‘Hâkim rüşvetle katili kurtardı’ iddiası
Hatay’da savcıya rüşvet teklif ettiği iddia edilen Hâkim Mehmet Mustafa Ş.’nin, bir cinayet davasının 2’nci celsesinde katili tahliye ettiği ortaya çıktı. Hâkim’in bu tahliye için 1,5 milyon TL rüşvet aldığı iddia edilirken katil kayıplara karıştı. Heyetteki iki üye hâkim ise dosyalara bakmadan karara imza attıklarını itiraf etti.

Hatay Adliyesi’nde Hâkim Mehmet Mustafa Ş.’nin, Savcı Abdussamed B.’ye ‘change’ işi yapan çetenin el konulan TIR’larını bırakması için rüşvet teklif ettiği öne sürülmüştü. Bu şikâyetten sonra eski dosyalar açıldı. Yargıda kirli çamaşırların ortalığa saçıldığı bir süreç başlamıştı. Suçlamalar kadar yargının işleyişine dair anlatılanlar vahimdi. Savcılar, mahkeme heyetindeki hâkimler, dosyalara bakmadan kararlara, taleplere imza attıklarını itiraf ediyordu. Bir cinayet dosyasında verilen tahliye kararı yıllar sonra gündeme gelecekti.
Hâkimin kendisine rüşvet teklif ettiğini öne sürerek şikayetçi olan Hatay Cumhuriyet Savcısı Abdussamed B., 5 Temmuz 2023 günü Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başmüfettişliğine müracaat etti. Açığa alınan Hâkim Mehmet Mustafa Ş. hakkında yeni bilgiler edindiğini söyledi. Abdussamed B., 2021 yılında Hatay Kırıkhan’da cinayet işleyen bir kişinin Hâkim Mehmet Mustafa Ş. tarafından 2’nci celsede tahliye edildiğini anlattı.
Hâkimin tahliyeye itiraz kararını inceleyecek Hatay 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanıyla görüştüğünü ve tutuklama kararı verilmemesini istediğini öne sürdü. Hâkimin bu karar için rüşvet aldığını iddia etti.
CİNAYETİN GÖRÜNTÜLERİ VAR
Bu cinayet Hatay Kırıkhan’da 26 Mart 2021 günü işlenmişti. Veysel Karakoç, aralarında husumet olan Mustafa Zambak ile kavga etmişti. Silah çeken Veysel Karakoç ateş açmış ve beş kurşun isabet eden Mustafa Zambak ölmüştü. Olay güvenlik kameralarınca kaydedilmişti. Bu kayıtlara göre; kavgayı Veysel Karakoç başlatmıştı. Mustafa Zambak’ın da silahı vardı ancak hiç ateşlememişti. Olay yerinde de sadece Veysel Karakoç’un silahından çıkan kovanlar ve mermi çekirdekleri bulunmuştu. Tutuklanan katil ilk ifadesinde cinayeti itiraf etmişti. Yani tüm delillerin gözler önünde olduğu bir cinayet davasıydı.

OYBİRLİĞİYLE TAHLİYE
Ancak Kırıkhan Ağır Ceza Mahkemesi, cinayetten sadece 7 ay sonra 20 Ekim 2021’de görülen 2’nci duruşmada sanık Veysel Karakoç’u oy birliğiyle tahliye etti. Bir cinayet davasında bu kadar kısa sürede tahliye kararı verilmesi şaşkınlık yaratmıştı ve mahkemenin başkanı, aynı zamanda Kırıkhan Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı olan Mehmet Mustafa Ş.’ydi. Heyetin diğer üyeleri Hâkim Yazgül K. ve Hâkim Nurseli Özalp U. da tahliye yönünde oy kullanmıştı.
Hâkim Mehmet Mustafa Ş. hakkında başlatılan soruşturmada öldürülen Mustafa Zambak’ın yakınlarının tanık olarak ifadesi alındı. Ağabeyi Yusuf Zambak, “Cinayetten sonra bizi barıştırmaya çalışan kirvem, henüz dava başlamamışken katil Veysel Karakoç’un ikinci celse tahliye olacağını söyledi. Bunun için rüşvet verdiklerini anlattı. Sanığın avukatı Vedat A.’nın bu işi ayarladığı söyleniyordu. Ben bunu avukatıma söyledim, avukatım böyle bir şey olamayacağını anlattı” dedi.
