Google Play Store
App Store
Nurcan Bilge Gökdemir

Nurcan Bilge Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net

“Yumuşamanın bize yansıması yok” diyen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, tasarruf kararının kasıtlı yaptırımlara dönüşmesine dair kaygılı olduğunu söyledi. Seçer, barınak için alan tahsis edilmediğini de belirtti.

Genelge kasıtlı yaptırıma dönüşebilir
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer BirGün’ün sorularını yanıtladı. (Fotoğraflar: BirGün)

Nurcan BİLGE GÖKDEMİR

İki dönem milletvekilliğinden sonra yerel siyasete geri dönen isimlerden Vahap Seçer. Seçer, 2014 yerel seçimlerinde MHP’den belediye başkanı seçilen daha sonra 2018 yılında İYİ Parti’ye katılan Burhanettin Kocamaz’dan 2019 seçimlerinde yüzde 45 oyla başkanlığı devraldı. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde ise 5 yıl önceki oyunu arttırarak yüzde 59.5 oy desteğiyle ikinci kez Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Seçer, 2019’a göre 2024 yerel seçimlerinde oylarını açık ara en çok arttıran başkan oldu.

İlk dönem Belediye Meclisi’nde CHP’nin çoğunluğu olmaması dolayısıyla hem merkezi hükümetin hem de yereldeki iktidar partilerinden seçilen meclis üyelerinin engellemeleriyle karşılaşan Seçer, şimdi hem halk desteği en fazla artan başkan olma, hem ikinci kez seçilme hem de Meclis’te çoğunluğu elde etmenin özgüveni içinde var olan projeleri sürdürme, yenilerini hayata geçirme konusunda tüm ekibiyle çalışıyor.

Seçer’le, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın yeni binasında yeni dönemi ve güncel sorunları konuştuk.

Seçer’in sorularımıza verdiği yanıtlar ana başlıkları ile şöyle:

HİZMETİN KARŞILIĞINI SANDIKTA ALDIK

Ben bu seçimlere mevcut belediye başkanı olarak gittim. Bu şu demektir, biz bu seçimlere beş yıl süreli bir hazırlanma süreci yaşadık. Beş yıl Mersin'e yaptığımız hizmetler aslında bir seçim kampanyası süreci idi. Ne kadar Mersin halkını memnun edici hizmetlerle buluşturursak o kadar çok sandıkta karşılığımızı alacağımızı biliyordum. Nitekim de böyle oldu.

2019’da yönetime geldik. O günün koşullarında kucağımızda bir mali tablo bulduk ve insan kaynağı...  Bu şartları iyileştirmek için bazı önlemler devreye aldık, kendi bakış açımıza, kendi yönetim anlayışımıza göre… Kendi dünya görüşümüz doğrultusunda bir yönetim anlayışıyla Mersin halkına seçim öncesi verdiğimiz sözleri bir bir yerine getirme gayreti içerisinde oldum.

YÜZDE 60’DA HERKESİN OYU VAR

Bizim burada temel ilkemiz CHP'li bir belediye başkanı olduğumu gururla söylüyorum elbette ama başkanlık hizmeti yaparken parti kimliğimizi vatandaşların gözüne sokmamaktı. Bize oy veren, vermeyen, bizim partiye gönül vermiş, vermemiş, mensubu ya da değil, herkesin belediye başkanı olalım, herkesi kucaklayalım, hizmet götürelim istedik. Bence en büyük projemiz buydu. Ve bu da gerçekleşti. Projelerimiz vatandaşta memnuniyet yarattı, bize sempatiyi, güveni arttırdı. Ve sonuçta hangi siyasi görüşten ya da etnik yapıdan, inanç grubundan olursa olsun herkes şunu söyledi: “ Oy veririm vermem ama bu belediyecilikten memnunum. Ben falanca partiliyim ama ben Başkan’a oy vereceğim. Ben ideolojik bir adamım, kendi partim dışında kimseye oy vermem gönlüme, vicdanıma göre bu Başkan iyi bir başkan ve iyi hizmet yapıyor.” Yani bize oy vermediyse bile bu süreçte hiç kimse anti propagandamızı yapmadı.

