Hatay: Bir inat bir murat

Serbay Mansuroğlu - Gazeteci
6 Şubat... Kaybettiğimiz binlerce canımız, yani kayıplar, evlerinden olanlar, memleketinden olanlar... Köküyle bağı olan şehir Hatay...
Bugün bile nitelikli eğitime, yeterli sağlığa ulaşamayan yüz binlerce insan, zehirlenmiş tarım alanları, kıyılar, zeytinlikler, ormanlar, TOKİ'ler… 3 kelimeyle Hatay: Belirsizlik, yıkım ve umut...
Deprem sonrası toprağiyla, doğasıyla, havasıyla siyasal iktidarın ve temsil ettiği kapitalist sistemin yağma saldırısı altında Hatay.
Kayseri ve Anadolu sermayesinin gözdesi Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin başlattığı, ardından AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önce İstanbul'un yağması için sahaya sürdüğü, olmayınca rant ilişkilerini koordine etmek için bakanlığa getirdiği Murat Kurum'la devam ediyor.
AKP'nin ekonomi fıtratında inşaat ve beton olunca Hatay'ı ayağa kaldırmak demek onlar için daha fazla beton, daha fazla inşaat demekti.
Oysa Hatay; çokkültürlü, çokkatmanlı, barış içinde yaşamıyla ruhu olan bir kent olarak kes, kopyala, yapıştır birbirinin aynısı TOKİ inşaatlarıyla ayağa kalkmaz.
Muhalefetin yetersizliği ile birlikte 31 Mart seçimleri sonrası şehirde yerel iktidarı da kazanan AKP, bütün kurumlarıyla Hatay'ın sorunlarını çözeceğini öne sürdü.
Murat Kurum'un başında bulunduğu Bakanlık, verdiği kararlarla inşaat uğruna zeytin kıyımı, köylülerin geçimlik tarım yaptığı toprakları acele kamulaştırma ile gaspedip yurttaşın Anayasal haklarını da askıya alarak her türlü canlı yaşamını tehdit eder hale geldi.
Biyoçeşitliliği koruyan, doğayla uyumlu tarım yapan köylülerin toprakları gaspedilirken ülkenin her noktasında olduğu gibi 3 harfli marketlerin önü açıldı.
Hatay'ın çiftçisini ürünlerini değerlendiremez hale getirip bugüne kadar Antakya'da yerel üretici pazarı açılmadığı gibi köylüyle dayanışma pratikleri geliştirilmedi.
UYUM İÇİNDE ÇALIŞAN MUHALEFET
Bakan Murat Kurum, Hatay'ın ruhuna, dokusuna zarar verirken muhalefet vekillerinden biri, bakanla toplantısında "Sayın Bakanla uyum içinde çalışıyoruz. Kendisine teşekkür ederim" açıklaması yaptı.
İlçe belediye başkanları, içinde “sol” belediyecilik yapma iddiasında olanlar dahil halkın sorun ve taleplerinin taşıyıcısı olmanın ötesinde Bakan'dan 3 iş makinası, dozer, kepçe, çöp kamyonu kapmak için “uyum” içinde çalışıyor.
AFAD verilerine göre 180 bin Hataylı hâlâ konteyner kentlerde barınıyor. Böyle bir iktidar Hatay için çare olabilir mi?
24 ay sonra o günleri, o günlerde hissettiklerimizi unutmadık. Yıkıntılar altında kalan haykıran sesleri, kayıpları, hâlâ çadırlarda, konteynerlerde yaşamaya devam edenleri, satılığa çıkarılan kan bağışlarını, çadırları, deprem bölgesinin yalnız bırakılmışlığını, köylüsünü memleketini unutmak mümkün mü?
ÇARE YIKIK DUVARLARA UMUDUNU YAZAN İNSANLAR
İlk günden bugüne toplumun kendi öz dinamikleriyle ortaya koyduğu dayanışma pratikleri; yıkık duvarlarına "Geri döneceğiz Hatay" yazan insanların depremzede dernekleri, kooperatifleri, ortaya koydukları her türlü hak arama, şehrine sahip çıkma iradesi Hatay'ı yeniden ruhuyla, kimliğiyle var edecek iradedir.
Eskilerin deyimiyle bir inat murat... Hatay için kaybettiklerimize ve Asi şehre sözümüzdür.