Haziran’da neler izleyeceğiz?
Fotoğraflar: IMDb

Zayıf vizyon filmleri sebebiyle sinema salonlarından uzak kaldığımız doğru. Haziran ayı da pek dolu dolu olmamasına rağmen kaçırmamanız gereken "Beau Is Afraid", "Asteroid City" ve "Saint Omer" filmlerinden bahsetmek istedim.

BU AYIN EN ACAYİBİ

Ari Aster çok ilgi çekici bir yönetmen. Erken dönem yazma/yönetme tarzını analiz etmek için Ari Aster’in kısa filmlerinin izlenmesi gerekİyor. Hollywood atılımından önce bu kadar kısa bir süre içinde ne kadar çok ürettiğini görünce açıkçası şaşırmıştım. 2013’te, büyük ölçüde Aster'ın etkileyici yönetmenliğinin görülebildiği kısa filmi “Munchausen” ile kendisi dikkatimi çoktan çekmişti. Zaten "Munchausen"ı takip eden yıllarda Aster, "Hereditary" ve "Midsommar" filmlerini yazıp yönetmesiyle sinema çevrelerinde tanınan bir isim oldu.

Aster’in ilk kısa filmi ise “A Tale of Two Tims” idi ve onun Amerikan Film Enstitüsü’ne katılmasını sağlayan filmi de bu olmuştu. Aster, AFI'de yüksek lisans öğrencisi olarak okurken arkadaşlarıyla birkaç kısa film çekti, bu kısa filmlerin başında “The Strange Thing About the Johnsons” adlı bitirme tez filmine ulaşabilirseniz izlemenizi tavsiye ederim. Kısaların ardından ilk uzun metrajlı filminin prömiyerini 2018 Sundance Film Festivali'nin Geceyarısı bölümünde yaptı ve o günden beri kendisi için en doğru adres olan A24 ile çığır açıcı işler yapmaya devam edecek gibi gözüküyor.

İşte bu yönetmenin son filmini Türkiye’de haziran ayı içerisinde izleyeceğiz. “Beau Is Afraid” (Korkuyorum), Ari Aster tarafından yazılan/yönetilen sürrealist trajikomedi korku filmi. Baş karakter Beau Wassermann olarak Joaquin Phoenix'in rol aldığı filmde ayrıca Patti LuPone, Nathan Lane, Amy Ryan, Kylie Rogers, Parker Posey, Stephen McKinley Henderson, Hayley Squires, Michael Gandolfini, Zoe Lister'den oluşan güçlü bir yardımcı oyuncu kadrosu yer alıyor. Konusu, ılımlı ama paranoyak Beau'nun annesinin cenazesine katılmak üzere eve gitmek için gerçeküstü bir yolculuğa çıkmasını ve bu sırada en büyük korkularıyla yüzleşmesini konu alıyor. Film aslında Aster’in 2011'de çektiği, açıklanamaz bir gücün peşini bırakmadığı bir adamı konu alan “Beau” isimli 7 dakikalık kısa filminden uzun metrajlaştırıldı. Dedim ya kısalarına bakmakta fayda var diye.

BU AYIN EN CAZİBİ

“Asteroid City” (Asteroit Şehir), Wes Anderson'ın yönettiği ve ortak yapımcılığını üstlendiği, Anderson'ın senaryosundan ve Anderson ile Roman Coppola'nın yazdığı bir hikâyeden oluşan, bilim kurgu romantik komedi-drama filmi. 1955'te her yıl düzenlenen Junior Stargazer Kongresi'nde meydana gelen olayları takip eden filmin oyuncu kadrosu çok zengin; Jason Schwartzman, Scarlett Johansson, Tom Hanks, Jeffrey Wright, Tilda Swinton, Bryan Cranston, Edward Norton, Adrien Brody, Liev Schreiber, Hope Davis, Steve Park, Rupert Friend, Maya Hawke, Steve Carell, Matt Dillon, Hong Chau, Willem Dafoe, Margot Robbie, Tony Revolori, Jake Ryan ve Jeff Goldblum.

Filmin konusuna bayıldım. Bir çöl kasabası olan Asteroid City’de, tüm ülkeden öğrencileri ve ailelerini, akademik rekabet için bir araya getiren bilimsel programda, bir uzaylının aniden ortaya çıkması ile beklenmedik olaylar meydana gelir. Ordu tereddüt etmeden şehri yasak bölge ilan eder ve tüm giriş çıkışlar yasaklanır. Dünya prömiyerini 2023'te Altın Palmiye için yarıştığı 76. Cannes Film Festivali'nde yapan ve daha önce ABD’de sınırlı sinema gösterimine giren ve izleyen eleştirmenlerden olumlu eleştiriler alan film 16 Haziran’da Türkiye’de vizyona girecek. Wes Anderson’ın sinemasını bu film vizyona girdikten sonra konuşuruz ancak kısaca bu yönetmenle ilgili de bilgi vermek istiyorum. 1 Mayıs 1969'da Texas'ın Houston kentinde arkeolog bir annenin ve reklamcı bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Wes Anderson’ın hayat hikâyesine baktığımızda sorunlu bir ergenlik geçirdiğini ve fazlasıyla duygusal ve içe kapanık birisi olduğunu görüyoruz. Ebeveynlerinin boşanmasından çok fazla etkilendiğini biliyoruz. Ki bu yüzdendir filmlerinde sürekli bu konuyu işlemesi, bu yüzdendir Anderson'un filmlerinin otobiyografik izler taşıması ve çoğu hikâyesinde kendi çocukluğundan yansımaları izlememiz. “Tenenbaum Ailesi” filmini hatırlayın lütfen. Bakalım bu son filminde bizleri neler bekliyor olacak?

BU AYIN EN DERTLİSİ

“Saint Omer” filmi Türkiye’de vizyona girecek olan dikkat çeken filmlerden birİ. 2022 Venedik Jüri Büyük Ödülü, Geleceğin Aslanı Ödülü alan “Saint Omer” filminde, romancı Rama, antik Medea mitinin modern bir uyarlamasını yazmak için Laurence Coly'nin Saint-Omer Ceza Mahkemesi'ndeki davasını takip eder ancak hiçbir şey beklediği gibi ilerlemez. 15 aylık kızını bir plajda yükselen gelgite bırakarak öldürmekle suçlanan siyah kadın Laurence Coly’nin duruşmasında tanıkların ifadeleri, onu inançları ve değer yargılarını sorgulamaya kadar götürür. Yönetmen Alice Diop’un gerçek olaylara dayanarak gerçek duruşma tutanaklarını yeniden canlandırdığı Saint Omer filmi Fransa’nın Oscar adayı idi.