Milliyetçilerin de sosyal demokratların da DEM Parti’ye gönül verenlerin de oy verdiğini biliyoruz. Bize verilen yüzde 60’ın içinde AK Partililerin de liberallerin de oyu var.

İKTİDARIN ENGELLEMELERİ

Biz burada bir CHP iktidarının modellemesini yaptık, nasıl bir iktidar hedeflediğimizi yerelde gösterdik. Bunu muhalefet belediyesi olarak iktidardan yönelen güçlüklere rağmen yaptığımızı da belirtmek isterim. Özellikle 2023 seçimlerine kadar çok büyük güçler yaşadık. Özellikle büyük yatırımlarda dış finans kullanımıyla ilgili sıkıntılarla karşı karşıya kaldık. En başta gelen projelerimizden olan metro yapımı için dış finans onayı bekledik, uzun zaman. Nihayet 2023 Ağustos ayında nihayet Sayın Şimşek imzaladı. Şimdi ilişkiler açısından çok kötü noktadayız diyemem ama bu iyileşmenin mazisinin çok yeni olduğunu da söylemeliyim.  Bundan iktidarın engellerinin kalktığı sonucu da çıkartılmamalı, hala sığ sularda yüzdürülüyoruz. Çok basit konular, izinlerle ilgili sorunlarla karşı karşıyayız. Basit bir yer tahsisini Hazine yapmıyor,  sebze meyve hali için tahsis bekliyoruz, gelmiyor, hizmet aksıyor doğal olarak. Bunu yaparak aslında bu kente, kentin insanlarına zarar veriyor iktidar.

Bazı konularda yaşadığımız rahatlıklar da yine iktidardan kaynaklanmıyor, bazı uluslararası finans kurumlarının fonlarının kullanımı İller Bankası onayına bağlı değil, o nedenle bunları kullanabiliyoruz.

Yani Ankara’da konuşulan yumuşamanın bize somut yansıması yok. Biz mücadelemiz, kurduğumuz ilişkiler sonucu kaynak aktarımını sağladık. (Erdoğan’ın eli kolu bağlı belediye başkanı modeli) Bu bir gerçek.

TASARRUF GENELGESİ’NİN YANSIMALARI

2021 yılında da bir genelge yayımlandı biliyorsunuz. O genelgeden dolayı yaşadıklarımız hatırlarda. Ona benzer genelge var şimdi. Bununla ilgili özellikle yerelde zorunlu işlerimize ilişkin büyük sıkıntılar yaşayacağımızı biliyoruz.

Ancak şunu söyleyebilirim, biz beş yılı geride bırakmış bir belediyeyiz. Bu süre boyunca hiç israf yapmadık. Bundan sonra tasarruf yapılması bizim için çok geçerli değil. Biz zaten her kuruşun değerini biliyoruz. Ve beş yıllık süre içerisinde yoktan var edip bu hizmetleri yapıp yüzde 60’a yakın bir oy almışsak bu, benim dediklerimi teyit ediyor. Geride kalan beş yılda Belediye Meclisi’nde büyük güçlükler karşılaştık, borçlanma yapamadık. Mevcut yasal gelirlerimizi en akılcı şekilde israf etmeden, ziyan etmeden, akılcı projeler için kullandık. “Bundan sonra tasarruf etme” kavramı bize çok oturmuyor, biz zaten tasarruf yapıyorduk. Aslında hükümet bizim gibi işini yapan, mali disiplini sağlamış, israftan kaçınan belediyelerin dışında diğer bakanlıklarına, kamu kurumlarına baksın. Oralarda israf, şatafat diz boyu. Yeni kazandığımız belediyelerdeki borç yükünü herkes görüyor. Elbet her belediye borçlanır ama bunun bir ölçüsü vardır.

Bu tasarruf kararının kasıtlı yaptırımlara dönüşmesi kaygımız var.

