28 Mayıs 2023 günü, Cumhuriyetimizin kurtarıcısı ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna oturacak yeni Cumhurbaşkanını seçeceğiz. Yani, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.Yaşını doldurmaya 5 ay kala, yeni bir dönemi başlatacağız.

Türkiye Cumhuriyeti, Emperyalizme karşı zafer kazandığından itibaren 79 yıl boyunca, önce işgal altındaki sömürge ülkelerinin bağımsızlık idolü olmuş, daha sonra uyguladığı ekonomik, sosyal ve siyasal atılımları ve insan haklarına saygılı, laik demokratik devlet yapısıyla da dünyada saygı ve itibar kazanmıştı.

Ne yazık ki son 21 yılda AKP yönetimiyle Cumhuriyetimiz, tekraren emperyalistlerin tasallutu altına sokulmaya çalışılmıştır.

Bilinçli olarak cahil bırakılan, uyguladığı ekonomik tercihlerle sermayeye halkın emeğini ve alın terini hortumlatan AKP, yarattığı bu düzende aç ve işsiz kalan insanları kendisine biat etmeye zorlamıştır.

AKP ve Recep Tayyip Erdoğan ülke kaynaklarını, öylesine sömürdü ve pervasızca yandaşlarına peşkeş çekti ki, bilindik aileleri (!) dolar milyarderi yaptı, Merkez Bankasını iflas ettirdi, Türkiye’nin ekonomisini çökertti.

Düşünün; nüfusun %1’i yani 840 bin kişi, Türkiye’nin Gayri Safi hasılasının % 54’nü ele geçirdi. Geri kalan 83,6 milyon kişi ise %46’sını paylaşabildi. Bu payın içinde hastanenin neşteri, okulun tebeşiri ve köylerin su parası da var. Yani AKP iktidarı, ülkenin tüm kaynaklarını öyle bir çaldı ki; “insanlarımız kuru ekmek ve soğanı” bile arar hale geldi. Çocuklarına yumurta alamayan insanlardan şimdi “Utanmadan” oy istiyorlar.

***

Deprem felaketinde çayı, şekeri, peyniri halktan dilenen iktidar, insanlara nazire yaparcasına devletin asırlık kara gün dostu Kızılay’ı, kan satan, çadır pazarlayan hale getirenleri yüceltmekten geri durmadı. Antep’in karargâh yapılmasına göz yumdukları IŞID, El Nusra gibi kanlı terör örgütlerine sahip çıktılar, silah ve para gönderdiler. 

Şimdi de “Domuz bağı ile kadınları öldüren, Milletvekili Mehmet Sincar’ı Batman’nın meydanında vuran, Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve polis memurlarını Diyarbakır’da şehit eden vahşi katillerin siyasi oluşumunu” TBMM’ne taşımaktan utanmıyorlar.

14 Mayıs seçimi öncesinde gördük ki AKP iktidarında, yalan, iftira, kumpas, aldatmaca, din tacirliği, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı, kendileri gibi olmayanlara kin ve nefret kusma, eğitimi yok sayma, 6 yaşındaki kız çocuklarıyla ve deprem felaketi sonrasında evlat edinilen çocuklarla evlenebileceği fetvasıyla özdeşleşen birileri bizi yönetmiş. Kendi gibi düşünmeyenlere kin ve nefret duyan, taraflı hale getirdikleri yargı sopasıyla muhalefet yapanı korkutan, hatta daha da ileri giderek, seçimi MİLLET İTTİFAKI kazanırsa DARBE olur diyen zavallılar var.

***

HÜDAPAR ve Yeniden Refah Partisi, KADINLARI dışlayan, eve kapatmaktan öte “erkeğin buyruklarına uymazsa katli vaciptir” diyen Taliban anlayışını ortaya koyan açıklamalar yapıyor. İstanbul Sözleşmesinin aile yapısını bozduğunu, adeta kin kusarak söylüyorlar. Bu sözleşmeyi tekrar yürürlüğe koyacakları, ‘’aslında erkek erkeğe evlenmek istiyorlar” diye itham ediyorlar. Bunları söyleyen AKP’liler, Ensar ve benzeri vakıflarda erkek çocuklara tecavüz eden yandaşlarını unutuyorlar. Ve ne yazık ki bir kadın Aile Bakanı’nın, “Bir kereden bir şey olmaz” sözlerini duymazdan geliyorlar!

“Tecavüz edilenin rızası vardı” diyerek sapık partilisini koruyan Adalet Bakanları’nı hatırlamıyorlar. Bu bakanlara sorarım aynı şeyler sizin çocuklarınızın başına gelseydi  bu sözleri sarfedebilir miydiniz?

Şimdi de Sultangazi’deki Cebeci Camii İmamı Murat Gündoğdu, Cuma hutbesinde “28 Mayıs akşamı silahlarınızı hazırlayın. Benim 2 tane var. Hodri Meydan’’ diyerek utanmazca milleti Cihat’a çağırıyor…

***

Bunlar çok ileri gittiler

Cumhuriyet’e olan kin ve nefretlerini edepsizce açıklamaktan geri durmuyorlar. “Darülharp’te” olduklarını, İslam olmayan Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkılması için tüm kaynak ve değerlerinin yok edilmesi gereğini artık saklamıyorlar. HÜDAPAR’a AKP içinde yer verilmesinin nedeni de bu!

Erdoğan’ın hayali belli. Yıllar önce “2023 hedefimiz” deyip durdu. Neyi kastettiği artık biliniyor. Sonuç; 28 Mayıs çok önemli. Laik demokratik, sosyal ve hukuk devletini yıkmak isteyenlerle beraber olan Tayyip Erdoğan seçilmemeli. Hak ve özgürlüklerin güvencesi ve barışın temeli çağdaş ve modern bir ülke olmaktan ayrılmamalıyız. 

Tek yol var! O da Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi.

Bilinmeli ki; Yobazlığın adam öldürme noktasına geldiği bu günlerde Türkiye’de güllerin açabilmesi KILIÇDAROĞLU’nun Cumhurbaşkanı olmasıyla mümkündür.