KATİLİN AİLESİ: ÇIKARTTIK
Avukat Berat A., tanık olarak alınan ifadesinde bu sözleri doğruladı. Şöyle konuştu: “Sanığın eylemi sabitti. Kamera görüntüleri dahi vardı. Dosya çok açık ve net olduğu için gönül rahatlığıyla kabul ettim. Sanığın hükümden önce tahliye edileceği yönünde duyumlar almaya başladım. Ölen kişinin ailesi de katilin 2’nci celsede tahliye edileceğini söylüyordu. Ben bunun mümkün olmadığını, dosyanın çok net olduğunu söyleyerek önemsemedim. 2’nci celsede sanık tutuksuz yargılanmak üzere oybirliğiyle serbest bırakılınca şok oldum. Kararın oybirliği ile çıkmasını heyetteki kıdemsiz iki üyenin Başkan Mehmet Mustafa Ş.’nin tesirinde kalmasına bağladım. Tahliye kararından sonra adliye bahçesindeyken sanığın kardeşi bana ‘Ne oldu lan avukat, hani müebbet yatıracaktınız, nasıl çıkarttık?’ dedi.”
Berat A., sanığın tekrar tutuklanması için üç avukat olarak sürekli başvuru yaptıklarını ama taleplerinin hep reddedildiğini anlattı. Savcıyken hakkında FETÖ soruşturması başlatılınca istifa eden ve avukatlık yapmaya başlayan Muhammet Bestami K.’nin, Hâkim Mehmet Mustafa Ş. tarafından makamına çağırıldığını söyleyen Avukat Berat A. “Avukat Muhammet Bestami K. bu görüşmeden sonra davadan çekildi. Hâkim’in onu FETÖ ile irtibatlı olduğu yönünde tehdit ile dosyayı bırakmak zorunda bıraktığını düşünüyorum” dedi.
HÂKİM AVUKATI TEHDİT ETTİ
Tanık olarak ifadesi alınan Muhammet Bestami K. ise hâkim tarafından çağırıldığını anlatarak şöyle konuştu: “Sanık yakınlarının CİMER’e FETÖ üyesi olduğum yönünde başvuru yaptığını söyledi. Bu evrakı dosyaya koymayacağını anlattı. Dosyaya fazla asılmamam konusunda beni ikna etmeye çalıştı. Tarafsız olmadığını, sanık lehine dosyada karar vereceğini hissettim. 6’ncı duruşmada reddi hâkim talebinde bulunduk ama kabul edilmedi. Daha sonra bu dosya nedeni ile tarafıma ve aileme zarar gelir korkusuyla dosyadan çekildim.” Hâkim Mehmet Mustafa Ş. hakkında soruşturmada dinlenen bazı tanıklar, cinayet sanığı Veysel Karakoç’un ailesinin bir apartman ve çok sayıda hayvan sattığını, buradan aldıkları 1,5 milyon TL’yi hâkime rüşvet olarak verdiklerini iddia etti. Soruşturmada bu iddiayı doğrulayan önemli bir delile ulaşıldı.
APARTMAN SATIŞINA YARDIM
Apartman satışı sırasında Kırıkhan Tapu Müdürlüğü, Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir yazı göndermiş ve sanığın tutuklu olup olmadığını sormuştu. Yazının muhatabı olmayan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Mustafa Ş. 18 dakika içinde sanığın tutuklu olduğuna dair yazıyı Tapu Müdürlüğü’ne göndermişti. Yani Hâkim’in, kendisine rüşvet parasını toplayan sanık yakınlarının apartman satış işlemlerine bile yardım ettiği anlaşılıyordu.
Soruşturmada ifadesi alınan Kırıkhan Adliyesi’nde o dönem görev yapmış, başsavcı, savcı ve hâkimlerin hepsi bu davadaki tahliye kararına çok şaşırdıklarını anlattı. Bu karardan sonra ilçede rüşvet iddialarının yayıldığını ve adliyenin itibarının yara aldığını ifade ettiler.
