Google Play Store
App Store

Daha bir ay olmadı, İzmir Selçuk’ta, hurdacıdan para almaya giden annenin evde bırakmak zorunda kaldığı beş çocuk, yaşadıkları barakada çıkan yangında öldü. Bu acı olay münferit miydi? Maalesef değildi. İnternette kısa bir araştırma yapın, Iğdır'dan, Aydın’a benzer haberler çıkar karşınıza. Selçuk’tan gelen can acıtıcı haberden sonra yazdığım 17 Kasım tarihli yazımda sormuştum: Çocukların bakım emeği neden annenin omuzlarında? Neden kreş desteği verilmemiş? Yoksa “Kreş eken, huzurevi biçer” diyen partili Cumhurbaşkanı kızar mı?

Bakın işte partili Cumhurbaşkanı kızmış! Nereden mi anladık? Sekretaryasını yapanların belediyelere gönderdiği yazıdan. 18 Kasım'da Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan belediyelere yazılı uyarı geldi. Bakanlık, Millî Eğitim Bakanlığı’na “Belediyelere ait kreşleri kapat!” diyor. Gerekçesi ise, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı. İnsanı bi’ gülme alıyor. AKP’nin aklına AYM gelmiş. İşine gelince AYM ve verdiği bir karar aklına gelen AKP’li Cumhurbaşkanı, yüksek mahkemenin kararlarını hazmetmiş demek ki. Bu da demek ki, tez zamanda talimatını verecek, Can Atalay’ı tahliye ettirecek! E, AYM, Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir, derhal tahliye dedi ya. Kreşe gelince dikkate alınıyor da bir vekile gelince dikkate alınmıyor mu? Yok, yapmaz öyle hukukun üstünlüğü ilkesine sımsıkı bağlı olan Türkiye yüzyılının kapısını açan AKP.

***

Kreşe dönelim ama dönmeden evvel aklıma gelen bir soru var: AKP’nin esas gayesi nedir acaba? Kadın düşmanlığı mı, LGBTİ+ düşmanlığı mı, çocuk düşmanlığı mı, hadi yormayalım birbirimizi, genel olarak insanlık düşmanlığı mı? Bu da benim için gizemli bir durum.

Kreş o kadar önemli ki... Mesela gidecekleri bir kreş olsaydı Selçuk’taki o barakada çıkan yangında ölen çocuklar bugün yaşıyor olacaktı. Daha ötesi var mı? Çocukların yaşam hakları ellerinden alındı. 3Y ile mücadele edeceğiz diye iktidara gelen AKP’nin iktidarında o çocuklar öldü. O 3Y ile, yani yoksulluk, yolsuzluk, yasaklarla mücadelede çok başarılı olduğunu iddia eden AKP Türkiye’sinde tablo buysa, başarısız olduğu tabloyu artık siz düşünün.

650 kreşi kapatmaktan bahsediyorlar. Binlerce aile ve çocuk umurlarında değil. O kreşlerde çalışanlar da umurlarında değil. Hatta çocuklarını o belediyelerin kreşlerine gönderen kendi tabanından aileler ve onların çocukları da umurlarında değil. Sahi, belediyelerin kreş açması AKP’yi neden bu kadar rahatsız etti? Belediyelere “Kreşleri kapatın” yazısını gönderen kim? İBB adaylığındaki seçim vaadi “Gece ve hafta sonu çalışan annelerimiz için müjdemizi veriyorum. Her mahalleye çocuklarımız için kreş hizmeti götüreceğiz. Emekçilerimiz için 7/24 nöbetçi kreş hizmeti veriyoruz” olan ama laflarını kimsenin yutmadığı şu anki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum. Demek ki AKP bu hizmetin gerekli olduğunu idrak etmiş ki seçim vaadi olarak ortaya koymuş.

Peki, bu aşamadaki bir kötülüğü sadece CHP’li belediyeleri engellemek gibi siyasi gerekçelerle açıklamak mümkün mü? Yoksa derinlerde bir yerde bambaşka bir düşmanlık ya da sorun mu var? Zira tasarruf tedbirlerine ilk olarak çocukların servislerinden ve okulların temizliğinden başlayan, içinde bulunduğumuz derin yoksullukta öğrencilere bir öğün yemek vermeyenlerin işine akıl erdirmek kolay değil.

Belediyeler, hangi siyasi partiden seçildiğinin hiçbir önemi olmadan, o sınırların içinde yaşayanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan halka en yakın kamu tüzel kişisi değil mi? Belediyelerin ücretsiz veya uygun ücretli kreş açması zaten olması gerekendir.
Bir işyerinde 150’den fazla kadın çalışan bulunması halinde kreş hizmeti vermesi de olması gerekendir, yasa emridir. Ama AKP iktidarı sermayeyi bu konuda hiç zorlamamıştır, maazallah kârları azalır, konu bile etmemiştir. Kaldı ki AKP hükümetinin kamusal kreşleri de olmamıştır. Çünkü kreş kadınların çalışma hakkını, yaşama katılma hakkını doğrudan ilgilendiriyor. Kadını hayattan koparmak isteyen bir siyasal İslamcı da elbette uygun ücretli belediye kreşlerine karşı olacak. Bir de gerekçe olarak AYM kararını öne sürecek.

***

Okuma yazma bilmeyen çocuklara Kuranı Kerim harfleri öğretilen, sure ve dualar ezberletilen, çocuklara şeriat eğitimi verilen tarikatların sahibi olduğu sıbyan mektepleri yasaya aykırı demeyen, bilakis koruyan ve onlara alan açan AKP’nin aklına AYM geldi. Aziz Nesin’in Zübük romanın kahramanı Zübükzâde İbraam Bey bile bu kadar cingözlüğü öngöremezdi.