SOKAK HAYVANLARI SORUNU

Bizim temel yaklaşımımız itlaf değil kısırlaştırma. Belki bu zamanınızı alacak ama bu konuya bütçe ayırmak zorundasınız, tüm aktörlerin katılımını sağlamak zorundasınız, hayvanseverlerle, STK’lerle, veteriner odalarıyla işbirliği yapmalısınız. Bir başına belediyelerin üstüne yüklenecek bir olay değil. Merkezi hükümet kaynak sağlamak, katkı vermek zorunda.

Ama iktidarın bu konudaki tutumunun ne olduğunu da biliyoruz. Ben Mersin ölçeğinde bakıyorum. Çok taze bir örnek anlatayım. Mut ilçemizden çok şikâyet geliyor, orada Orman Bakanlığı'nın terk edilmiş bir yeri var. Orman Bakanlığı'ndan orayı istedik bir barınak yapalım diye. Üç yıl önce yaptık bunu. Bize ret yazısı geldi. Şimdi Antep'e istediğini veriyorsun da niye Mersin'e vermiyorsun?

Zaten muhalefet belediyeleri bir hayli güçlük içindeler. Yani bu işi de bir reklamla o güne getirip ondan sonra da işe yine sizin üzerimize bırakacaklarsa bundan çok fazla sonuç alma imkanı olmayacaktır.

GÜNDEM KARARTMA

Bu konunun (Sokak hayvanları) gündem karartma için de kullanıldığını görüyoruz. Örneğin, müfredat değişikliği… En çok bakan değiştiren ve her bakanın da müfredat değiştirdiği bir bakanlık Milli Eğitim Bakanlığı…

Atatürk ilkeleri çerçevesinde bir Milli Eğitim Müfredatı hazırlamak değil amaçları, ülkeyi yöneten iktidarın kendi ideoloji anlayışı doğrultusunda bir müfredatı uygulamaya koyup topluma dayatma anlayışı var. Bu toplumla örtüşmüyor. Veliler ve çocuklar müfredattan memnun değil, Türkiye jenerasyonlar kaybediyor.

Çeyrek asırlık bir iktidarın Avrupa'nın on yıllar önce çözdüğü bir sorunu üstelik de iktidarlarının son günlerine geldiklerini düşünürsek sürekli gündemde sıcak tutma çabasının amacını görüyoruz. Sokak hayvanları sorunu ile de müfredat değişikliğini gölgelemek istediklerini düşünüyorum.

10 TL’YE YEMEK

Mersin, Adana ile birlikte gelir dağılımında makasın en açık olduğu iki ilden biri. Yoksulluk bu iki kentin temel sorunu. 48 mahalle mutfağında üç kap yemeği 10 TL’ye veriyoruz, 5 TL’ye ekmek satıyoruz, sabahları çorba dağıtıyoruz, tenceremiz paylaşım için kaynıyor.  Toplu taşıma öğrenciye 1 TL, LGS ve YKS kurslarında 7 bin 200 öğrenciyi eğittik. Okuma salonları açtık.

YOKSULLUKLA MÜCADELE

İki seçim arasında oylarının yüzde 15 oranında artmasında yoksullukla mücadele politikalarının büyük önemi olduğunu söylüyor, Vahap Seçer. Bu alandaki projelerin diğer birimlerle birlikte yürütücülerinden biri de belediyenin Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı. Gönüllülerin de katkısını alarak çalışmalarını yürüten bu birimin başında bir kadın bulunuyor. Daire Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, tüm ekibin mesai mefhumu tanımadan çalıştığını anlatıyor.

Dezavantajlı kesimlere öncelik vermenin temel ilkeleri olduğunu vurgulayan Hasoğlu, yoksul yurttaşların tüm sorunlarını çözme gayretlerini sürdürürken temel hareket noktalarının kadının ekonomik yönden güçlenmesi olduğunu anlattı. Bunun için de Mersin’in tüm mahallerde kurduğu üretici kadın stantlarıyla Mersin’in tüm belediyelere örnek olacak bir model geliştirdiğini söyledi.