‘DOSYAYI BİLMİYORDUK’
Ancak Mahkeme Başkanı Mehmet Mustafa Ş. bu kararı tek başına vermemişti. Mahkemenin üyesi Yazgül K. ve Nurseli Özalp U. tahliye yönünde oy kullanmış ve karar oybirliğiyle alınmıştı. Yargının içler acısı halini ortaya koyan ifadeler bu bölümden sonra başlıyor.
Hâkim hakkındaki soruşturmada ifade veren Nurseli Özalp U., 2019 yılında Kırıkhan Adliyesi’nde görevlendirildiğini ve ilk görev yeri olduğunu söyledi. Anlattıkları heyetteki hâkimlerin dosyayı bile bilmeden duruşmaya girdiklerini ve insanlar hakkında karar verdiklerini ortaya koyuyordu: “Cinayet sanığının tahliyesi tamamen Mahkeme Başkanı Mehmet Mustafa Ş.’nin emrivakisi ve oldubittiye getirmesi üzerine oldu. Hatta Başkan Bey ara kararı açıklayarak ‘Oybirliğiyle sanığın tahliyesine’ deyince duruşma kâtibi Alperen arkasını dönüp bana baktı. Ben de ellerimi iki yana açarak ‘Haberim yok’ tarzında bir tavır sergiledim. Duruşma bitince diğer üye hâkimimizle Başkan Bey’e ‘Kasten öldürme suçunda ikinci celse tahliye olur mu?’ tarzında sorunca kendisi bize sanığın eyleminin meşru müdafaa kapsamında kaldığını söyledi. Dosyayı kendisinin iyi incelediğini söyledi. Biz de bunun üzerine dosyayı incelemediğimiz için sesimizi çıkaramadık. Ben daha sonra dosyayı, olayın görüntü kayıtlarını inceleyince durumun Başkan’ın anlattığı gibi olmadığını, ilk eylemin maktulden değil sanıktan geldiğini gördüm. Sanığın tutuklanması gerektiğini Başkan’a söyledim ama kabul etmedi. Başkan Bey, önemli dosyaları alır evine götürür. Bizim dosyayı görmemize bile müsaade etmezdi.”
‘OYBİRLİĞİ’ DEDİ, ŞAŞIRDIK
Mahkemenin diğer üyesi Yazgül K. de ifadesinde 2019 yılında Kırıkhan Adliyesi’nde göreve başladığını anlattı. Dosyaları hiç okumadan, bilmeden duruşmalara girdiklerini şöyle itiraf etti: “Başkan Bey, önemli gördüğü dosyaları evine götürüyordu. Bizim yani benim ve diğer üye hâkimin incelemesine fırsat vermiyordu. Bu cinayet davasında ‘Oybirliğiyle tahliye kararı verildiğini’ söylediğinde biz şaşırdık. Başkan Bey kararlarda bizimle müzakere etmeyi bırakın görüşlerimizi söylememize dahi müsaade etmiyordu.” Adalet sisteminin yetersizliğini ortaya koyan bir durum daha var. Hâkim Mehmet Mustafa Ş.’nin izinli olduğu dönemlerde bu mahkemeye başka hâkimler başkanlık yaptı ve cinayet davasının duruşmalarında tutuklama kararı çıkmadı. Hatta sanığın duruşmalara katılmasına gerek olmadığı yönünde karar alındı.
Bu konu sorulduğunda üye hâkime Nurseli Özalp U. şu yanıtı verdi: “Bu heyetler geçici olarak oluşturuluyor. Başkan Bey bizi sanığın tutuklanmaması için uyarmıştı. Biz Başkan Bey ile kötü olmayalım, kendisinden bize bir zarar gelmesin diyerek tutuklama yönünde karar vermedik. Hatta davacı tarafın bu yöndeki talebini reddettik. Davanın duruşmaları çok stresli ve gergin geçiyordu.”
