Türkiye’de en büyük sorunu yaşayanlar gençler. Eğitim almak istiyorlar ama okullara verebilecek paraları yok. Okula bir şekilde kayıtlarını yaptırıyorlar, barınacak ev yok, yurt yok. Barınmayı çözüyorlar, sağlıklı beslenecek paraları yok. Beslenmeyi çözüyorlar, sosyalleşip, mutlu olacak, hayal kuracak rahatlıkları yok. Her şeyi çözüyorlar okullarında kaliteli eğitim verecek akademisyenleri yok. Kaliteli akademisyeni buluyorlar, öğrendiklerini uygulayabilecek, önlerini açacak okul yönetimleri yok!

Gördüğünüz gibi cümlelerin hepsi bir var bir yok! Aslında vardan çok daha fazla yok var. Türkiye genel olarak maalesef mutsuz, yorgun ve gelecekten ümitsiz. Gençlerin durumu çok daha vahim ve ülke geleceği açısından çok daha önemli. Onların gelecek kaygılarının acilen kaldırılması ve ümitlerinin yeşertilmesi ülke olarak birinci önceliğimiz olmalı. Peki bu nasıl olacak?

***

Devlet ve eğitim kurumlarının durumu belli. Sınırları belli. Yapılacak en önemli hareket özel şirketlerden gelmek zorunda. Tabii sorumluların da, bir zahmet bunun önüne taş koymak yerine, önünü açacak her türlü desteği vermesi gerekmekte. Nasıl mı?

Ülkemizde faaliyet gösteren yerli, yabancı şirketler ve sivil toplum kuruluşları birlikte hareket ederek, gençlerimizin geleceğe hazırlanmasında önemli rol oynayabilirler. Ben bile bireysel olarak her yıl ortalama 10-15 üniversiteye söyleşi için gidiyorum. Söyleşilerimizin büyük bir kısmı onların gelecek kaygılarını nasıl aşabileceği üzerine oluyor. Haklı olarak çok ama çok endişeliler. Endişelerinin sebeplerini yukarıda yazmıştım. Teknoloji, dijital dünya alanında onlara gelecekleri ile ilgili neler yapabileceklerini anlatmaya çalışıyorum. Hangi konularda kendilerini daha donanımlı hale getirmeliler, ilgileri olmasa bile bu alanlarda neler yapıldığını mutlaka takip etmeleri gerektiği gibi konulardan bahsediyorum. Artık her mesleğin bir dijital yansıması var. Bu tarafı ıskalarsan güneşli havada gölgesiz insana dönüyorsun. Söyleşilerimiz çok yoğun ve uzun sürüyor. Genelde salonda yaptığım konuşma ve soru-cevap, okul bahçesinde devam ediyor. Tek istedikleri iyi bir gelirle çalışabilecekleri iş alanları. Gelecek kaygısı duymadan insan gibi yaşamak.

Büyük şirketlerin 2023 yılında yapabilecekleri en güzel şey bu gençlere sahip çıkmak. Bildiğim kadarıyla bu aralar 2023 bütçelerini oluşturuyorlar. Zaten bunu yapmazlarsa ekonomik anlamda işin ucu yine kendilerine dokunacak. Ekonominin dönmesi için piyasada para dolaşması lazım. Bir tarafta olmazsa gerileme başlar, küçülme gelir ve son olarak yabancıysa ülkeden çıkar, yerliyse kapanmak zorunda kalır.

Özellikle üniversitelerde yapılacak büyük organizasyonlarla, onlara temas edecek yol bulunmak zorunda. Gençlerin sevdiği, güvendiği, örnek aldığı konuşmacılar, başarı öyküleri ile umutları yeşertilmeli, moralleri yükseltilmeli. Bunu bir defaya mahsus değil, sistematik bir şekilde sürdürmeliler. Belli bir coğrafya ile kısıtlı değil tüm Türkiye’yi kapsamalılar. Üniversitelerde aktif, sürdürülebilir olarak olmak projenin başarısını çok daha fazla arttıracaktır. Küçük yarışmalar ile onları motive etmek çok önemli. Yeni dünyada çalışacak iş modelleri geliştirilebilir. Projelere göre ekibe danışmanlık verecek uzmanlar ile nasıl başarılı olabilecekleri öğretilebilir. Dijital dünya sayesinde 7/24 aktif olabilecek bir sistem çok işe yarayacaktır. Üstelik bunun için baştan bir uygulama vs. hazırlanmasına bile gerek yok. Mevcut ve gençlerin zaman geçirmekten hoşlandığı alanlarda onların karşısına çıkabilmek yeterli.

***

Şimdi yine geldik aynı cümleye “e zaten bunlar yapılıyor” İşte bizim en büyük handikabımız bu maalesef. Yapılıyor ama yarım yamalak, kısa süreli, saman alevli yapılıyor. Şirketler yıllık raporlarına koyabilecek kadar bir şeyler yaparak geçiştiriyorlar. Masanın diğer tarafı da, aman başımıza iş çıkmasın, oldu mu oldu işte, üç kuruş üniversiteye de gelir çıktı diyerek işin kolayına kaçıyor.

Klasik bir laf edeyim, bu taşın altına elini, kolunu, kafasını sokacak babayiğit olması lazım. Hem ülke için hem kendi için büyük bir değer yaratmak, bulunduğu coğrafyaya gerçek anlamda katma değer katacak bir babayiğit. Bu modelin başarıya ulaşmama şansı yok. Üstelik bizim ülke gençlerimizin buna o kadar büyük bir iştahı var ki! Kimse yeni jenerasyona laf etmesin. Onlar inanılmaz zeki, farkındalığı yüksek ve enerjikler ki. Bunların olmadığı kesim aslında bu yakıştırmaları onlara yapanlar. Gelin bu konuda dev bir kalkınma çalışmasına başlayalım. Ben bu topa girmeye hazırım. Çevremde de bir sürü hazır insan var. Olmaz mı? Biz gerçekten istedikten sonra olur tabii ki!