Seçimlere tam bir ay kaldı. Seçmenlerin oy davranışını etkileyecek konuların başında ekonomi geliyor. Nasıl gelmesin ki? Enflasyon karşısında ezilen, iş bulmakta zorlanan, geleceği belirsizliklerle dolu olan insanlarımızın, kullanacakları oylar ile bu kötü gidişata dur diyecekleri tahmin ediliyor. En azından şimdiye kadar yayımlanan anket sonuçları böyle gösteriyor.

Bu durumun farkında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ve adına “Doğru Adımlar” dedikleri 486 sayfalık seçim beyannamesinin, yaklaşık 150 sayfalık bölümü ekonomik vaatlere ayrılmış.

Ben oturup bu bölümü baştan sona okudum. Yok, bir şey bulacağımı düşündüğümden değil, bu köşede yazabilmek için okudum.

Öncelikle vaat edilenin yeni bir ekonomi yönetimi olduğunu baştan belirtmişler. Bunun önerilmiş olması bile başlı başına mevcut ekonomi yönetiminin başarısızlığının bir itirafıdır. Sahi, kendi atadıkları bakanların yetersizliğini yeni bakanlar atayarak telafi edeceklerini söylemek nasıl bir vaat olarak yorumlanabilir? Üstelik kimin bakan olduğunun bir önemi de yok. “Ben ekonomistim” diye söze başlayıp, ülkeyi derin ekonomik sorunlarla baş başa bırakan bir siyasetçinin yönetiminde, kimin bakan olduğuna da pek anlam yüklenemez sanırım. “Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla” girizgâhını tüm bakanların sürekli kullandığını da dikkate alınınca ‘yeni bakan vaat etmenin’ seçmen nezdinde bir değeri de olmayacaktır.

KONULAN HEDEFLERİ BİLE TAM ÇALIŞMAMIŞLAR

Bundan on yıl önce “2023 yılı hedefleri” olarak ortaya koyduklarından ne kadar uzakta olduğumuzu kısaca hatırlayalım:  bu sene ihracatımız 500 milyar dolar, kişi başına gelirimiz 25 bin dolar, milli gelir ise 2 trilyon dolar olacaktı. Bırakın bu hedefleri tutturmayı, bunların yarsına yakın sonuçlara bile ulaşamadılar.

Yayımladıkları seçim beyannamesinde 2028 yılı için koydukları hedefler bile “2023 hedeflerinin” gerisinde. Eğer Erdoğan seçilirse, 2028 yılında milli gelir 1,5 trilyon dolar, kişi başı milli gelir 16 bin dolar ve ihracatımız 400 milyar dolar olacakmış. Ama eğer seçilirse bunların olmayacağını şimdiden söyleyelim. Yok, geçmiş vaatlerini tutturamadıkları için bu vaatlerini de tutturamayacakları düşüncesi ile bunları söylemiyorum. Onların kullandığı verilerin, hedef olarak ortaya koydukları rakamları üretmediği için bunu söylüyorum.

Somut olarak ifade edecek olursak; seçim beyannamesinde ekonomik büyümenin yıllık ortalama yüzde 5,5 olacağını söylüyorlar. Diğer bir ifade ile milli gelir her yıl bu oranda artacakmış. O zaman gelin mevcut milli geliri onların söyledikleri oranlarda beş yıl boyunca artıralım. 900 milyar doları her yıl yüzde 5,5 oranında artırırsanız ulaşacağınız rakam 1 trilyon 176 milyar dolar eder. Hedef olarak koydukları 1,5 trilyon dolarlık milli gelirden 325 milyar dolar eksik. Demem o ki;  kendileri bile hesaplamalarını doğru yapmamışlar. Belki de hiç hesaplama yapmamışlar, 1,5 trilyon rakamının öylesine telaffuz etmişler. Şimdi vatandaşların bu vaade bakarak gidip oy vermesini mi bekliyorlar?

Bir başka örnek: metinde sürekli olarak cari işlemler dengesini iyileştireceklerini söylüyorlar. Ancak ortaya koydukları dış ticaret hedefi bununla uyumlu değil. 2028 yılında toplam 1 trilyon dolar olarak hedefledikleri dış ticaretin sadece 400 milyar doları ihracat, kalan 600 milyar doları ise ithalattan oluşuyor. Diğer bir ifade ile 200 milyar dolar dış ticaret açığı vereceklerini öngörüyorlar. Peki, bu kadar büyük dış ticaret açığı verilirken cari işlemler nasıl düzelecek? Bunun bir kısmını turizm geliri ile finanse etseler bile yine de büyük cari açık verileceği görülüyor. 

KADINLARA İSTİHDAMDA YER YOK

Siz bakmayın açıkladıkları metinde kadınların işgücüne katılma oranını yüzde 40’a ve istihdam oranını ise yüzde 35’e çıkaracaklarını söylemelerine. Çünkü en son açıklanan Şubat istihdam verilerinde kadınların işgücüne katılma oranı zaten yüzde 36,4 olarak duyuruldu. Öyle büyük bir artıştan söz etmiyorlar bile. Bu da anlaşılabilir bir durum çünkü seçim ittifakı yaptıkları partilerin kadın istihdamına nasıl baktıklarını zaten biliyoruz. Bu nedenle, kadınların ümit var olmalarını gerektiren bir durum söz konusu değil.

Gençlerin istihdamından hiç bahsetmiyorum bile! Çünkü onlar da bahsetmemişler, gençlerimizin iş bulmasını dert edinmemişler. Sanırım AKP’nin seçim bildirgesini yazanlar bile bu metnin okunmayacağını düşündüler. Aslında haksız da değiller. 21 yıldır iktidarda bulunan bir partinin “yeni” olarak adlandırılabilecek vaatleri olamaz.

Ziya Paşa "Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz, Şahsın görünür rütbe-i akli eserinde" demiş olsa da ben yine de baktım. Gördüklerimi de sizinle paylaştım.