Hayali gençlerin iradesi

25 yıldan fazla bir süredir müzik alanında üretim yapan ‘alternatif rock’ grubu Muse, geçen hafta şarkılarına ve duruşuna yakışan bir tavır sergiledi: boykotçu gençleri ‘vatan haini’ olarak niteleyen organizatörle ilişkisini kesti, konserini bir yıl sonraya erteledi.
Muse’u ilk dinlediğimde (2000lerin ortaları), sadece üç kişilik bir grubun bu kadar güçlü bir ses üretebilmesine şaşırdığımı anımsıyorum.
Saçma tabii, Beatles dört kişiydi, Queen dört kişiydi, dörtle olabilen üçle de olamaz mıydı?!
Ama 3 ile 4 arasındaki tek fark 1 değilmiş gibi geliyordu bana, bu yüzden Absolution (2003) albümünü -özellikle açılış şarkısı Apocalypse Please’i (Kıyamet Lütfen)- dinlerken karşılaştığım senfonik derinlik ve zenginliği sadece üç genç adama borçlu olduğumuz gerçeği karşısında çarpılıyordum.
Sonradan, özellikle İstanbul’un trafik kaosunda sıkça dinlediğim Muse hakkında görüşlerim giderek otururken, vokalist Matthew Bellamy’nin o derin şarkı sözlerini çarpıcı bir isyan duygusuyla, haykırırcasına söylemesinin de bunda etkisi olduğunu fark ettim.
∗∗∗
Muse dendiğinde ilk akla gelen şarkılardan Uprising’in (Ayaklanma, 2009) sözlerine bakalım: “Ayağa kalkın ve gücü geri alın / Şişman kedilerin kalp krizi geçirmesinin vaktidir şimdi / Zamanlarının sona yaklaştığını biliyorsunuz / Birleşip bayrağımızın yükselişini izlemeliyiz (haydi gelin) / Bizi zorlamayacaklar / Bizi aşağılamayı bırakacaklar / Bizi kontrol edemeyecekler / Zafer bizim olacak (haydi gelin)”
Bunlar, sadece ‘Demir Leydi’ Thatcher’ın biçimlendirdiği İngiliz neo-liberalizminin kurbanlarının değil, kollarını dünyanın dört bir yanına uzatarak büyüyen yeni totalitarizme karşı bir şeyler yapmak gerektiğini bilen, hiç olmazsa hisseden herkesin duygularının ifadesidir.
∗∗∗
2018 tarihli albümleri Simulation Theory’deki Propaganda’da Matt Bellamy, bu sefer şunları söyler: “Kaybedemem / Bana reddedemeyeceğim tekliflerde bulunuyorsun, evet / Yalanlarınla beni çarpıtıyorsun, bebeğim / Kaybedemeyeceğini bilmiyor musun? / Bana reddedemeyeceğim tekliflerde bulunuyorsun, evet / Güzel yalanlar söylemeye devam ediyorsun / Gerçekle oynuyorsun / Ah, beni öldürüyorsun / Pro-pro-pro-pro- / Ga-ga-ga-gandanla, öldürüyorsun propagandanla!”
2022’de, Will of the People (Halkın İradesi) adlı albümü çıkardı Muse. Albüme adını veren şarkıya çok da güzel bir müzik videosu yaptılar -youtube’da izlenebilir.
Bu videoda gördüğümüz sokaklar, neo-faşist iktidarlara karşı kendi yöntemleriyle direnen Z kuşağının dolaştığı kentin sokakları, 1984’ün sokaklarıdır. Gençler Büyük Birader’in gözlerini (gözetleme kameralarını), ağzını ve kulaklarını (iletişim araçlarının totaliter kontrolünü) işlemez hale getirir ve Gerçek Bakanlığı’nın propagandasına orta parmaklarıyla hareket çekerler:
“İmparatorları okyanusa itelim / Adanmışlıkla dolup taşan bir serseri gerekmiyor / Her saat artıyor sayımız / Kurumlarınızı paramparça edeceğiz!
(Halkın iradesi, halkın iradesi, iradenin iradesi)
Bir dönüşüme ihtiyacımız var / Hepimizin görebileceği bir dönüşüme / Bir devrime ihtiyacımız var / Özgür kaldığımız sürece!”
Sadece üç kişiden oluşan Muse’un çıkardığı ses, yüzbinlerce gencin direnen sesiyle böyle birleşiyor işte...
∗∗∗
Şimdi, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlaması için gözlerini dört açmış etrafı tarayanlar hemen üstlerine alınmasın; Matt Bellamy, Muse’un resmi sitesinde Will of the People şarkısını şöyle tanımlıyor:
“‘Halkın İradesi’, hayali bir veri merkezi tarafından yönetilen hayali bir otoriter devletin yönettiği hayali bir gezegende geçen hayali bir meta evrende yaşanan hayali bir hikayedir. Bu veri merkezi, hayali bir banka işletir ve hayali bir para birimi basarak, hayali bir apartman dairesinin bulunduğu, hayali bir nüfusun doldurduğu hayali bir şehri kontrolü altında tutar. O hayali dairede yaşayan hayali bir adam bir gün uyanır ve ‘Has...r!’ diye düşünür.”
∗∗∗
Aynı albümde yer alan Won’t Stand Down (Pes Etmeyeceğim) adlı şarkıyla bu hayali yazıyı bitirelim:
“Beni ezecek birine boyun eğeceğime asla inanmazdım / Beni oyaladın, güçlü olduğumu sanıyordum, ama sen sadece beni manipüle ediyordun / Gözlerimi açtım, yalanları saydım ve şimdi benim için her şey daha net / Sen sadece bir istismarcı ve tacizcisin, başkalarının hayatını yaşıyorsun.
Pes etmeyeceğim / Güçleniyorum / Pes etmeyeceğim / Artık kimsenin malı değilim / Pes etmeyeceğim / Beni çok uzun süre kullandın, şimdi tek başına öl!"