Genç Çokoprensler tedirgin: Ülker, patronuna ne yapacak?

Sanatta ve edebiyatta olmasa da, günlük yaşamda sürrealizmin anavatanı Türkiye, net. Darbeyle mücadele için çıkarılan OHAL yetkisiyle epilasyon kararnamesi çıkaran bir ülkeden söz ediyoruz. Başka bir dile çevrilirse, ecnebilerin balatalarını yakabilecek durumlar yaşamaya devam ediyoruz. Sonuncusu, Çokoprens darbe girişimi!

Ülker’in hazırladığı viral reklam kampanyasındaki “1 Nisan geliyor, hesaplaşma zamanı yaklaşıyor” cümlesinin yeni bir darbe girişiminin sinyali olduğunu düşünen milyonlarla aynı ülkede yaşıyoruz. Milletçe büyük bir 1 Nisan şakasının içinde yaşadığımızı düşünerek uyuduk. Ama sabah, Çokoprenslerin darbe ihtimaline karşı nöbet tutarak Ülker çikolatalı gofretleri yakma ve idam etme videolarıyla uyandık!

genc-cokoprensler-tedirgin-ulker-patronuna-ne-yapacak-267264-1.

16 Nisan öncesi her şeyden mağduriyet yaratmak için oynanan oyunların farkındayız, ama bu kadarı fazla değil mi? “Yedi düvele karşı cansiperane mücadele eden” bir iktidar, gofret darbesinden mi korkuyor?

Kolektif delilik haline, Ülker’in patronu da bu delilik haline katkıda bulunmadı mı? Hayır hayır... 1 Nisan için reklam videosu hazırlayarak değil. Trollerin reklam videosuna ilişkin başlattığı isyana odun taşıyarak... Murat Ülker’in attığı tweet, trollere can suyu olmadı mı? Türkiye’nin en zengin insanı, kendi şirketinin videosuna ilişkin yorum yaparken “kumpas” der mi? Reklam meselesinden söz ederken “Milletimizin yanındayız” demek nedir?

Hayır eğer gerçekten bir kumpas varsa, saatler sonra Ülker’in yaptığı resmi açıklama kendi patronlarını tekzip etmiyor mu?:

1 Nisan kapsamında hayata geçirdiğimiz ‘küçük kardeş olmak’ isimli kampanyamız maksatlı olarak farklı noktalara çekilmeye ve içinde olmayan anlamlar yüklenmeye çalışılmaktadır. (...) Bu masum şaka günü reklamını farklı noktalara çekenlerle ilgili tüm hukuki haklarımızı kullanacağımızı bildiririz.

Yukarıdaki açıklamayı yapan Ülker’in başta AKP Milletvekili Külünk olmak üzere, internetteki trollere dava açıp açmayacağını yakından takip edeceğiz. Kendi patronlarının “Kumpas... Milletimizin yanındayız” açıklamasına ilişkin nasıl bir tasarrufları olacak, onu da merakla bekleyeceğiz.

Son bir not... 28 Şubat post-modern darbesinde “yeşil sermaye” yaftasıyla mağdur edilen Ülker’i bugün darbecilikle suçlamak... Sürrealizmin anavatanı biz olmayalım da kimler olsun “a dostlar...

***

Ülker’in bu ürünlerine dikkat!

Subliminal darbeci (!) Ülker’in bazı ürünlerini, önümüzdeki günlerde raflarda göremeyebilirsiniz... Erdoğan’ın “Avrupa monarşi ile yönetiliyor” çıkışından sonra hala “Çokoprens” üretmek ne demek efendim! Tüpte çikolata satışı nasıl devam edebilir? Demirel’in darbeye yönelik “Macun tüpten çıktı bir kere” cümlesi hâlâ akıllardayken hele!

