Google Play Store
App Store

BirGün Pazar’ın sorularını yanıtlayan Güray Öz "Türkiye’yi anlatacaksanız, nerede, nasıl, hangi formda anlatırsanız anlatın Gezi’den söz etmeden başaramazsınız" diyor.

Güray Öz: Gezi anlatılmadan bir şey anlatılamaz

Y. Emre Ceren

Gazeteci, yazar ve şair Güray Öz’ün yeni kitabı Karanlıkta Gökkuşağı Telgrafhane Yayınları etiketiyle yayımlandı. Kitapta Gezi anlatısı ve Gezi’ye saygı duruşu söz konusu.

Bunun dışında çok uzun yıllardır süregelen işkence, gözaltı, tutuklama döngüsü ise kitabın ana konularından birisi.

Biz de bu hafta kitabın yazarı Güray Öz ile kitabı ve yazarlığı üzerine söyleştik.

Romanınızda ’68’liler, ’77’liler, Gezi kuşağı iç içe anlatılıyor sanki. Tarih sıkışması gibi bir şey. Yine de bugünlerin hikâyesi ağır basıyor. İşkenceciler, sokak ortasında kaçırılanlar ’70’lerde, ’80’lerde sık sık yaşandı şimdi de yaşanıyor. Nermi ve arkadaşlarının macerası 19 Mart sonrası gözaltı-hapishane-tekrar gözaltı arasında gidip gelen bugünün gençlerini anlatıyor diyebilir miyiz? 

Marcel Proust’un bir cümlesini sık sık yineliyorum. Kayıp Zamanın İzinde / Yakalanan Zaman’da şöyle der Proust: “...insanlar yıllara dalmış devler misali, yaşamış oldukları sayısız günden oluşan, birbirinden uzak dönemlerin hepsine birden aynı anda değerler.” Üçlünün ilk romanı Kuşların Kanat Sesleri’ni Silivri Kapalı’da yazdım. Karanlıkta Gökkuşağı’nın ilk taslağı da orada şekillendi. Şimdi üçlünün son kitabı Gecenin Kuyusu’ndayı çalışıyorum. Sosyalist dünyanın ağır yenilgisinin tüm yükünü omuzlarının üstünde hisseden Hikmet birinci kitabın kahramanıdır. Öldü. İntihar ettiği söylense de aslında intihar etmemişti, bir durumu belgelemişti yalnızca. Sosyalist dünyanın yenilgisi ile bağlı olarak bu kuşağın çaresizliğini, çıkışsızlığını anlatmak istemiştim. Karanlıkta Gökkuşağı ile ayağa kalkmayı deneyenleri anlatmaya çalıştım. Onların çocuklarının hızla büyüyen küçük Hikmet’in hikayesini de Gecenin Kuyusu’nda anlatmayı deneyeceğim.

Romanda Gezi ve Geziciler de önemli bir yer tutuyor.  

Türkiye’yi anlatacaksanız, nerede, nasıl, hangi formda anlatırsanız anlatın Gezi’den söz etmeden başaramazsınız. Gezi büyük bir itirazdır. 19 Mart’tan sonraki gelişmeler Gezi’nin aşıldığını, siyasetle daha etkin bir şekilde yinelendiğini görebiliyoruz. Kısaca Gezi’yi anlatmadan tarihin nasıl oluştuğunu ve bundan sonra nasıl gelişeceğini yazamaz, anlatamazsınız.

Romanınızın adı ile sanki olmayacak bir durumu anlatıyorsunuz. Karanlıkta gökkuşağı olmaz. Çünkü gökkuşağı var olabilmek için güneşin ışığına muhtaçtır. Neden böyle bir imkânsızlığı, bir paradoksu ad olarak seçtiniz.  

Aslında bir paradokstan değil, bir çelişkiden söz etmeye çalıştım. Paradokslarla yaşayabiliriz, onları kabul eder ve geçeriz. Ama çelişkiler öyle değildir. Onlar çözülmek durumundadır. Türkiye şimdi böyle bir çelişkinin sıkıntısını yaşıyor, çözemezsek gerileyeceğiz. Yaşadığımız çelişki daha da katmerlenecek ve sıkıntı büyüyecek.

Romanda birbirinden farklı iki karakter dikkat çekiyor; Zebani ile Yusuf. İkisinin de cinayetle ilişkili olduklarını seziyoruz. Ama katil kim bilmiyoruz. Mezarlığı ziyaret eden iki kişiden işkenceci olanı, yani Zebani kendini gizlemiyor, zavallı bir hali var. Yusuf ise kendini Bünyamin olarak yazdırıyor ziyaretçi defterine. Yusuf efsanede hem kurbandır hem de firavunun uşağı. Bünyamin ise Yusuf’u kuyuya atan kardeşlerin yufka yüreklisi. Katil kim?  

Karanlıkta Gökkuşağı’nda katilin kim olduğunu bilemeyeceğiz. Okurlar kendi sezgileriyle katilin peşine düşecekler. Gecenin Kuyusu katili arayan Hikmet’in hikâyesi olacak. Katil kim ben de bilmiyorum. Ama bulacağım. Bir dedektif gibi peşine düşeceğim katilin. Aslında hepimiz katilin kim olduğunu biliyoruz. Her gün önümüzden geçip gidiyor. Sırıtarak yüzümüze bakabiliyor, dalga geçiyor bizimle. Kimdir, neyin nesidir biliyoruz ama bilmek yetmez, kanıtlamak ve halkın önüne çıkarmak gerekir.

Üçlemenin üçüncü kitabından Gecenin Kuyusu’ndan söz ettiniz. Siz şairsiniz, yeni bir kitap var mı, roman dışında? 

Evet, denemelerimi kitaplaştırmak gibi bir hevesim var, belki heves olmaktan çıkarabilirim. Dördüncü şiir kitabımı da bu yaz bitmeden okurlara ulaştırmaya çalışacağım. Bakarsınız katil orada gizleniyordur.