Güle güle güzel insan!.. Merhaba anılar!..
İnsanların yaşamlarında bazen "tuh!" dedikleri anlar olur. Bir olayın yanlışlığı ya da hoşunuza gitmemiş olması sizi kahreder!.. "Tuh" dersiniz!.. "Keşke" dersiniz!.. Ama, faydası yoktur, geçmiş gitmiştir!.. Çok üzülürsünüz!..
Dün, benim içinde böyle oldu!.. Yaşamımdaki ikinci kara gündü!..
Feleğe lanet okuduğum,kaderime küstüğüm gündü dün!..
Tanıdığıma, beraber çalıştığıma.dostluğu-nu kazandığıma pişman olduğum bir insanı kaybettim!..
Keşke, dedim kendi kendime. Keşke, 14 yıl önce O'nu tanımasaydım.
Hadiye Nugay'a kızdım. Keşke, onu bana tanıştırmasaydın!..
"Tuh, bu kadar sevmeseydik." diye yakındım eşim Serap'aL
Ama, faydası yok ölüme kahrın!.. Danışıla-cak.konuşulacak bir dost daha gitti!..
Serçin Baykal'ı kaybettik!.. O geri dönmeyecek bir yolculuğa çıktı!.. Bize anılarını, güler yüzünü bırakarak!.. Bize "umudu.bize yaşama sevincini" anlatarak bu dünyayı terk etti!..
Serçin herkese, sevmesini, insana saygı duymasını öğretti!.. Ardından bakanlara, "sevilmenin ne büyük hazine" olduğunu gösterdi!..
Dün.Kocatepe caminde toplanan o vakur kalabalık çok üzüntülüydü. Ama, bir o kadar da mutluydular!.. Yüzlerindeki gülümseme farklı bir "gururun" dışa vurumuydu. Çünkü orada bulunanlar, "Serçin Baykal'ın" dostu olma "şansını" yakalamışlardı!.. Dostları,Kar siyaka kabristanında Serçin'i uğurlarken bile, "güle güle" yerine, onu hep yaşatacak anılarına, "merhaba" diyorlardı!.. •••
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu öğretim üyesi iken tanıştığım Serçin Baykal'la, uzun yıllar çalışma fırsatı buldum. Çalışkan, araştıran ve üreten bir yapıya sahipti. İnsanlarla barışık, birikimli, deneyimli bir diplomattı. Dili kullanmaktaki ustalığı, herkesi hayran bırakıyordu.
Özgür düşünen ve düşüncesini bilgi ile donatan,kendini iyi ifade edebilen bir bilim kadını olarak girdiği her ortamda sivriliyordu...
4 yılı aşkın bir süre, Hamburg Kültür Ataşesi olarak ülkemize hizmet etti.
Baykal,i992 yılı sonrasında "gerilen" Tür-kiye-Almanya ilişkilerinde, kültür ve sanat faaliyetleri ile yeni bir dönem başlattı. Hamburg müzelerinde Türkiye'yi tanıtan "etkili" performanslar düzenledi.
Almanya'da çok sağlam dostluklar kurdu.Sanat ve edebiyat çevresinde edindiği olumlu ilişkiler sayesinde, Türkiye'nin AB'ye girme çalışmalarında önemli kapılar açtı.
Türkiye'yi "doğru anlatma" konusunda başarılar sağladı.
Tabii sonunda demokrat ve başarılı olan her bürokrat gibi "takdir" yerine "tekdir" aldı. Türkiye'ye çağrıldı ve uzman olarak görevlendirildi.
Serçin, yaşadıklarına çok üzüldü.Ama görevini aksatmadı...
Bu arada, o "melun" hastalığa yakalandı. Yılmadı. Hastalığı kabul etti. Ama, "yaşama daha da bağlandı." Hastalığı yenmeyi aklına koymuştu!..
Daha çok çalıştı. Daha çok üretti. Daha çok dolaştıLDolu dolu yaşadı..
Emekli olduktan sonra hayatında yeni bir sayfa açtı. Siyasete atıldı.
Beraber kurduğumuz partide çok keyifli ve yararlı çalışmalar yaptı. Siyasete yeni bir soluk getirdi.Sosyal Demokrasi'nin ve kadrolarının aymazlıklarını yeni bir yorumla düzeltme çabası gösterdi.Özellikle.hazırladığı bilimsel bir çalışma olan "toplumsal barış" raporunun, ülkemiz geleceği için önemli bir belge olarak tarihe geçeceğini umuyorum.
Serçin,8 yıl sızlanmadan,kızmadan kanserle mücadele etti. Eşi Egemen'in sevgisi,bakımı ve desteği ile "düne" geldi. Ama.dün gücü tü-kendi.Yüzünde her zamanki gülümsemesiyle gözlerini kapadı, uyudu kaldı!..
Egemen'in öpücükleri bu sefer uyandıra-madı!.. Egemen çok üzüldü!..
Egemen Baykal.bulunmaz bir eş!.. Erkeklerin de kadınlar kadar, eşlerine bakabileceklerini bizlere gösteren, muhteşem bir örnek!..
Serçin ve Egemen Baykal çiftinin yaşamı bize, "aşkın varlığı, vefanın olduğu ve saygının doruğa çıktığı bir yerde, yaşama sevincinin ihtişamını" gösterdi!.
Onlara şükran borçluyuz!..
Merhaba güzel anılar!..Güle güle Serçin!..Seni hiç unutmayacağız...