***

Peki o çirkinlikleri kim yarattı?

genc-cokoprensler-tedirgin-ulker-patronuna-ne-yapacak-267265-1.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Sinop’ta bir çocuğun elindeki çirkin pankartla çektirdiği poz için açıklama yapmış. Habertürk’ten Kübra Par’a konuşan Bakan, “O pankartı da resim çekildikten sonra gördüm. Böyle bir rezillik, böyle bir çirkinlik olabilir mi? Keşke olmasaydı. Üzgünüm” demiş.

5 gün sonra bir açıklama yapmış olması yine de iyi. Ama Bakan, pankart meselesindeki çirkinliği itiraf ederken, memlekete yapılan başka fenalıklardan da dem vurmuş. Kendi görev alanına ilişkin, “İstanbul'da kentsel dönüşümde müthiş yanlışlar yapılmış. Şehirlerimiz kimliksiz ve arabesk” diye buyurmuş.

Peki, “kentsel dönüşüm” kavramı ne zaman girdi memleketin hava sahasına? 2012 yılında.... Depreme yönelik hazırlanan 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile.. Bu kanunun altında kimin imzası vardı? Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve 20 AKP’li bakanın. Çıkarılan bu kanunu kim uyguladı? “Çevre ve Şehircilik’ten sorumlu” AKP’li 4 bakan, sırasıyla: Erdoğan Bayraktar, İdris Güllüce, Fatma Güldemet Sarı ve şimdi de Mehmet Özhaseki.

Sayın Özhaseki, “müthiş yanlışlıklar” dediğinde kendisinden söz etmiyordur eminim. Diğer bakanların döneminde yapılanları ima ediyor olmalı. Peki İstanbul’u 12 yıldır kim yönetiyor? AKP’li Kadir “Abi”.

Sayın Özhaseki, Allah’ınızı severseniz şikâyet etmeyi, sürekli mağdur edebiyatı yapmayı bırakın. Ya o çirkinlikleri yapan “abi”lerinizden hesap sorun ya da söylenmeden işinizi yapın. Bakanlık koltuğu, şikâyet makamı değildir.

***

MHP, “Megri megri” olmasın diye...

genc-cokoprensler-tedirgin-ulker-patronuna-ne-yapacak-267266-1.

Tabanına neden “evet” demesi gerektiğini anlatmakta güçlük çeken MHP, 16 Nisan’a kadar top çevirmeye çalışıyor. Bu sırada memleketi ilgilendiren Kerkük gibi meselelere dair, suya tirit açıklamalar yapıp çekiliyorlar. Yalnız, MHP Genel Merkezi’nin sesi konumundaki Ortadoğu’nun dünkü manşeti hakikaten “manidar”dı. Bahçeli’nin sürmanşeti süslediği sayfada gazete, Kerkük meselesi manşete çekmişti: “Bu kalleşlik değil de nedir.”

Gazete, manşet spotunda “Barzani’ye bağımsızlık cüreti” kazandırdığı gerekçesiyle ABD’ye çatıyordu. Doğrudur, ABD güney komşularımızdan Kürtleri destekliyor, ardı ardına ittifaklar kuruyor. Yalnız hazır bu meseleyi gündeme getirmişken, aynı Barzani için İstanbul ve Ankara’da göndere çekilen Kürdistan bayraklarına yönelik bir sözü yok mu Ortadoğu’nun? Hayır bunlar da Barzani’ye “bağımsızlık cüreti” kazandırmıyor mu?

Hayır Ortadoğu soramıyorsa, MHP Genel Başkanı “evet” ortağı AKP’ye sorsa? Tamam AKP’nin mühim şahsiyetleri Ankara’da değil... Bari Binali Yıldırım’ın mitinglerinden önce sahneyi ısıtan ön grup kıvamındaki MHP il başkanları sorsa... Sonra, “megri megri” olmasın diye söylüyorum.. MHP’liler kızmasın, türkü Kürtçe. Türkçesiyle uyarmış olalım... Sonra “ağlama”sınlar...