Google Play Store
App Store
Hayatlarımıza dokunan sorular
Yoldan Çıkanlar, Guadalupe Nettel, Çeviren: Banu Karakaş, Livera Yayınevi, 2025

Kardelen TATAR

1973 senesinde Meksika’da doğan Guadalupe Nettel’i Türkçe’de ilk defa 2023 Uluslararası Booker Ödülü’ne aday olan Benzersiz Kızım adlı romanıyla tanıdık. Bu roman belki de son 50 yılın en çok konuşulan konularından biri olan annelik meselesini masaya yatırıyor, akademide, insan hakları mücadelesinde, feminizm tartışmalarında, sokakta, yolda, evde, artık aklımıza gelebilecek hemen her yerde varlığını kanıtlamış bu soruya dair bizi belki de hepimizin bilinçaltında zaten sormaya başladığı fakat dillendiremediği soruları bir modern tıp öyküsü içinden sormaya davet ediyordu. Bu vesileyle Nettel’in ne denli cesur bir yazar olduğunu görmüş olduk.

Ne var ki günümüz dünyasının çetin konuları annelikle sınırlı değil elbette. Nettel, Yoldan Çıkanlar adlı öykü kitabında yine elini korkak alıştırmıyor ve kurduğumuz bağlar üzerine muhteşem sekiz öyküyle okuru mest etmeyi başarıyor. Hayatının yönünü değiştirenler, değiştirmeye cesaret edenler ve edemeyenler, etmeye mecbur bırakılanlar, ettiğine pişman olanlar, geri saramayanlar. Bu öykülerdeki karakterlerin her biri bambaşka hayatlar yaşıyor fakat hepsinin ortak paydası hayatlarının kırılma noktaları.

İlk öyküde kahramanımız hiç tanımadığı, ailesinin yasaklı üyesi dayısıyla tanışınca ailenin bilmediği sırlarına ererken ikinci öyküde hayata baştan yenik başlamış kimsesizlerin ortaklığına tanık oluyoruz. “Ateşle Oyun” adlı öyküde günümüzün en taze tartışmalarından olan babalık meselesini, ebeveynler arası duygusal iş bölümünü masaya yatırıyoruz. “Pembe Kapı”nın kahramanı sayesinde memnuniyetsizliklerimizin kökenine iniyor, “Yer Altında Bir Orman” ile insanlar arasındaki evrensel bağı anlamlandırabilmek için yüzümüzü doğaya çeviriyoruz. “Başka Yerde Hayat” istediği hayatı yaşama cesareti gösteremeyenlerin bunu telafi etmek için bulduğu huzursuz edici yöntemleri gözlerimizin önüne sererken, kitaba adını veren “Yoldan Çıkanlar” öyküsünde zorunlu göçün ruhlarımız üstündeki kaçınılmaz tahribatını izliyoruz. Son olarak “Rehavet” öyküsünde pandemi ile hayatımıza giren, çağımızın belki en son meselesi “yeni normalimizi” konuşuyor, gitgide bir gerilim filmini andıran iklim krizli hayatımıza distopik bir son yazıyoruz.

İçinden geçtiğimiz bu yüzyıl bir hız çağı. Her şey çok çabuk değişiyor. Hayatlar bir anda tepetaklak olabiliyor. Bir yandan sanki her şey mümkün, ama öte yandan bazı şeyler artık ebediyen imkânsız. İşte Nettel bu değişim noktalarını inceliyor. Seçimlerimizin ne kadarının bize ait ne kadarının mecburiyetten olduğunu soruyor, özgür irade ile kader arasında gidip geliyor. Fakat dönüp dönüp aynı konuyu önümüze sermiyor, daldan dala atlıyor, bir kıtadan öbürüne, bir hayattan diğerine koşuyor. Vizyonu geniş, perspektifi çeşitli. Ve bu öyküleri en çarpıcı kılan yanlarından biri de yazarın bize kesin yanıtlar sunmaması, her öyküde bağ kurmanın başka bir şekline, ayrı bir boyutuna odaklanarak bunları taraf tutmadan okura yalnızca göstermesi. Enrique Vila-Matas’ın “Nettel özgür” derken tam olarak bunu kasettiğini düşünürüm hep. Zira onun bizi ikna etmek gibi bir niyeti yok; o sadece bir elçi. Bir doktrine veya ideolojiye bağlı değil. Her sanatçının yapacağını yaparak soru soruyor. Ve bu da onu katiyen daha az politik kılmıyor. Nettel’in güç ilişkilerini lime lime ayıran, çok bakışlı öyküleri aslında son derece politik. Sadece o bunu yumruğunu masaya vurmadan yapıyor. Yoldan Çıkanlar zamanımızın bu en tartışmalı meselelerini kelimelerini süslemeden, lafı dolandırmadan anlatması ve hayatlarımıza doğrudan dokunan soruları çekinmeden sormasıyla “Şimdi ve Burada”yı şiar edinen Livera Yayınevi’nin kataloğuna da en çok yakışan üyeler arasında yerini alıyor. Okuru bol olsun.