11 yaşındaki A.K’nin, hâkimlik görevini sürdüren babası Ş.K. tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığını gösteren 6 rapora rağmen dosya, Adalet Bakanlığı’nın eli ile kapatıldı. Bakanlık, Maraş’ta gerçekleşen, ancak babanın görev yeri olduğu için Adana’da görülen mahkemeye yazı yolladı ve ‘nitelikli istismar suçunu’ kapattı.

JET İNCELEME

Adana 3. Sulh Ceza Hâkimliği, 10 Aralık 2020 tarihinde, kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş, anne tarafından, CİMER yolu ile karara itiraz edilmişti. Bakanlık, onca dosyanın arasında jet bir inceleme yaptı ve 4 ay içerinde, Adana Savcılığı’na görüşünü tebliğ etti.

“AYNI ŞEYLERİ YAPACAK”

Kamuoyu, 11 yaşındaki çocuğu, babası tarafından polis zoru ile götürülmeye çalışıldığı görüntüler ile tanıdı. A.K, annesi ile Maraş’ta yaşarken, velayeti Adana’da idari hâkim olan babasına verildi. Babasının onu almaması için “Ne olur bırakın, balkondan atlarım!” diye yalvarıyor, “Beni alırsa aynı şeyleri yapacak” diye feryat ediyordu.

NEDEN VELAYETİ İSTEDİ?

Anne ile baba boşanmıştı. Cinsel istismar olayı, çocuk 6 yaşındayken Maraş’ta gerçekleşmiş, baba Ş.K, oğlunun biraz büyüyüp, yaşadıklarını anlatmaya başlamasıyla, daha önce hiç ilgilenmediği velayet peşine düşmüştü.

A.K. öyle şeyler anlattı ki; uzmanlar bu ifadelerin bir çocuk tarafından yaşanmadan ortaya çıkamayacağı yönünde görüş belirtti. İstismar anındaki, her detayı anımsıyor hatta o sırada hangi çizgi filmi izlediğini bile söylüyordu. İstismar, bir süre sistematik olarak sürdü. Baba onu ölümle de tehdit etti.

“BAŞKA ÇOCUKLAR DA VAR!”

Anne Aynur Erzengin’i boşanmaya götüren nedenler de zaten erken yaştaki istismardı: “Bebekken dudaklarını tahriş edene kadar emiyordu. Maraş dar çevre, boşanmak ayıp ama dayanma sınırım bitti.” Baba, başkasıyla evlendi, çocuk sahibi oldu. Anne oğlunu korkarak ona yolluyordu. Ş.K’nin başka çocukları da istismara maruz bıraktığı iddiaları vardı.

Olay A.K’nin, yaşadıklarını önce rehberlik öğretmenine itiraf etmesi ile ortaya çıktı. Anneyi çağırıp, “Oğlunuz hiç iyi şeyler anlatmıyor” denildi. Maraş Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından verilen raporlar da dahil, istismarı belgeleyen toplam 6 rapor var.

“SEVGİ BU MU?” DİYE SORDU

ÇİM raporunda çocuk, “Bu sevgi olabilir mi?” diye soruyor. Mahkeme, raporları dikkate almadı. Psikologları dinlemeyi reddetti. Baba, Ergezgin için, “Akıl sağlığı bozuk” diyor: “Çocuğu benden soğutmak için iftira atıyorlar, bunlar çocuğu da etkiliyor.” Tazminat davaları açtı. Annenin ilaç kullandığına dair raporları mahkemeye delil olarak sundu.

Oysa anne, yaşadığı travmalar nedeni ile ilaç kullandığını inkâr etmiyor. Defalarca “Akıl sağlığından yoksundur” raporu verilmek istendi. Hiçbirinde başarı sağlanamadı. Aynur Erzengin, hâlâ Maraş’ta saygın bir aile hekimi olarak çalışıyor. Hukuksal ve toplumsal olarak, bu durumlarda annenin yalan söylediği vaka ve emsal dosya neredeyse hiç yok.

Bir annenin ‘koşullar ne olursa olsun’ çocuğunun geleceğini karartmaya yönelik böyle adımlar atması hayatın normal akışına aykırı! Tıbbi vakalar açısından da önemli bir değerlendirme var: “Çocuk masum, yetişkinlere ilişkin bilgilerden yoksun. Yaşamadan ‘hassas ayrıntılar’ ile kurgulayamaz, her seferinde bütünlüğü bozmadan anlatamaz.”

Raporları hiçe sayıp, annenin akıl sağlığından yoksun olduğunu varsayalım. Teyze, anneanne ve dayının, erken yaştaki istismar ve başka çocuklara dair taciz iddiaları ne olacak? Buna da ailenin organize hareketi diyelim! Peki ya Ş.K’nin şimdiki eşinin sosyal medyada yazdıkları!

A.K, babasının yanına her gittiğinde Ş.K’nin şimdiki eşi S.K, çocuğun o evde kaldığı süre içerisinde Facebook hesabından, çocuk istismarına ilişkin bilgiler paylaştı. Bunlar da Bakanlık eliyle, tebligat ile kapatılan dosyada mevcut. Tebligatta, İçişleri Bakanı Yardımcısı Zekeriya Birkan’ın imzası bulunuyor.

VEKİLLER KAÇTI?

Anne Aynur Ergezgin, çocuğun velayeti babaya verildikten sonra Meclis’e gitti. İmzası olan ‘o bakan yardımcısı’ ile görüştü. İddiası vahim: “Yanımızda AKP İstanbul Vekili Tülay Kaynarca ve Maraş Vekili Habibe Öcal da vardı. Zekeriya Birkan, ‘Gönder çocuğu ölmez’ dedi. 2 vekil de sustu ve dışarıya çıktı.”

Aslında gelinen aşamada çelişkili bir durum da var. Velayet babaya verildi ama 2’nci kez tedbir kararı konulup, çocuğu alma süresi uzatıldı. Adana’da İdari Hâkim olan baba, bir tarikat üyesi. Önceden Süleymancılardandı, şimdi yargıdaki Hakyol Grubu içinde.

SEBEBİ NE?

Sürecin muhatabı Adalet Bakanlığı, Bakan yardımcısı ve AKP’li vekiller. Sormak lazım. Bu iddialar gerçekse sebebi, yozlaştırdığınız Türkiye’de korumaya çalıştığınız ‘kutsal aile’ kavramı mı? Yoksa hukuk sistemi içinde boyun eğmek durumunda kaldığınız dinci yapılar mı?