Geleneksel müziği bekleyen tehlike
Türk Halk ve Türk Sanat Müziği yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Ulusal radyo ve televizyonlarda çalınmayan, konserlerde yer verilmeyen, dijital alanda çok az dinlenilen geleneksel müziğimizin geleceği hiç de parlak değil.
Geçen günlerde MÜYORBİR (Müzik Yorumcuları Meslek Birliği)'in Halk Müziği alanındaki çok değerli yorumcuları meslek birliğimizi ziyaret ettiler. Aralarında akademisyenler ve eğitmenlerin de bulunduğu bu değerli müzisyenlerin sıkıntıları saymakla bitmez. Yazılarımı takip edenler hatırlayacaklardır, çoğunlukla müzik sektörünün sorunlarından söz ederim ama Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği’ne gönül vermiş müzisyenlerin sorunları sektörün genelinden çok daha fazla.
Ve bunlar sadece müzik meslek birliklerinin çabasıyla çözülecek gibi görünmüyor. Radyo ve televizyonlara baktığımızda yerel kanallar haricinde çok az yayın kuruluşu Türk Halk Müziğine yer veriyor Türk Sanat Müziğine ise neredeyse hiç yer vermiyor. Müzik Meslek Birliklerinin lisanslama gelirlerinin bir bölümü temsili alanlar dediğimiz radyo ve televizyon gelirlerinden oluşuyor. Liste aldığımız radyo ve televizyon gelirlerinde geleneksel müziğimiz o kadar az ki… Dolayısıyla bu tarzı icra eden sanatçılarımızın temsili alandaki gelirlerden payları çok çok az. Bir dönem radyo ve televizyonlar geleneksel müziğimizle ilgili yaptırımlara tabiiydi. Yanlış hatırlamıyorsam RTÜK'ün zorunlu hale getirmesiyle yayın kuruluşları, yayın saatlerinin bir bölümünü geleneksel müziğimize ayırmak zorundaydı. Belki yine bu uygulamaya geçilebilir.
Ayrıca bu tarz müziklere talep oluşturmak da önemli. En azından -saat kaç olursa olsun- 24 saatlik bir yayının 2-3 saati ayrılabilir geleneksel müziklere.
Konserlerde de aynı şekilde. Baktığımızda hem büyükşehir ve ilçe belediyelerinde hem de özel performans salonlarında ve açık hava konserlerinde yer alan kaç tane Halk Müziği ve Sanat Müziği yorumcusu var? Peki, bu çok değerli sanatçılar -hem de bir kültürü yaşatmak uğruna- nasıl sürdürecekler hayatlarını?
Konserler ve canlı performanslar dışında tek gelir kapımız şu anda dijital platformlar. Ama girin bakın pop, hip-hop, rap ve rock müzik sanatçılarının dinlenme sayıları yüz milyonları geçerken Halk Müziği sanatçıları bu rakamların yanına bile yaklaşamıyor. Artık konserler, sanatçıların takipçi sayılarına ve aylık dinlenme oranlarına göre belirleniyor ne yazık ki.
Bir yorumcunun dinlenmesi, konser yapabilmesi tanınmışlığıyla da doğru orantılı.
Ama hiçbir yerde şarkısı türküsü çalınmayan, klibi gösterilmeyen bu insanlar nasıl rekabet edecekler farklı tarzda müzik yapan meslektaşlarıyla?
Konaklama tesislerinde, kafe ve barlarda da durum farklı değil. Özellikle turistik bölgelerimizdeki umumi mahallerde bile geleneksel müziğimizden eser yok.
Eğer bir önlem alınmazsa önümüzdeki senelerde Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Bunu abartılı bulmayın. Ulusal Radyo ve televizyonlarda hiç çalınmayan, konserlerde yer verilmeyen, dijital alanda da çok az dinlenilen geleneksel müziğimizin -böyle giderse- geleceği hiç parlak değil.
Benden söylemesi…