlenme özgürlüğü olmak üzere temel hak ye özgürlüklere dönük ağır bir müdahale getireceği açıktır. Siyasal iktidar, kendisine benzemeyen her kesimi terörize ederek suçlamakta olup bu yeni yasa ile muğlak bir ‘ajan’ suçlaması başlanacaktır.”
İtirazlar benzer, aklın yolu bir. İtirazların ne derece karşılığını bulacağı da öngörülebilir. Tıpkı Terörle Mücadele Kanunu’yla ilgili 10 yıldır yaptığımız muğlaklık iddialarının karşılık bulmadığı gibi. İşin buraya varacağı ne zamandır söyleniyordu, başımıza ileride ne gibi başka çoraplar örüleceği ise iktidarın yaratıcılığına kalmış.