Cinayet davasında duruşma savcısı olan Süleyman Ç. ise tanık olarak alınan ifadesinde 6’ncı celsede sanığın tutuklanması yönünde mütalaa verdiğini anlattı. Bu duruşmada davacı avukatı, reddi hâkim talebinde bulunmuş ve Hâkim Mehmet Mustafa Ş. hakkındaki iddiaları ifade ederek duruşma zaptına geçirmişti. Savcı Süleyman Ç. şöyle dedi: “Duruşmada hakkındaki iddialar dile getirilince Başkan Bey çok strese girdi, çok terlediğini, önündeki havlu peçeteyi terini silerek bitirdiğini gözlemledim. Ama bu duruşmada da sanık tutuklanmadı.”
SANIK KAÇMIŞTI
Sonuç olarak; davanın 7’nci ve son celsesine gelindiğinde rüşvetle tahliye iddiası Kırıkhan Adliyesi ve ilçe sokaklarında yayılmıştı. Bu kez mahkeme heyetinin iki üyesi sanığın kasten öldürmekten müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulanarak bu ceza 13 yıl 4 ay hapis cezasına indirildi. Ancak 2’nci celse tahliye edilen katil, çoktan kayıplara karışmıştı ve yakalanamadı. Mahkeme Başkanı Mehmet Mustafa Ş. ise sanığın beraat etmesi yönünde oy kullandı ve karara uzun bir şerh düştü. Cinayet anına ilişkin görüntülerin net olmadığını ve önce maktulün silah çektiğini iddia etti. Beş kurşunla işlenen cinayet için meşru müdafaa yorumu yaptı.
‘VARESTE KARARI VERDİLER’
Bu yargılamada rüşvet aldığı iddiasıyla ilgili soruşturmada Hâkim Mehmet Mustafa Ş. suçlamaları kabul etmedi. Üye hâkimlerden Nurseli Özalp U.’nun bütün dosyaları incelediğini ve kararlara hâkim olduğunu savundu. Yazgül K.’nin ise hiç çalışmadığını, dosyaları okumadığını, duruşmalarda bile telefonu ile oynadığını iddia etti. Kendisi izindeyken mahkeme başkanı olan hâkimlerin de tutuklama kararı vermediğini hatırlattı.
Bununla da kalmamıştı. Mehmet Mustafa Ş. izindeyken başka bir mahkeme başkanı ve iki üye hâkim duruşmaya girmişti. Katil için vareste kararı verdiler. Yani katilin duruşmalara gelmesine bile gerek olmadığı yönünde karar aldılar.
Cinayet davasındaki absürtlükler bitmiyordu. Maktul Mustafa Zambak’ın ailesinin avukatları 5 kez tutuklama kararı için üst mahkemelere başvurdu. Bu mahkemeler de tutuklama kararı vermemişti. Bir hâkimden çok daha büyük organizasyon olduğu şüphesi oluşuyordu.
Hâkim Mehmet Mustafa Ş. mal varlığında da bir artış olmadığını aksine borçlu olduğunu savundu. Hesabına gelen paraların aile yakınlarının desteği olduğunu savundu. İskenderun 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin son soruşturma gerekçeli kararında Hâkim’in katili bırakmak için rüşvet aldığı iddia edildi. Sanığın avukatı Vedat A. ile hâkimin 8 kez telefonla görüştüğü belirlenmişti. 3 vahim olayın yer aldığı gerekçeli karar, Yargıtay’a gönderildi. Hâkim Mehmet Mustafa Ş.’nin yargılanmasına Yargıtay’da önümüzdeki günlerde başlanacak.
KATİL SAKLANMIŞ
13 yıl 4 ay hapis cezası verilen katil ise uzun süre yakalanamadı. Oysa cinayeti işlediği Kırıkhan ilçesinde saklanıyordu. Bir kişi Zambak ailesine ulaşıp katili, gördüğünü ve polise defalarca ihbar ettiğini söyledi. Ancak Kırıkhan Emniyeti’nden polisler gelmeden 10 dakika önce katil bulunduğu yerden ayrılıyordu. İddiaya göre; Zambak ailesi, bu kişiden katili görünce kendilerine haber vermesini istedi. Bu konuda bilgi alınca Kırıkhan Emniyeti’ne değil komşu ilçenin emniyetine ihbarda bulundular. Düzenlenen operasyonla Veysel Karakoç yakalandı ve tutuklandı. Yerel mahkemenin 13 yıl 4 ay hapis cezası ise bozuldu. Sanığın yargılamasına devam ediliyor.